Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Yine Yahudi sorunu ve Ukrayna tiyatrosu

Rus-Ukrayna-Batı savaşının tehlikeleri arasında Batı zihninde ve vicdanında tarih ve kimlik mayınlarının patlatılması da bulunuyor.
Siyasi, ekonomik hesaplardan ve jeopolitik çatışmaları bir kenara bırakacak olursak, Rusya ardından Çin -Rus ayısını nakavt ettikten sonra öldürülmesi planlanan ejderha- ve Avrupa bloğunun doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi ve ortası, ruhunun derinliklerinde hatta deri yüzeyinde de görünür hale gelen yaralara sahip. Ancak bu yaraları kaşımak, ölü deriyi kazımak ve yüzyıllarca Avrupa tarihine damgasını vuran dinler, mezhepler ve eski imparatorlukların savaşlarının kan ve irinle yeniden deri üstüne sızmasını sağlamak kolaydır.
Yeni vaat edilen topraklar olan Amerika'ya ilk Avrupalı ​​göçmenlerin büyük ve hatta kurumsallaşmış bir bölümünün, Avrupa'daki Hıristiyanların iki kesimi olan Katolikler ve Protestanlar arasındaki utanç verici ve kanlı bir şekilde meydana gelen din savaşlarından kaçtığını biliyoruz. Bunlar Batı tarihindeki barbarca bölümler.
Batı’nın bu on yıllarının mirasları arasında, Avrupa'daki eski Yahudi azınlıklara yapılan muamele de var. Hıristiyan ve popüler kültürde Yahudi imajı, pislik derecesinde şeytanlaştırılmış bir imajdı. Modern zamanlardan önce, örneğin Avusturya, Macaristan, Polonya ve İspanya'daki Yahudilerin literatürünü biraz okuyan herkes, toplumsal dışlanmayla ilgili şikayetlerle karşılaşır. ‘Getto’ ve izole mahalle fikri, bunun bir fotoğrafından başka bir şey değildir. Bununla birlikte Yahudi kimliğinin koruyucularından bazıları da Yahudi karşıtları ve Yahudilerin kendi arasındaki çekişmede tecrit formülünü sürdürmeye özen gösteriyor! Hikaye uzun.
Bu cümleleri, birkaç gün önce Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un İtalya merkezli bir uydu kanalına yaptığı açıklamalarla patlak veren dikkat çekici bir tartışmanın ardından kaleme alıyorum.
Moskova adına konuşan Lavrov, verdiği röportajda, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky’nin Ukrayna’daki Nazilerin lideri olduğunu söyledi. Bunun üzerine İtalyan spiker, Lavrov’a: “Adam Ukraynalı bir Yahudiyken bunu nasıl söylersiniz?” dedi.  Lavrov ise, Alman Nazi Lideri Hitler’in de Yahudi kökenli olduğuna işaret etti.
Bugün hala tartışılıp araştırılmakta olan Hitler'in Yahudi asıllı olduğu iddiasını irdelemeyi bir kenara bırakacak olursak, Lavrov, Avrupa maneviyatı ve onunla birlikte dünya Yahudilerinin genel maneviyatının bam teline derinden ve acı verici bir şekilde dokundu.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un sözlerine sert tepki verdi. İsrail gazetesi Haaretz'e göre, Herzog şunları söyledi: “Rus Dışişleri Bakanı’nın söylediklerine inanamadım, öfkelendim ve tiksinti duyuyorum. Lavrov, anti-Semitizm kokan korkunç yalanlar yaymayı seçti. Sözlerini geri alıp özür dilemesini bekliyorum.”
İsrail Başbakanı Naftali Bennett ise Lavrov'un sözleriyle ilgili yaptığı açıklamada, “Bu tür yalanlar, Yahudileri tarihte kendilerine karşı işlenen en iğrenç suçlarla itham etmeyi amaçlıyor” ifadelerini kullandı.
İsrail Cumhurbaşkanı, Rusya-İsrail ilişkilerinin Lavrov'un sözlerinden etkilenmeyeceğini vurguladı. Ama en önemlisi, ‘küresel yurttaşlık’ kimliğinin özel kimliklerin etkisini sileceğini ya da çoktan sildiğini tasavvur edenler, bugün kimlik tartışmalarının ne kadar sıcak, güncel ve aktif olduğunu görmüş oldu.
Ayrıca bu sözlü savaş, aydınlatılması amaçlanmayan gizli boyutları da ortaya çıkarıyor...Kimlik, kayalara kazınan hiyeroglifler gibidir… Varlığını uzun süre devam ettirir.