Bekir Uveyda
TT

Yahudilerden özür dileniyor; peki ya Filistinliler?

The Guardian gazetesinde yer alan bir habere göre İngiltere Kilisesi, 8 Mayıs pazar günü, 800 yıl önce kabul edilen ve Yahudilerin yüzlerce yıl önce krallıktan kovulmasına yol açan Yahudi karşıtı yasaları için özür dileme amacıyla bir ayin düzenledi. İngiltere Baş Hahamı Ephraim Mirvis ve Canterbury Başpiskoposu Justin Welby'nin Oxford'daki Christ Church Katedrali'nde katıldığı özel ayinde 800 yıl önce alınan Yahudi karşıtı kararlar nedeniyle af dilendi. Haberin yazarı Harriet Sherwood, 800 yıl önce İngiltere Kilisesi tarafından 1222'de kabul edilen Oxford Sinodu’nun ayrıntılarına yer verdi. İlgili yasaya göre Yahudiler ve komşuları olan Hristiyanlar arasındaki sosyal etkileşimler yasaklanmış, Yahudiler dini mensubiyetlerini gösteren işaretler taşımaya zorlanmış, yeni havra inşa etmeleri engellenmiş ve bazı mesleklerden men edilmişler. Ayrıca yıllık gelirlerinin onda birini kiliseye vergi olarak ödemeye zorlanmış ve ciddi bir kısmı ülkeden kovulmuş. Doğrusu okuduklarım karşısında şok oldum ve bir insan olarak bu tür önlemleri en hafif tabiriyle, adaletsiz, zalimce, ırkçı ve gayrı insani eylemler olarak tanımlayabilirim. Geçte gelse bu konuda bir özür dilenmesinin Yahudilerin hakkı olduğunu da teslim ederim. İngiltere Anglikan Kilisesi’ni de bu gerekli ve cesur adımı için takdir etmemek haksızlık olur.  
İngiltere Yahudilerine geçmişte yapılan İngiliz adaletsizliğinin öyküsü burada sona ermiyor. Haberde bahsedildiği üzere 13’üncü yüzyılın sonlarında, Yahudilere yönelik geniş kapsamlı zalimce kararlar alındı. Mülk edinmeleri yasaklandı ve miras bırakma hakları gasp edildi. Yahudilerin tutuklanmasını ya da idam edilmesini kolaylaştıran yasal değişiklikler yapıldı. Nihayetinde sayıları 3 bini bulan İngiltere Yahudilerinin tümü, Kral 1. Edward'ın kararı uyarınca ülkeden kovuldu. Aradan 360 yıl geçmeden bir daha İngiltere’ye dönemediler. Tabii bu süreçte, yani bu yasalar uygulanırken henüz Anglikan Kilisesi oluşmuş değildi. Dolayısıyla kiliseyi ya da takipçilerini doğrudan suçlamak mantıksızlık olacaktır. Buna rağmen kilise liderlerinin Yahudilerden özür dilemesi, bu tutumlarını daha da önemli kılıyor. Bu makale acaba söz konusu tutumun önemini yeterince takdir edebilmiş midir? Muhtemelen evet. Yani fotoğrafın diğer yüzünü dikkate aldığımızda yanıtımız evet olmalıdır. Fotoğrafın diğer yüzü ise Filistinlilerin uzun süredir bir özür beklediğidir. Sadece Filistinliler değil, Araplar ve genel olarak Müslümanlar da özür beklemektedir. Çünkü Kudüs tüm Müslümanları ilgilendirmektedir.  
Tabii şunu ifade etmeli, özür dilemesi gereken İngiltere Kilisesi değildir. İkinci olarak; meselenin niçin Arapları ve Müslümanları ilgilendirdiğini açıklamak gerekir. Yanıt kısaca şudur; İsrail bir devlet olarak kurulmadan önce ve sonra, Arap ve Müslümanların Yahudi topluluklarını mağdur ettiği, ailelerini terörize ettiği ve mallarını yağmaladığı yönünde propaganda amaçlı haksız ve gerçeği yansıtmayan suçlamalar yapıldı. Hatta Batı’da, sanki Yahudiler tüm tarihleri boyunca Arap ve Müslümanlar dışında kimse tarafından baskı ve zulme maruz kalmamışlar gibi bir algı oluşturuldu. Dünyanın her yerine anti-Semitizm'in (Yahudi karşıtlığı) bir Arap ve Müslüman icadı olduğunu yaydılar. Tabii ki bu açık bir iftiradan başka bir şey değildi. İngiliz Kilisesi’nin bu adımının ardından Yahudi din adamlarından, Müslüman ve Arap karşıtı propagandalar için özür dilemesi beklenirdi. Tabii bu bazı Yahudilerin bir takım Arap ve İslam ülkelerinde sınırlı bir şekilde zulme maruz kaldığını inkâr etmemizi gerektirmez.  
Geçen pazar olduğu gibi, her yıl Nakba’nın yasını tutan Filistinliler, köklerinden koparılarak çöllerde çadırlara savrulmalarında az ya da çok sorumluluğu olan tüm çevrelerden bir özrü pekâlâ hak etmektedir. Evet Anglikan Kilisesi Filistinlilerden özür dilemelidir demiyoruz, ancak dönemin imparatorluğu ve şimdinin güçlü ülkesi Britanya, Filistinlilerin içinde bulunduğu durumun baş sorumlularındandır. Filistinliler en azından İngilizlerin açık ve cesurca bir özür dilemesini bekleyebilir. Bu özre, Filistin’deki hatalarını kısmen telafi etmek ve bazı günahlarını affettirmek için cesur bir siyasi eylem eşlik etmelidir.