İmil Emin
Mısırlı yazar
TT

Ortak Değerler Forumu... Onur, köprü ve ılımlılık

Dünya İslam Birliği’nin (Rabıta) çağrısıyla Çarşamba günü Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gerçekleştirilen ‘Dinlerin Takipçileri Arasında Ortak Değerler Forumu’, uzlaşma bayraklarının yükseldiği, ayırıcı belirtilerin ortadan kaldırıldığı ve özellikle günümüzdeki gibi şiddetli sıkıntıların olduğu zamanlarda toplumlarda ılımlılık değerlerini güçlendirmek için medeni bir vizyonun oluşturulmaya çalışıldığı daha parlak ve görkemli bir sürece giden yolda iman ve beşer ile ilgili ileriye dönük bir adım olarak değerlendirilebilir.
Söz konusu forum, iyilik konusunda yardımlaşma, doğruluk ve refah prensiplerinde ortak olan her şeye değer kazandırma çağrısı yaparak Krallığı uluslar ve halklar arasındaki doğal statüsüne yani liderlik konumuna taşıyan aydınlatıcı ‘2030 Vizyonu’ projesinin bir parçası olarak geldi.
Bugün Rabıta’nın başında bilgili ve yaratıcı bir şekilde düşünen değerli Dr. Muhammed el-İsa bulunuyor. Dr. İsa son yıllarda hoşgörülü ve başkalarını kabul etmeye dayalı harika bir ılımlı İslam imajı aktarma konusunda öncü bir rol üstlendi.
Davet, sadece İbrahimî dinlerin liderlerine yapılmayıp çoğulculuk ve çeşitliliğe duyulan saygı neticesinde Budizm ve Hinduizm gibi insanlar tarafından oluşturulan doktrinlerin din adamlarına da yapıldı.
Dr. İsa’nın forumun başında söyledikleri arasında en faydalı ve en değerli şey “Dinlerin tüm takipçileri, haysiyet ve saygıyla var olma hakkına sahiptir. Dinlerin takipçileri arasında bir arada yaşamayı baltalayan herhangi bir yanlış veya kasıtlı yorumu reddediyoruz” ifadeleri oldu.
Peki, böyle bir daveti ve toplantıyı nasıl değerlendirebiliriz?
Toplantının taşıdığı anlamları, Rabıta’nın faaliyetlerinin dayandığı zeminin, dillerin ve zaman-mekan boyunca manevi ve tarihi anlatıların çeşitliliği ile tüm insanların dünyamızda ideal bir şekilde bir arada yaşamasını sağlayan ortak değerlerin yörüngesi dışında değerlendirmek mümkün değil.
Rabıta’nın davetlerine özel bir güvenilirlik kazandıran şey, herhangi bir ideolojik veya siyasi hedefle ilgilenmemesi olabilir. Bu yüzden dini çerçevenin dışında herhangi bir eğilimi olmayan dini liderlerin katılımıyla böyle bir toplantı yapıldı.
Rabıta dünyanın dört bir yanındaki dini liderleri davet ederek insanlık onurunun geri dönüşüne giden yolda temel bir dayanak oluşturmaya çalışıyor. Zira bu liderler, başta yeryüzünün doğusundan batısına inanç sahibi kişiler olmak üzere dinlerin takipçileri arasında diyaloğa ve ardından yakınlığa zemin hazırlayabilecek güçteler. Oynadıkları rolün, yani insanları yönlendirmenin ve onları karışık noktalarda aydınlatmanın önemi ve büyüklüğü çoğu kimse tarafından biliniyor.
Forumun amacı, insanları birleştiren ve geçici hedefler uğruna tavırları sürekli değiştirmekten kaçınma çağrısı yapan manevi itidal sayesinde dinlerin takipçileri arasında uzlaşı ve uyumu güçlendirmekti.
İnsani kamillik dağına tırmanma ve ulvi ideallere ulaşma konusunda dinlerin takipçileri arasında geniş ortak bir alan var. Aslında bunlar tarih boyunca insanın ruhunda var olan fıtri değerlerdir.
Bunlar bütün dinlerin hala iyilik ve adalet değerlerini teşvik ettiği ve önünü açtığı ortak değerlerdir. Doğrusu günümüzde bunlara ihtiyaç giderek artmaktadır. Nitekim küresel savaşların hayaleti, insanlığın göklerine yerleşmek üzere. Açlık ve kıtlık felaketlerine dair uyarılar yapılıyor. Toprak ana, insanoğlunun açgözlülüğünün bir sonucu olarak ekolojik olarak tüm dünyayı neredeyse altüst ediyor.
Rabıta, dini liderleri bu foruma davet ederek ve üç panel boyunca insan onuruna odaklanarak iyi bir şey başardı. Panellerde şu noktalara odaklanıldı:
Eşitsizlik ve adalet, toplumsal adaletsizliğin fırtınalarından korunma sağlar. İnsanoğlunun iyiliği için insanlar arasında köprü kurulması gerekir. Bunun için Allah’ın haklarında ‘hiçbir yetki ve otorite vermediği’ kaçınılmaz çatışma kavramlarının dağıtılması ve bunun yerine herkesin çıkarı için halklar arasında güvenilirlik ve işbirliği değerlerinin yükseltilmesi lazım. Doğuştan gelen insani değerlere geri dönmenin ve ılımlı kişilik oluşumunu gözden geçirmenin yanı sıra insanlar arasındaki çeşitliliği anlayıp mizacı; korkuya, nefrete ve çatışmaya değil, iyilik yapıp mağduriyeti gidermek için küresel birleştirici ağlara dönüştürerek ılımlılık ve başkalarını anlama kavramlarına değer kazandırılmalı.
Din sadece insanların endişeleri ile ilgili değil, halkların ve medeniyetlerin kimlikleri ile de ilgilidir. Bu, forumda yaptığı konuşmada İstanbul Ortodoks Patrikhanesi Ekümenik Patriği I. Bartholomeos’un dikkat çektiği bir noktaydı. Kendisi aynı zamanda dinin insani değerleri koruduğunu ve insanların işbirliği yapıp barış hakkında bildiklerini uygulaması gerektiğini vurguladı ki bunda haklı.
Birçok kişi küreselleşmenin, kuru laikliğe yol açmak için dinleri yolundan çıkaracağını sanıyordu. Ancak işte şimdi insanlar şiddetli fırtınalar yüzünden tekrar dinlerin ve inancın limanına sığınıyorlar.
“Dinlerin takipçileri arasında barış olmadan insanlık arasında barış sağlanamaz.”
Bu çığlığın sahibi İsviçreli ilahiyatçı Hans Küng’e Allah rahmet eylesin.