Cemile Bayraktar
Gazeteci-Yazar
TT

Irkçılık, hastalık değildir

Irkçılığın sık sık bir hastalık olduğu ve tedavi edilmesi gerektiği söylenir. Zannediyorum bu ezberimiz, beyaz ırkın ve Hıristiyanların üstünlüğüne, Tanrı tarafından seçilmiş olduklarına inanan zenofobik Batılıları, onların mevcut medeniyet dışı eylemlerini, zenofobik tutumlarını aklama çabasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla Batılı beyazlar, ırkçı terör saldırıları yapınca “psikolojik sorunları olan tipler”, Müslümanlar yapınca “terör saldırısı” oluyor.
“Norveç'in başkenti Oslo’da 22 Temmuz 2011'de önce başbakanlık binası önünde bomba patlatan ardından İşçi Partisi'nin (AP) gençlik örgütü AUF’in Utøya adasında düzenlediği gençlik kampına otomatik silahlarla saldırarak çoğu çocuk, toplam 77 kişiyi öldüren, 242 kişiyi yaralayan ırkçı Anders Behring Breivik, ülke hukuku gereği sadece 21 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.”
Terör saldırısının üzerinden 10 yıl geçti ve yasalar gereği Breivik, şartlı tahliye için mahkemeye çıktı. Mahkemeye çıkmadan önce saldırganı olaydan bugüne kadar takip eden psikiyatr Rosenqvist, Breivik’in herhangi bir değişim göstermediğini belirtti, yani hala tehlikeli… 77 kişiyi gözünü kırpmadan öldüren bir kişinin saf kötü olduğunu, onu o hale getiren sistemin de böyle canavarlar yaratabileceğini görmek istemeyenler için Breivik’in psikolojik değerlendirmelere tabi tutulması gerekiyordu. Sırası gelmişken, bu tavır, aynı zamanda “terörist değil, psikolojik sorunları var” ezberinin de bir miktar devamı gibi… ama elbette Breivik’in yaptığı saldırı o kadar vahşice ve o kadar büyük ki, bu kez “hasta” savunmaları, bu terör saldırısının üzerini örtmeye yetmiyor, bu nedenle de ağız ucuyla da olsa “terör saldırısı” olarak tanımlanmak zorunda kalındı.
Tekrar şartlı tahliye duruşmasına dönecek olursak, Breivik’in mahkeme salonunda Nazi selamı verdiğini not düşeyim. Breivik savunmasında, bundan sonra herhangi bir şiddet olayına bulaşmayacağını, şiddet eylemi olmadan da Nazi olunabileceğini aynı zamanda “beyaz güç hareketi” için çalışmaya devam edeceğini, onur sözü vererek ifade etti. Seri katil olup olmadığı sorusuna ise kendisini bir “asker” olarak gördüğünü söyleyerek cevap verdi. Elbette Breivik’in açıklamaları bu kadar değil, kendisi cezasını çekmek için yanında birini istiyor; Philip Manshaus. Manshaus, 2019’da bir camiye saldırıda bulunan bir terörist. Buradan da ırkçı saldırganlığın, kendi gibi olanlardan beslendiği sonucunu çıkarıyoruz.
Ez cümle, 77 kişiyi sırf kendisiyle aynı ırktan değil diye öldürebilen, 250’ye yakın kişiyi yaralayan bir saldırganda herhangi bir pişmanlık gözlemlenmediği gibi, kendi saf kötülük içeren düşüncelerini savunmaya devam ederken, hapiste olmaması gerektiğine de inandığını görmüş olduk.
Breivik ile ilgili genel kanı, halen toplum için tehlikeli olduğu yönünde… Breivik meselesi, istisna bir durum değil dolayısıyla eylemin bir özel isim üzerinden konuşulmasını yetersiz buluyorum. Zira ırkçılık dünyanın her yerine yayılmış durumda ve bu illet tür, belli toplumlar için değil tüm dünya için tehlikeli. Ve hep de öyleydi…
Düşünün bir kere, sırf topraklarını genişletmek ve daha güçlü olmak için Bosna’da soykırım yapan ırkçılar da, Yahudileri yönelik soykırım yapanlar da aynı ırkçı saiklerle yapabildiler bu kötülüğü. Afrikalı insanları zincirlere bağlayıp köleleştirenler ya da tarlada çalışırken ürün yemesin diye ağızlarını bağlayanlar da… ya da bakmaya kıyamadığınız siyah bir bebeği, saldırgan hayvanların konulduğu demir kafese koyup sergileyenler de aynı güdüyle hareket etti. Ortadoğu da sivil insanları, birkaç ailenin tümünü insansız hava araçları ile katledenler aynı güdüyle hareket etti. Güya kendi ırklarını korumak için, birlikte yaşadıkları aynı toprağın insanını işkenceden geçirip, gözaltında kaybedenler de aynı ırkçı duygularla yaptılar bu zulümleri. Breivik de bunlardan yalnızca biri…
Acı yarıştırılmaz ya da ölçülmez, bir coğrafyanın tümü, tümüyle kötü ya da iyi değildir. Mesele dün oldu, dünde kaldı bugün artık yeni şarkılar söylemek lazım demek de değildir. Irkçı terörizmin bir merkezi yok, Batı’dan Doğu’ya ya da Doğu’dan Batı’ya yönelebiliyor. Ama bir şeyi de tekrar düşmek pahasına yine yeniden paylaşmak gerekiyor; sokakları temiz, insanlarının birbirleriyle uğraşmadığı, çok kültürlü, medeniyetin beşiği Batı ezberleri bozulalı çok oldu, Breivik bunlardan sadece bir tanesi… dolayısıyla 10 yıl psikolojik gözlem de dahil her “insani” yöntemle hapsedilmiş, öldürdüğü insanların yaşlarından bile daha az ceza almış, hiçbir gelişme göstermediği halde, müebbet hapis cezası alması gerekirken şartlı tahliye için mahkemeye çıkarılan ırkçı Breivik, hasta değil, hastalık bilinçsizce gerçekleşen bir durumdur ve merhameti dahi hak eder. Ama bu ve bunun gibi ırkçılık örnekleri, saf kötülüktür, insanlık adına utançtır, tedavi gibi insani görünen yöntemlerle bertaraf edilemez. İnsanlık dışı saldırılarda bulunan kişi ya da kişileri, insani yöntemlerle ıslah etmek de Norveç başta olmak üzere Avrupa’yı ya da Batı’yı daha medeni bir yer yapmaz.