Salih Kallab
Ürdünlü yazar. Eski Enformasyon, Kültür ve Devlet Bakanı
TT

Şarku'l Avsat ve Al Arabiya...

Uluslararası ve küresel çapta bir gazete olan Şarku'l Avsat, tüm yerel gazetelerin takdir ve saygısını kazanmasının yanı sıra çoğunluğunun değil, aksine tüm küresel “gazetelerin” ve “dergilerin” de önüne geçmiştir. Nitekim bunlar arasın yer alan ve Fransızca yayın yapan gazetelerin bazıları sadece Fransızlara mahsustur. Ayrıca Fransa'ya bağlı olan ve Fransızca konuşanlar da dikkate alınmaktadır. İngilizce için de benzer bir durum geçerlidir. Zira İngiltere'nin bir zamanlar ilhak ettiği ülkelerde yaşayanların bir kısmı, diğerlerinden farklı olduklarını göstermek adına bu dili konuşmaya devam ettiler. Hindistan bunun en büyük ve en açık örneğidir!
Şarku'l Avsat, Londra'dan yayına başladığında bazıları tarafından “Suudi” odaklı görüldü. Bu, elbette onun için bir ayıp değildir. Ancak başlangıçtan itibaren takip edenler, gazetenin kısa bir sürede büyük bir sıçrama yaptığını ve gerçek anlamda tek uluslararası gazete haline geldiğini, dünyanın birçok başkentinde her sabah basıldığını ve yayınlandığını bilirler. Bu alan, doğunun en uzak noktasından güneşin en son battığı ülkeye varıncaya dek uzanmaktadır.
Bu, en iyiler arasından, sözlerini ilk kaleme alanlar ve gazetenin küresel bir yayın organı haline gelmesi sürecini takip edenler için şu anlama gelmektedir: Dünyanın dört bir köşesinde hiçbir yayının kendisine rakip olamayacağı bu gazeteyle Suudi ufku, yalnızca Araplara değil, tüm dünyaya sunulmuştur. Bu büyük bir mucize sayılabilecek bir yaratıcılıktır. Doğruyu söylemek gerekirse bu gazete, başlangıçların, haberlerin, kalemlerin, matbaaların, dergilerin ve Arap gazetelerinin anasıdır.
Elbette Kahire'nin bu alanda “öncü” olduğu inkâr edilemez. İskenderiye ve Port Said ile birlikte Mısır başkentinin de bu alanda büyük bir katkı sağladığını kabul etmek gerekir. Bu, ardından bir dizi Arap ülkesine de taşındı ve tüm bu gelişmeler olmadan önce yaşananlar bundan ibaretti. Önemli olan, Şarku'l Avsat’ın sayfaları arasında bir Arap buluşmasının gerçekleşmesi ve bunu başlatanların Lübnanlı isimler olmasının yanı sıra kısa sürede bir Arap formu haline gelmesidir. Şu an bu sayfalarda yazan isimler, şüphesiz Fas'tan Irak'a, Yemen'den Suriye'ye kadar en ünlü Arap yazarlardan oluşuyor. Şimdi dünyanın dört bir yanına dağılmış olan bu milletin çocukları, aynı şekilde dünyanın dört bir tarafındaki büyük yazarlarla bu gazetede buluşuyorlar. Bu durum Şarku’l Avsat’ın bir Arap basın ve kültür merkezi haline geldiğini doğrulamaktadır. Bu merkez içerisinde son derece gerekli ve önemli ulusal roller oynayan çalışanlara da tüm takdirlerimizi ve saygımızı iletiyoruz.
Burada göz ardı edilemeyecek bir konu var ki o da İngiliz Yayın Kurumu’nun (BBC) henüz başlangıçta Arap yakınlaşmasında yadsınamaz bir rol oynamış olmasıdır. Fakat Arapların birlik ve beraberliğinde ve genç nesillerinin yakınlaşmasında asıl rolü, “Şarku'l Avsat ve Al Arabiya” oynadı. Şüphesiz Katar merkezliler de dahil olmak üzere bölgesel uydu kanallarının büyük yadsınamaz roller oynadığı da vurgulanmalıdır. Bu önemli ve gereklidir. Ancak konuşmamız Şarku'l Avsat’la ilgili olduğu sürece, Arap medyasında ve kültürel açıdan çok önemli bir role sahip olduğunu ve bu rolü devam ettirdiğini vurgulamalıyız. Al Arabiya da bunu yapıyor.
Tüm Arap dünyasında ve dünyanın dört bir yanında takipçilerin görsel-işitsel medyaya “bağlı” hale geldiği biliniyor. Şarku'l Avsat’ın kardeş yayın organı Al Arabiya henüz yokken tüm ilgiler BBC’ye yönelmişti. Araplar için neredeyse bir asır boyunca cazip olan tek medya organı burasıydı. Aynı durum Arap olmayan izleyiciler ve dinleyiciler -özellikle de yeni dünya ülkelerinin çoğunun en büyük hükümdarı olan Büyük Britanya’nın sömürgesi olan ülkeler- için de geçerliydi.
Doğruyu söylemek gerekirse Şarku'l Avsat ile aynı kefede yer alan Al Arabiya, Arap izleyicileri çekmede şimdiden birçok şey başardı. Özellikle Arap dilini kullanmasıyla bu alanda öncü bir rol üstlendi. Arap basınında büyük patlamanın yaşanmasından önce Arap dünyasının ana istasyonu olarak görülüyordu. Muazzam bir hızla büyük mesafeler kat eden Al Arabiya, eski uluslararası uydu kanallarını geride bıraktı. Çünkü sadece onun takipçisi olmakla kalmayıp kendisine “bağlı” olan bir Arap çoğunluk var. Şarku'l Avsat gibi tüm bu büyük başarının Suudi Arabistan’a ait olduğu biliniyor. Bu, tüm dünyada Arapların ve Arap ulusunun önemi konusunda bir intiba uyandıran evrensel bir başarıdır.
Bu bağlamda son derece önemli olan husus ise bu büyük Suudi başarısının tüm Araplar için, özellikle de dünyanın dört bir yanına yayılmış olan ve çocuklarının Arapça öğrenmesine ve daha fazlasına ihtiyaç duyanlar için bir cazibe merkezine dönüşmesidir. Nitekim dil öğrenmede sesin ve görüntünün önemi bilinmektedir. Uzak ülkelerdeki gurbetçiler, özellikle geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren gerçekleştirilen bu büyük başarıdan sonra ülkelerinde, şehirlerinde ve köylerinde olduklarını hissetmeye başladılar.