Prof. Dr. Ahmet Abay
Akademisyen
TT

Batı’da değişen bir şey yok

Her zaman ve her yerde demokrasi havarisi kesilen Batı yine aynı ikiyüzlülüğünü gösterdi. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırıya geçmeye başladığı andan itibaren Batı’nın çirkin ikiyüzlülüğü yine görünür oldu. Önce Ukrayna’ya sonra da insanlığa karşı.
Başta Amerika ve birçok Avrupa ülkesi parlak komedyen çocuk Zelenski’yi allayıp pullayıp ezici bir çoğunlukla iktidara taşıdılar sonra da onun üzerinden Ukrayna’yı bir NATO ülkesi yapmaya kalkışarak Rusya’yı tahrik ettiler. Bu arada Lakabı “Karanlık Oligark” olan Yahudi bir aileye mensup Kolomoyskiy’nin 2019 erken seçimlerinde tüm gücüyle destekleyip finanse ettiği kişinin yine Yahudi bir ailenin çocuğu Volodimir Zelenski olduğunu da unutmamak gerekir.
 Rusya saldırı başlatınca da Komedyen Zelenski’yi yalnız bıraktılar veya yalnız bırakmış gibi bir görüntü vererek onun mağduriyet çığırtkanlığı yapmasına zemin hazırladılar. Rusya’nın yaptıklarını hiç konuşmaya bile gerek duymuyorum. Zalimliğini ve acımasızlığını daha önce başta Çeçenistan olmak üzere birçok coğrafyada göstermişti. -Çeçenistan demişken anti parantez olarak şunu ifade etmeliyim ki Kadirov yanlısı Çeçenlerin Rus ordusu içerisinde verdikleri namazlı ve tekbirli görüntü tam bir “Stockholm sendromu” görüntüsüydü. Çeçenlere yıllarca zulmeden, onların anne-babalarını ve kardeşlerini öldüren Ruslar adına savaşmalarını başka bir şeyle izah etmek güçtür.-
Konumuza tekrar dönecek olursak Rusya’nın ilk saldırılarının ardından Amerika ve Avrupa ülkelerinin sadece kınama açıklamalarına karşılık Zelinski, hayal kırıklığı yaşadı. Daha sonra da tiyatroculuğunu da sergilediği Avrupa Parlamento’sundaki konuşmasında Zelenski, “Gerçekten Avrupalı olduğunuzu kanıtlayın. O zaman hayat ölüme galip gelecek ve ışık karanlığı yenecektir” diyerek duygusal bir ortam oluşturmaya çalıştı. Bu konuşmadan sonra Batılılar ve Avrupalılar, Avrupalı ve Batılı olduklarını gösteren haberler ve açıklamalar yapmaya başladılar.
İşte tam da burada Batının ve Avrupa’nın insanlık adına ikiyüzlülüğünü nasıl gösterdiğine tanıklık etmeye başlıyoruz. Bu konuda kimi habercilerin yapmış oldukları haberlerde kullandıkları ifadeler ve bazı ülkelerin Ukrayna’dan gelen mültecilere kapılarını açıp  “Suriyeli, Afganlı, Iraklı veya diğer Müslüman ülkelerden” gelen mültecilere kapılarını kapatmaları, sergiledikleri ikiyüzlülüğü çok net bir şekilde göstermektedir.
Medeni diye geçinen Amerika ve Avrupa ülkelerine mensup bazı yayın kuruluşlarında görevli muhabir, yorumcu ve yazarların kullandıkları ifadeler Batının ne kadar ırkçı, İslam düşmanı ve ikiyüzlü olduğunu göstermektedir. Kullanılan bazı ifadeler şu şekildedir:
ABD merkezli CBS NEWS muhabiri Charlie D'Agata,; "Burası on yıllardır kaosla yaşayan Irak veya Afganistan değil. Burası böyle şeyleri görmeyi hiç ummadığınız medeni Avrupalılara has bir kent.”
İngiltere merkezli ITV News muhabiri Lucy Watson; "Ukraynalıların başlarına düşünülemez bir şey geldi. Burası gelişmekte olan bir üçüncü dünya ülkesi değil, burası Avrupa."
ABD'li NBC muhabiri Kelly Cobiella; "Bunlar Suriye'den gelen mülteciler değil. Bunlar Hıristiyanlar, beyazlar. Polonya'da yaşayan insanlara çok benziyorlar."
Fransız Gazeteci Ulysse Gosset BFM TV'de 'uzman bir yorumcu!' olarak konuşurken, "21. yüzyıldayız, bir Avrupa şehrindeyiz ve sanki Irak'ta ya da Afganistan'daymışız gibi seyir füzesi ateşi var, hayal edebiliyor musunuz!"
Batının ikiyüzlülük kervanına sadece muhabirler ve yorumcular değil bazı bürokrat ve siyasetçiler de katıldı.
Ukrayna'nın eski başsavcı yardımcısı David Sakvarelidze katıldığı BBC'nin canlı yayınında 'düşüncelerini!' şu sözlerle ifade etti: "Benim için çok üzücü bir durum. Çünkü her gün sarı saçlı ve mavi gözlü Avrupalı insanların ve çocukların Putin'in füzeleriyle, helikopterleriyle ve roketleriyle öldürüldüğünü görüyorum."
Bulgaristan Başbakanı Kiril Petkov, Ukraynalı mülteciler için “Bunlar Avrupalı insanlar” derken Suriyeliler için ‘terörist’ benzetmesinde bulundu.
Netice de hepsinin ortak noktası şudur denilebilir: “Bunlar Iraklı, Suriyeli, Afganistanlı değil. Bizim gibi beyaz, mavi gözlü, sarı saçlı insanlar.” Bu özelliklere sahip olanlar ölemezler, ölmemeliler. Fakat diğerleri, özellikle de üçüncü dünya ülkelerindekiler, orta doğudakiler, Afganlar, Libyalılar, Sudanlılar vs. ölebilirler. Ama biz batılılar savaşla tanışmamalıyız. Biz silah satarız, savaş çıkartırız ama bizde olmamalı…
Sergilenen ikiyüzlülükten Ukrayna’da yaşayan Afrika kökenli vatandaşlar ve Afrikalı öğrenciler de nasibini aldı. Hâlbuki bunlar Ukrayna vatandaşıydılar. Ama bir anda kendilerini “kurtarılacaklar listesi”nin dışında veya en sonlarında buluverdiler.
Bosna’da daha önce işlenen cinayetlere ve yapılan katliamlara sessiz ve tepkisiz kalan Batı ve Avrupa’ya tepkisini göstermek için Bosna’nın sarı saçlı mavi gözlü çocuklarını temsilen Emine Şeçeroviç Kaşlı; “Bundan sonra Boşnaklar olarak kendimizi şöyle savunacağız: Biz de sarı saçlı, mavi gözlüyüz.” diyerek Batının ikiyüzlülüğüne dikkat çekmeye çalıştı.
Burada sorulması gereken şey, Polonya, Romanya, Macaristan, Yunanistan ve diğer Avrupa ülkelerinin “sarı saçlı, mavi gözlü” Ukraynalıları niye aldığı değil, daha geçen sene can havliyle sınırlarına yığılanları neden almadığı, onları neden sınırdaki ormanlarda soğukta ölüme terk ettiğidir.[1]
Biz hiçbir ülke ve toplum için savaş olmasını istemiyoruz. Çünkü savaş, insanlar için zorluk, sıkıntı ve ölümdür. İstediğimiz şey, başkalarını savaşa sürükleyip bu sayede keselerini dolduranların, sadece savaş kendi kapılarını çaldığında savaşın yok ediciliğini ve zararlarını hatırlamaları değil, bütün insanların barış içerisinde yaşamalarını sağlamak adına çaba göstermeleridir.
Ama maalesef görünen tablo şudur: Batı’da değişen bir şey yok…

[1] Menekşe Tokyay, https://www.gazeteduvar.com.tr/avrupa-kapilarinin-sifresini-acikliyorum-sari-sac-mavi-goz-makale-1554936