Emel Abdulaziz Hezzani
Suudi yazar
TT

Ramazan ayını siyasallaştırmak

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, “Ukrayna Müslümanları, kutsal ayda topraklarını korumak zorunda kalacaklar.”
Ramazan ayı vesilesiyle Müslümanlara tebriklerini ileten ABD Başkanı: “Kim zerre kadar hayır işlerse karşılığını görecektir.”
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken: “Muhammed -Allah'ın salat ve selamı onun üzerine olsun- bu ayın size sunulduğunu ve onda bin aydan daha hayırlı bir gecenin olduğunu söyledi.”
Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov: “Dünyada İslam'ın hâkim olduğu hiçbir ülke Rusya'ya uygulanan yaptırımlara katılmadı.”
Mevcut siyaset sahnesinin oluşumundaki mühim sesler, Ramazan ayının büyüklüğünü ve onun gelişine iyilik yaparak ve kötülükten sakınarak hazırlanmanın önemini ilan etmek için hızlı bir şekilde harekete geçtiler. Tesadüf, tek başına ramazanı siyasilerin konuşmalarının içeriği haline getirdi. Eğer hac mevsimi olsaydı, sade bir kıyafet içinde ve hiçbir ayrım söz konusu olmaksızın insanların bir araya gelmelerinin önemine ilişkin açıklamalarla ve haccın da hedefleri arasında yer aldığı gibi barışın dünyayı sarması çağrılarıyla karşılaşacaktık. Şayet böyle dini bir dönem olmasaydı cihat, sabır veya peygamberlik ahlakı gibi başka bir erdem gündeme gelirdi.
Mesele, insanları cezbeden en önemli faktörlerden biri olarak dini etkiyi sahneye çıkarmaktır. Böylece din adı altında sloganlar atılarak insanların politik eğilimleri kontrol edilmeye çalışılır ve insanlar belirli hedeflere yönlendirilirler.
Yukarıda zikrettiğimiz isimlerden her birinin dini erdem sloganlarını yükseltmek için bir amacı var. Dindar bir Yahudi olan Zelenskiy, Müslümanların barış ve istikrar ortamında oruç tutmasını temenni etmektedir. Ancak Ukrayna'da tanıtım ve bilgilendirme hususunda kendisinden yardım istenecek önemli sayıda Müslüman yok. Toplam nüfus içindeki oranları yüzde buçuğu aşmaz. Zelenskiy, yalnızca Ukrayna'daki değil, Rusya ve Doğu Rusya'daki Müslümanlara hitap ediyor görünüyor. Rusya'da 24 milyon Müslüman var. Müslümanların büyük bir çoğunluğu -gönüllü ya da gönülsüz- Moskova'ya bağlı olan ülkelerde bulunuyor.
ABD Başkanı Joe Biden, -Müslümanların kıblesi- Suudi Arabistan ile ortamı yumuşatmak için bu kutsal ay fırsatını değerlendirmeye çalışıyor. Taraflar arasındaki ilişkilerin gerilmesinin ana sebebi, özellikle İran ve Afganistan başta olmak üzere Washington'un Ortadoğu politikasındaki sistematik değişimdir. Riyad bu dönüşümden, İran nükleer dosyasındaki dilin yumuşamasından ve yaptırımların kaldırılmasına yönelik eğilimlerinden memnun olmadığını birçok kez gösterdi. Ukrayna savaşının patlak vermesiyle, enerji fiyatları ateşlendi ve herkes, yükselişin frenlenmesi için petrol üretimini artırma noktasında OPEC'e baktı. Girişimler başarısız oldu ve Suudi Arabistan Krallığı liderliğindeki OPEC +, bu reddinde her zamankinden daha kararlı görünüyordu.
Çeçenistan Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov ise en tuhaf olanıdır. Bir Müslüman olarak, dini kimlikle hiçbir şekilde ilgisi olmayan bir savaşta cihat bayrağı kaldırdı. Ayrıca, Müslümanların çoğunlukta olduğu eski Sovyet cumhuriyetlerinden birinin de başkanıdır. Burada, Rusya Devlet Başkanı’nın İslam'a yönelik olumlu düşüncelerini övmenin yanı sıra Rusya'daki Müslümanlar ve Batı Asya ülkelerindeki Müslümanlardan bahsediyor.
Böylece Ukrayna’daki savaşta da -diğer herhangi bir savaşta olduğu gibi- genelden daha büyük bir pay almak adına din de dahil olmak üzere tüm olası araçlar kullanıldı.
İroni şu ki, Batı hala dini propagandanın etkisine kesinlikle inanıyor ve düşmanları da aynı şeyi düşünüyor! Fakat insanların genel ruh halini iyi okuyamadılar. Dinin siyasallaşması, memleketi olan Arap bölgesinde bile artık eskisi kadar popüler değil. Bu açıklamalar, yuhalamalar ve alayla karşılanıyor. Bu bir kültürel farkındalık mı yoksa deneyim kazanmanın sonucu mu? Özellikle Ramazan'ı siyasallaştırmaya yönelik bu girişimler konusunda Arap ve Körfez kamuoyunda bir uyanış hali var. Peki ya Batı Asya'daki Müslümanlar? İslam'ın milliyetçilik ve enerji savaşlarına girmesi karşısında kendilerini provoke edilmiş mi hissediyorlar? Ukrayna'daki yıkım, insanları bu deneyimden korkutmak için yeterlidir.
Din, kıyamet gününe kadar insanların ihtilafa düştükleri, anlaşmazlık yaşadıkları ve çekiştikleri bir mesele olacaktır. Ancak dini siyasi olandan ayırmanın önemini anlamak, onun düşmanlara veya rakiplere karşı bir sopa olarak kullanımını azaltacaktır.