Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

Rusların Suriye’den çekilmesinin ardından İran

Bugün Rusya’yı Suriye’den çekilmeye zorlayan Ukrayna krizinden askerî açıdan İran’ın kazançlı çıkacağı kimsenin aklına gelmezdi.
Rusya’nın bölgemizde, ticaret ve yatırım dengesinin gelişmesi, Tartus limanının kullanılması ve Ortadoğu'da önemli bir rol oynaması ile birlikte küçük sayılabilecek emelleri var. Bu durum, Rusya’nın Şam rejimini desteklemek üzere Suriye’de bulunan askeri varlığını, oradaki İranlıların müttefiki olmasına rağmen, İran için bir karşı ağırlık ve dengeleyici konumuna getirdi. Varlıkları, İran'ın Suriye'deki milislerinin yayılmasına karşı memnuniyetle karşılanan ve bölgesel sükûnet için bir neden haline geldi. Suriye içindeki dış denge teorisi çöküşün eşiğinde. Geçtiğimiz haftalarda Rus birliklerinin kendi ülkelerine ve hatta muhtemelen Rusya'nın savaş halinde olduğu Ukrayna'ya gitmek üzere bölgeden ayrıldığına dair haberler geldi. Muhtemelen daha fazla Rus birliğinin çekilmesine tanık olacağız ki bu da İran’ın orada tek güç haline getirecek.
Bazıları, Suriye'deki savaşın neredeyse sona erdiği, Suriye'deki iç çatışma seviyesinin düştüğü ve rejimin bölgelerin çoğunda kontrolü yeniden ele geçirdiği göz önüne alındığında, Rus ordusunun geri çekilmesini önemli görmeyebilir. Fakat savaş tamamen sona erse bile, Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Suriye’den ayrılmasını uzak bir ihtimal olarak görüyorum. Bununla birlikte, İran'ın Şam'daki varlığının rejimi korumanın ötesinde bir amacı olduğu için Rusların çıkışı ve İran askeri varlığının devam etmesi, Suriye ve çevresinde çatışmanın yeniden canlanması için bir katalizör olabilir.
İran'ın Suriye'deki askeri varlığının devam etmesi, öncelikle Irak üzerindeki kontrolün tamamlanması anlamına gelecektir. Suriye, Irak'a geçiş kapısıdır ve İranlılar bunu Saddam'la olan savaşlarında kullandılar. Bu durum aynı zamanda, ABD’lilerin, işgali sırasında El Kaide, DEAŞ ve Suriye'nin güneyinden ilerleyen Irak muhalefetine mensup savaşçıların durumu felç etmesi nedeniyle Irak'ı kontrol edememesinin de sebebidir.
İranlılar, Irak’ta toprakları ve kararları ele geçirmek için Basra’dan Erbil’e, oradan da Süleymaniye’ye doğru adım adım ilerliyorlar. DMO, Suriye’den Lübnan’ı kontrol ediyor. Öyle ki ülkeyi, Yemen ve Filistin’deki bölgesel faaliyetlerini yönetmek için bir merkez haline getirdi. Rusların bölgeden ayrılmasıyla birlikte İran rejiminin karşılaştığı zorlukların sayısı azalıyor. Geriye İran'ın Suriye'deki varlığını kendi güvenliği için stratejik bir tehdit olarak gören, ancak Suriye topraklarında bir savaşa çekilmek istemeyen İsrail kalıyor.
Bu nedenle Rusların varlığı, Suriye'nin DMO için ileri bir askeri üs olmayacağının, İran askeri varlığının ve milislerinin iç savaşın sona ermesiyle sona ereceğinin bölgesel bir garantisi idi. Rusya’nın çıkışıyla sınırda dolanan ve bazen şehirlerde beliren diğer güçler sembolik bir hale gelecektir. Diğer güçler de sayıca azalıyor. ABD’li güçlerin çoğu Fırat'ın doğusunu terk etti. Türk kuvvetleri ve milisleri kuzeyden büyük oranda çekildi ve şimdi de Rus kuvvetleri bölgeden ayrılıyor. Öte yandan İran askeri varlığı Iraklılardan, Afganlardan ve Lübnan Hizbullahı’ndan ve ona bağlı Suriyeli milislerden oluşan güçleriyle genişlemeye devam ediyor.