Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Rusların ve Ukraynalıların farklı bir arabulucuya mı ihtiyaçları var?

‘Politika ihtiyarı’ eski ABD’li bakan Henry Kissinger'ın neredeyse yüz yaşını doldururken son Davos Forumu’nda yaptığı konuşma, düşüncesiz Batılı zihinlerinde uyarı zilini çalmış oldu.
Rusya ve Doğu Avrupa meselelerinde özel bir tecrübeye sahip ihtiyar Kissinger, Avrupalı Yahudi kökleri bir yana, ABD tarihinin en önemli dışişleri bakanlarından biriydi. Kendisi aynı zamanda başta Rusya Başkanı Vladimir Putin olmak üzere Rus seçkinleriyle ilişkilerde uzmanlığı ile de biliniyor. Kissinger 1990’lı yıllarda Saint Petersburg'daki ilk görüşmelerinden bu yana her yıl Rusya'yı ziyaret ederek Putin ile görüşüyor.
Batılı seçkinlerin aksine istikamette bir yol alan Kissinger, Rusya’yı köşeye sıkıştırmanın ve dize getirmenin ciddi bir hata olduğunu, Ukrayna’nın daimi tarafsızlığını koruması gerektiğini, anayasasında NATO'ya katılmayacağını taahhüt ettiğini açıkça söyledi.
Kissinger'ın bu görüşü, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, üst düzey ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve diğerleri tarafından öfkeyle karşılandı. Beklenen de buydu. Savaş davulları çalanlardan biri de ABD’li milyarder George Soros oldu. Kendisi daha önce insanlık uygarlığını kurtarmak için Putin’e ve Rusya'ya topyekün savaş çağrısında bulunmuştu.
Ancak Kissinger, tüm krizlerde karşı tarafın kırmızı çizgisini anlamaya çalışmanın gerekliliğine değindi. Bu Batılı marjinal ve kati savaş iklimi, Batılı siyasi seçkinlerden birinin Rusya'yla savaş konusundaki düşüncelerini tartışmayı reddediyor. Böylece Rusya krizinin halledilmesinde ve dünyanın bu krizin devamının tehlikelerinden korunmasında Batılı ve uluslararası arterlerdeki tıkanıklığın ciddiliğini hissediyoruz. Bu tehlikeleri her geçen gün izliyoruz. Enerji arzı, gıda ve ticari nakliyat krizler kaydediliyor. Diğerleri ise kapıda bekliyor.
Moskova-Kiev arasında bir rahatlama sağlayacak kanallar ve diyalog sağlamayı ABD’den başka bir tarafın omuzlayacağını hayal ediyorum. Ruslar ve Ukraynalılar, Arapların arabuluculuğunu kabul eder mi? Bilhassa krizin başlangıcında Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Rusya ve Ukrayna liderleri arasında neredeyse aynı anda gerçekleşen temasları hepimiz hatırlıyoruz. Bu Arap tarafının iki taraf hakkında da hiçbir coğrafi jeopolitik veya tarihi arzusu bulunmuyor. Dolayısıyla kim bilir belki de Riyad ve bazı Arap başkentlerinin temkinli ve akıllı duruşu, iki tarafı da Arap koltuklarına oturarak ciddi bir konuşma başlatmaya teşvik eder.