Emel Musa
Tunuslu şair ve yazar
TT

Özel girişim, kültür ve eğitim

Kapitalizmin ve liberalizmin ortaya çıktığı Batı’da uzun yıllardır devletin yatırım, ekonomi ve kalkınmadaki rolü özel girişim lehine gerilemektedir. Elbette tüm dünya, sosyalist tercihleri ​​ve tarihsel olarak kapitalizmi radikal biçimde reddetmeleriyle tanınan devletler bile özel sektöre yöneliyor ve özel girişimleri teşvik ediyor.
Gerçekliğin kendi yasaları vardır.
Bu bağlamda ‘korona’ salgınıyla birlikte özel sektöre güvenmenin, özelleştirmeye yönelmenin ve daha fazlasının, devletin hassas sektörlerdeki rolünü ortadan kaldırmaması gerektiğini fark etmemizi sağladığını da not etmek gerekir. Devletin görevinin vatandaşları krizlerden korumak, eğitmek ve sağlıklarını muhafaza etmek olduğu düşünülürse, bu hayati sektörlerin tamamıyla kâr amacı güden özel sektöre devredilmesi büyük bir hatadır.
Bununla birlikte algılardaki değişiklikler nasıl olursa olsun, devletin yükünün hafifletilmesi ve ekonomilerin kalkınması için özel girişim kültürüne güvenmenin en mantıklı ve faydalı çözüm olduğu kesindir. Biz Arap toplumları, düşünce ve değerler açısından moderniteye gerektiği gibi eklemlenemedik. Özel girişimlere ve özel sektöre dayanmayı amaçlamak, bireysellik, özgürlük ve büyük sosyal kurumların işlevi hakkında farklı bir görüş gerektirir. Bunun yanı sıra bizlerin, özel girişime dayalı kalkınmanın insani sermayesi genç nesiller için yeni ilkeler geliştirmemiz gerekiyor.
Bunu biraz daha açığa kavuşturmak gerekirse biz, çocuklarımızı özgüven, bağımsızlık, macera ve deneyime dayalı değerlerle yetiştirmiyoruz. Arap anneler, çocukları ile en ince ayrıntılara dek ilgileniyorlar ve onları abartılı bir korkuyla sarıyorlar. Zengin ailelerin çocuklarını yetiştirirken abartıya kaçtıklarını ve sınırsızca bir tatmin etme anlayışıyla hareket ettiklerini görüyoruz. Bu aileler, çocuklarının isteklerini onlara altın tabakta sunuyor ve ‘hayır’ kelimesini kullanmıyorlar.
Böylece çocuk onun için her şeyin hazır olmasına ve isteklerinin her zaman karşılık bulmasına alışıyor. Genel olarak orta sınıflar bile çocuğa tercih etme, hata yapma, tecrübe edinme fırsatı bırakmıyor ve özgüvenini ortadan kaldıracak şekilde onlarla ilgileniyor.
Kendine güven ve bağımsızlık konusunda oldukça noksan bir eğitim var ve liberalizme dayalı ekonominin kurulmasındaki derin bir yapısal sorun buradan başlıyor. Çocuklarını bağımsızlık, keşfetme tutkusu ve özgüvenle yetiştirmeyen toplum, sağlam temeller atmakta ve özel girişim ekonomisinin meyvelerini toplamakta zorlanıyor. Bu rahatsız edici gözlemi doğrulayacak diğer bir önemli husus, Arap ülkelerindeki üniversite mezunlarının çoğunun kamuda görev almaktan başka bir hayalinin olmaması ve projelerden ve ekonomik özgüvenden korkmalarıdır. Bu korku anlaşılabilir ve doğaldır, çünkü günümüz gençleri daha çocukluktan deneyimden korku duyarak eğitiliyor ve sürekli bir babanın güdümü altında kalıyor: Evde baba, işte baba, devlet baba…
Toplumlarımızın, işsizlikle mücadele etmek ve kalkınmaya yeni kan enjekte etmek için devletin sosyal işlevine ihtiyacı gibi güçlü bir özel sektöre de ihtiyacı var. Gerekli hedefe ulaşmak ve bu acil ihtiyacı karşılamak, benimsediğimiz eğitim anlayışını değiştirmemizi gerektiriyor. Bugünkü çocuğa yönelik yaklaşımımızı değiştirmemiz gerekiyor. Çocuklarımız, bizim korkularımızla ve onların yeteneklerini ortadan kaldıran aşırı özenimizle üzerlerinde tasarrufta bulunduğumuz bir mal değildir. Kuşkusuz ebeveynlerin de ebeveynlik algılarını gözden geçirmeleri gerektirir. Bu bağlamda “ebeveyn eğitimi” adı verilen uluslararası deneyimler var. Bu programlar, ailelerin çocuklarıyla ilgilenme konusunda farkındalık sahibi olmasını amaçlamaktadır.
Elbette sağlıklı düşünmek, ‘çocuğu gözetmek, onu ihmal etmemek, haklarına halel getirmemek’ üzerine kuruludur. Ancak bu, çocuğun yeteneklerini köreltmek anlamına gelmiyor. Mesela bir çocuğun derslerine hazırlanırken veya ev düzeninde bağımsız hissetmesini sağlamak bir yandan stresli ebeveynliğin yükünü hafifleten ayrıntılarken, öte taraftan çocuğun kendini şekillendirme ve kendi deneyimini inşa etme yeteneğini geliştirir. Özel ders ve çalışırken sürekli refakat etmek gibi durumlar çocukları her zaman desteğe ihtiyaç duyan eksik bir varlık haline getirir. Böylece kendini yorma, kendine güvenme ve özellikle kabiliyetlerini keşfetme zevkinden mahrum kalır.
Bugün Arap ekonomilerinde özel girişim teşvik edilmelidir. Ekonominin serbestleştirilmesi ve gerek zenginliğin gerekse de projelerin oluşmasına yardımcı olacak düzenlemelerin sağlanması gerekiyor. Kalkınmada aktif olan bir gençlik aracılığıyla küresel ekonomiye dahil olunmalıdır. Ayrıca tarımda, sanayide ve ticarette özel girişimlerin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
Ekonomide ve sermayede niteliksel bir sıçrama yapmanın yolu çocukları özgüven, bağımsızlık, başarısızlık, hayal kırıklığı ve kayıp konusunda eğitmekten geçer. Gelecek nesiller ancak bu şekilde kazanabilir.