Nebil Amr
Filistinli siyasetçi ve yazar
TT

Cazibe ve çekim merkezi Çin

Çin politikasının seyrini izleyen bir gözlemci, bu dev ülkenin liderlerinin her şeyin içinde olduğunu fark eder. Şayet Çin doğrudan çatışıyorsa bu, zorunda bırakıldığı içindir.
ABD eski Başkanı Donald Trump, onları hedef tahtasına koyduğunda olan tam da buydu. Ancak süper gücün çıkarlarını tüm dünya düzeyinde koruma ve geliştirme alanındaki ihtiyaçları, liderlerinin, temeli sadece ön planda olmaktan kaçınmak olmayan aksine çatışma ve rekabet arenalarında koridorlar açıp pusuda beklediği bir siyasi ekol kurmasını sağladı.
Bu politikanın avantajları, Rus-Ukrayna savaşı ve onun dünya çapındaki uzantıları sırasında ortaya çıktı. Nitekim Çin çıkarları, Kur'an ve Ramazan kandillerini birçok İslam halkına ulaştırmaktan başlayarak dünyada hiçbir ülkenin düşük kalitede olsalar bile ucuz fiyatlarıyla rekabet edemeyeceği ürünlerle piyasayı doldurmasına kadar altı kıtaya nüfuz ediyor.
Askeri savaşın aralarında Batı'nın vaftiz annesi ABD, Rus müttefiki ile anlaşmazlık alanları bularak Çin'i etkisiz hale getirmeye çalışıyor. Bununla ilgili faaliyetleri, yedi saat süren ve ABD’nin Çin’in Rusya’ya silah sağladığına ayrıca Çin-Rus ilişkisinden endişe duyduğuna ilişkin açıklamalarıyla orada bitmeyen ‘Roma Zirvesi’ ile başlamadı. Ancak bir savaş açmaktan daha çekici olan bir baskı türü. En azından şimdilik öyle...
ABD, Ukrayna savaşının uzaktan vaftiz annesidir. Bu alanda, sıcak çatışmaların diyarı ve cam pencerelerle dolu olan Avrupa'dan daha tedbirli olabilir. Çin’i ve doğudan batıya genişleme hayaletini uzaklaştırmayı, hesaplamalarının ve ana hedef olan savaşı durdurma konusundaki ihtiyaçlarının dışında tutmuyor. Bu hedefe ulaşmada ya da buna yaklaşmada kim Çin’den daha etkili olabilir?
Avrupa, Rus ayısını Avrupa Seramik Sergisi'nin kapısında durup ardından kabaca içeri girmesinden ve sonrasında evcilleştirme girişimlerinin başarısız olmasının ardından Çin'in peşinden gitmeye devam ediyor. Etkileşimleri her şeyden önce enerji ve gıda üreticilerini kapsayacak şekilde genişleyen bir savaşta, dünyanın dikkati, enerji üretiminde ileri bir konuma sahip olan Körfez ülkelerine çevrilmelidir. Bu ülkeler, Soğuk Savaş'ın yarattığı şiddetli kutuplaşma döneminde kendilerine açılması yasaklanan herkese açık bir şekilde savaşları, çatışmaları ve rekabetleri öngördü.
Bu ülkeler Çin ile çeşitli alanlarda kurdukları ilişkileri hesaplarından çıkarmıyorlar ve bu bir lüks değil. Aksine, Çin meselenin merkezinde. Suudi Arabistan, Çin Devlet Başkanı’na yaptığı davetin zamanlaması ve uygulama zamanı üzerinde çalışılmış bir davette bulundu. Daveti kabul ederse ziyaret, mübarek Ramazan ayından sonra beyaz ip siyah ipten ayrıldığı zaman gerçekleşecek. Davet, ‘aklımızdasınız’ anlamına geliyor.
Ukrayna savaş bölgesindeki tüm ‘ana oyuncuların’ evlenmek istediği ‘Çinli gelin’, yalnızca garanti edilen avantajlardan ibaret değil. Tüm talipler, bu devasa ‘gelinin’ gerek uyum göstererek gerekse de muhalefet ederek kendi gündemlerine hizmet etmesini istiyor. Çin, şu ana kadar bir tedbir ve pusuda bekleme oyunu oynuyor. En çok korktuğu, doğrudan ve açık bir ‘yanında’ ya da ‘karşısında’ olma sarmalına girmeye zorlanmasıdır. Bu temelde alınan herhangi bir karar, karşılığında ağır kayıplara yol açar. Hiç kimse, hatta Çinli liderler bile ‘yanında’ ya da ‘karşısında’ olma durumundan kaçınmanın ne kadar sürebileceğini kesin olarak bilmiyor.
Savaş, herhangi bir taraf için nihai bir çözüme ulaşmadan yavaş ilerlediği ve Çin, siyasi ve ekonomik denklemlerde en etkili olan tarafından çekim ve kutuplaşma merkezinde yer aldığı sürece, önünde benzer durumdakilerin başvurduğu geleneksek seçenek olan arabuluculuktan başka bir şey kalmıyor. Çin Avrupa ve Amerika da dahil olmak üzere tüm dünyada ekonomik ilerlemenin ortasındayken, savaştan gizlice rahatsız olan ve bedelini bir kısmının ödemesinden endişe duyuyor.
Ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyebilir, ancak bu seçenek gerçekleşmeye en yakın olanıdır.