Abdullah Raddadi
Suudi araştırmacı ve ekonomi uzmanı
TT

Dijital Hizmetler Yasası

Cumartesi günü Avrupa Birliği (AB), internetteki toksik içeriklerden kurtulmayı amaçlayan Dijital Hizmetler Yasası’nın (DSA) çıkarıldığını duyurdu. Geçtiğimiz ay AB, şirketlerin dijital ekonomi üzerindeki hegemonyasını azaltmayı ve dijital piyasalarda adalet ve rekabeti sağlamayı amaçlayan Dijital Piyasalar Yasası’nı (DMA) da çıkarmıştı. Bu iki yasa düzenlemesinden önce AB, 2018 yılında AB Genel Veri Koruma Tüzüğü’nü (GDPR) çıkarmıştı. Böylece AB, dijital sektörün düzenlenmesi ile ilgili üç yasa düzenlemesinden sorumlu olmuş oluyor.
Son 25 yılda dijital hizmetler, dünyayı değiştirdi. Yeni ekonomiler oluşturarak dünyanın çehresinde adeta bir devrim yarattı. Ancak, bu devrim bir yasama devrimi ile özdeşleşmedi. Bu hizmetlere, bu devasa sistemdeki kullanıcılar, şirketler ve diğer aktörler de dahil olmak üzere katılımcıların haklarını garanti eden ve bu hizmetleri düzenleyen mevzuatlar eşlik etmedi. Bilakis şirketlerin kendileri bu piyasaların düzenleyicileriydi ve aynı zamanda bu piyasalardaki üreticilerdi. Bu yüzden kullanıcılar, temelde kendisine dayanan bu sistemdeki en zayıf unsur oldu.
Bugün dijital alan incelendiğinde, tüketicilerin aldığı hizmetlerin çoğunun görünüşte ücretsiz hizmetler olduğu görülecektir. Ancak şirketler bu kullanıcıların verilerini toplayıp bunları birçok yönden kullanmakta ve en basiti diğer şirketlere satmaktadır. Bu verileri, reklamların algoritmasını farkettirmeden ve hedefli reklamlar olduğunu sezdirmeden reklamları tercihlerine göre belirli kişilere yönlendirmek için kullanıyorlar. Aynı şekilde dijital sektördeki şirketler, içeriklerinin kırmızı çizgilerini belirlemekte tamamen özgürler. Bu nedenle görüntülemeleri, reklamları ve kâr oranını artırmak uğruna zararlı içeriklere izin verebilirler. Genelde de böyle oluyor ve her türlü sosyal medya kullanıcısı bunun farkında.
Avrupa Komisyonu, DSA ile dijital platformların ve sosyal medya araçlarının içerik denetleme kararlarında şeffaf olması için güvenli ve sorumlu bir dijital ortam oluşturmayı, piyasaya güvenli olmayan ürünlerin sunulmasından kaçınmayı, yanlış bilgilerin hızla yayılmasını önlemeyi ve nefret söylemi ve teröre teşvik edilmesi ile mücadele etmeyi hedefliyor. Bu düzenleme, AB’nin, platformları verdikleri hizmetlerin topluma karşı oluşturabileceği risklerden sorumlu tutmasını sağlayacak.
Bu düzenleme kapsamında platformlar; kendi algoritmalarından sorumlu olacak, bu algoritmaları tamamen şeffaf bir şekilde açıklayacak ve riskleri değerlendirip kullanıcıları korumak için bunları azaltmak zorunda kalacak. Aynı zamanda dijital platformların çocukları reklamlarla hedef almasını da engelleyecek. Çocuklara yönelik oyunlarda genelde reklamlar oluyor ve bunların içeriğine ya da çocuklara uygun olup olmadığına bakılmıyor. Avrupa Komisyonu, ihlaller yapmaları durumunda teknoloji şirketlerine yaptırım uygulama hakkına sahip olacak. Yasaya göre bu cezalar maddi olabilecek ve şirketin küresel satış hacminin yüzde 6'sına kadar çıkabilecek. Bu oran, Facebook’un 2021 yılındaki satışlarının 7 milyar dolarına denk geliyor. Bu ihlallerin tekrarlanması durumunda platformların AB pazarında çalışması yasaklanabilecek.
AB’nin teknoloji devlerine direndiği bir geçmişi var. Bu şirketleri dev olarak tanımlarken abartmıyoruz. Zira Facebook, Google, Amazon ve Apple'ın toplam piyasa değeri 4,6 trilyon dolara tekabül ediyor. Yani bir AB yetkilisinin söylediği gibi bu şirketlerden bazıları ülkelerden daha büyük. Yetkili bu şirketlerin uluslararası düzenlemelerden muaf bir şekilde bağımsız adalar gibi hareket etmelerinin mümkün olmadığını söyledi. Sadece AB’nin son yıllarda Google'a verdiği para cezalarının tutarı 8 milyar doları aştı. AB Facebook, Amazon ve Apple aleyhine açılan davalarda da soruşturma yürütüyor. DSA, piyasa değeri 75 milyar doları aşan, satışları 7,5 milyar doların üzerinde olan ve kullanıcı sayısı 45 milyonu aşan tüm teknoloji şirketlerini kapsıyor.
Eski ABD Başkanı Barack Obama'nın dijital sektörü yönetecek yasaların yürürlüğe konulmasına yönelik devam eden çağrılarına rağmen, AB bu yasaları yürürlüğe koyma konusunda ABD'den önce davrandı. ABD merkezli teknoloji şirketlerine bağlı lobiciler, ABD Kongresi tarafından geçirilen yasaların çoğunu engelleyebildi. Bu şirketlerin yönetici ve kurucularının birçoğu Kongre'nin önüne çıkarılmasına rağmen ABD, tekelci uygulamaları engelleyecek veya kullanıcıların zarar görmesini önleyecek tek bir yasa dahi çıkarmadı. Görünen o ki, ABD kapitalizmi her zaman iş adamlarını tüketicinin korunmasına tercih ediyor. Bir yazar bu durumu, tütün şirketlerinin tütünün zararlarını açıklayan ilk tıp raporundan beri 50 yılı aşkın bir süredir bozmayı başardıkları sigara ile mücadeleye ilişkin ABD yasalarına benzetmişti.
AB tarafından çıkarılan DSA, dijital sektörde bir dönüm noktası sayılıyor. Yalnızca coğrafi kapsayıcılığı olan bu yasa 2024'ün başında yürürlüğe girecek ve önümüzdeki aylarda diğer ülkeler AB’yi takip edebilir. AB, bu yasayla dev teknoloji şirketlerine egemenliğini dayattı. Hatta bu yasaya uyulup uyulmadığını denetlemek üzere çalışacak 200 çalışanın ‘denetleme giderleri’ kapsamındaki maaş faturasını bu şirketlere ödettirecek. Ancak bu karar, teknoloji şirketlerini kendi kanunlarına tabi tutabilecek ülkelerin egemenliğine bağlı.
Nitekim bazı ülkelerde yasak olan, diğer ülkelerde yasak olmayabilir. Ya da bazı ülkelerin nefret söylemi olarak görebileceği şeyler, diğer ülkelerde demokratik bir hak olarak görülebilir. Şu unutulmamalı ki, AB ancak Rusya-Ukrayna savaşının ardından teknoloji şirketlerini içerik denetimine tabi tutmak üzere acil bir güvenlik gereksinimi duyduktan sonra bu kararı hızlandırdı. Yani AB, bu kararı sadece kendi çıkarlarına göre aldı. Bu da geri kalan ülkelerin, AB’ye mutlak bir bağlılık göstermeden kendi siyasi yönelimlerine ve güvenlik ve ekonomik çıkarlarına uygun kararlar alacakları anlamına geliyor. Her halükarda önümüzdeki aylar, her zaman herhangi bir gerçek rekabet veya uluslararası yasal yaptırım olmadan piyasayı ele geçirmesini sağlayan yüksek bir özgürlük alanına sahip olan dev teknoloji şirketleri için zor geçecek.