Ömer Önhon
TT

Azerbaycan ve Ermenistan: Savaş ya da barış!

Ermeni ve Azeri askeri güçleri geçen hafta, her iki tarafta da onlarca ölüme nden olan kısa bir savaşa giriştiler. Tüm dünyada büyük yankı uyandıran Ukrayna savaşının devam ettiği bir dönemde, Kafkasya'da somut duruma dönüşen gerilim son derece rahatsız edici oldu.
Her ikisi de eski Sovyetler Birliği'nin parçası olan Ermenistan ve Azerbaycan, Sovyetlerin dağılmasının ardından, bağımsızlıklarını deklare ettikten kısa bir süre sonra savaşa girdiler. Ermenistan galip geldi ve Dağlık Karabağ bölgesi de dahil olmak üzere Azerbaycan topraklarının büyük bir bölümünü istila etti. Savaş, 1994'te Rus arabuluculuğundaki ateşkesle sona erdi.
Sonraki 30 yıla, bir çözüm bulmaya yönelik sönük diplomatik girişimlerin yanı sıra zaman zaman patlak veren askeri çatışmalar damga vurdu. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ihtilafa çözüm bulma çabalarına öncülük etti.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı bu konuyu ele almak için 1992 yılında (ABD, Rusya ve Fransa'nın eş başkanlığını yaptığı) Minsk Grubu’nu kurdu. Grup, uluslararası güçlerin politikaları, Ermenistan'ın sahada galip taraf olarak müzakerelere katılmaktaki isteksizliği, Azerbaycan’ın Minsk Grubu eş başkanlarının Ermenistan'ın dostu olduklarına dair kanaati nedeniyle başarılı olamadı.
2020’de yaşanan Altı Hafta Savaşı'na (İkinci Karabağ Savaşı) kadar hiçbir şey değişmedi. Bu kez Azerbaycan Ermeni tarafını ezici bir yenilgiye uğrattı ve işgal ettiği toprakların neredeyse tamamını geri aldı.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ihtilafın büyük resminin bir parçasını oluşturan çeşitli faktörler bulunuyor.
Ermenistan'ın, Rusya’nın "yakın çevre" olarak gördüğü bölgedeki konumunu güçlendirmek ve korumak için bir araç olarak 1992 yılında kurduğu Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) bir üyesi olduğu belirtilmeli. Ülkenin dış sınırlarını korumak için Ermenistan'da Rus üsleri ve kuvvetleri bulunuyor.
2020'deki İkinci Karabağ savaşı sırasında, Azerbaycan saldırıları Ermenistan'ı değil Ermeni işgali altındaki topraklarını, yani Dağlık Karabağ'ı hedef aldığı için Rusya müdahale etmedi. Rusya, Batı yanlısı kabul ettiği ve ciddi baskılara boyun eğen Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'dan da memnun değildi.
Nihayetinde savaş yeniden Rusya'nın aracılık ettiği bir barış anlaşmasıyla sona erdi. (10 Kasım 2020 tarihinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Ermenistan Başbakanı ve Rusya Devlet Başkanı tarafından yapılan deklarasyon.)
Deklarasyonun 3’üncü ve 4’üncü maddeleri, Rus barış güçlerinin Dağlık Karabağ'da konuşlandırılmasıyla ilgiliydi. Bu maddelere göre Rusya'nın bu bölgede 1960 silahlı barış gücü askeri, 90 zırhlı aracı ve 380 motorlu aracı bulunacak. Rus kuvvetleri 5 yıl boyunca Dağlık Karabağ’daki temas hattı ve Laçın Koridoru boyunca konuşlandırılacak. Taraflardan herhangi biri anlaşmayı feshetme niyetini açıklamadıkça bu süre otomatik olarak 5 yıl daha uzatılabilecek.
Toplu Güvenlik Anlaşmas ve Kasım 2020 Anlaşmasının maddeleri yasal dayanak ve Rusya’nın "yakın komşular" dediği bölgelerdeki ev sahibi ülkelerin onayını aldı.
Bir de sorunun Türk-Ermeni tarafı var. Türkler ve Azeriler akrabadır ve ilişkileri “iki devlet tek millet” olarak nitelendirilir. Türkiye her zaman Azerbaycan'ı destekledi ve 2020'de Ermenilere karşı kazanılan zaferde önemli bir rol oynadı.     
Türkiye, 1991 yılında Ermenistan'ı bağımsız bir ülke olarak tanıdı. Aynı dönemde geçmişte Sovyetler Birliği'ne tabi diğer bölgelerin bağımsızlığını da tanıdı. Ancak iki ülke hiçbir zaman resmi diplomatik ilişkiler kurmadı. Türkiye, Azerbaycan topraklarının işgaline tepki olarak 1993 yılında Ermenistan ile sınırlarını kapattı.
2009 yılındaki başarısız bir uzlaşma girişiminden sonra Türkiye ve Ermenistan başka bir uzlaşma girişimi ile anlaştılar. İki ülke Aralık 2021'de, İkinci Karabağ Savaşı'ndan sonra özel temsilciler atadı. Yılın başından bu yana temsilciler dört kez bir araya geldiler. Ardından iki ülke arasında direkt uçuşlar başladı. İki ülke ayrıca sınırların üçüncü ülke vatandaşlarına açılması da dahil olmak üzere diğer konularda da adımlar atmayı kabul ettiler.
Ancak genel olarak, Türk-Ermeni ilişkileri her zaman Ermenistan-Azerbaycan çatışmasıyla yakından ilişkili oldu. Diğer nedenlerin yanı sıra, Azerbaycan'ın Türkiye'nin topraklarını işgal eden Ermenistan ile uzlaşma girişiminden duyduğu memnuniyetsizlik nedeniyle önceki uzlaşma girişimleri başarısız oldu.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sınır hattında son olarak yaşanan gerginliğe değinen üst düzey Türk yetkilileri, Ermenistan'a provokasyonları durdurma ve barış müzakerelerine odaklanma çağrısı yaptı.
İran, bu bölgedeki bir diğer önemli ülke ve genellikle Ermenistan'a yakın bir pozisyonda. Azerbaycan ve Ermenistan'a yönelik politikası, ülke nüfusunun yaklaşık üçte birini oluşturduğu tahmin edilen Türk-Azeri azınlıklar da dahil olmak üzere bir dizi faktör tarafından şekillendiriliyor. İran'ın Türkiye ve Rusya ile ilişkileri de bir diğer önemli faktör.
İran'ın bölgedeki politikaları belirlenirken, bölgesel ulaşım ve enerji yolları ön plana çıkıyor. Buna aynı zamanda Doğu ile Batı ve Güney ile Kuzey arasındaki rekabet ve ekonomik etkileşim biçimleri bağlamından da bakılabilir.
Ermenistan ile Azerbaycan arasında, son çatışmalardan hemen önce, bir barış anlaşmasına ulaşmayı amaçlayan bazı adımlar atıldı. Bu anlaşmanın ana unsuru, sınırın karşılıklı olarak tanınması, yani Dağlık Karabağ meselesinin çözülmesiydi.
Bu tür bir anlaşma, diğer konuların yanı sıra, ekonomisi zor durumda olan Ermenistan'ın özellikle ihtiyaç duyduğu ikili ve bölgesel ekonomik iş birliğinin önünü açacak.
Azerbaycan'da, özellikle Ermenistan ile ilişkilerde ulus, Cumhurbaşkanı Aliyev'in arkasında birleşmiş. Azerbaycan halkı barış anlaşmasını destekleyecek, çünkü olaylara galip tarafın barışı perspektifinden bakıyor.
Azerbaycan'ın eksik Rus gazını telafi edecek alternatif gaz tedarikçilerinden biri olduğunu da belirtmek gerekir. Diğer yandan Ermenistan ve daha geniş Ermeni dünyasında engeller bulunuyor. Ermenistan Başbakanı, Karabağ'da kaybetmesine rağmen Haziran 2021 seçimlerini kazandı. Ancak seçim zaferi, şu an karşı karşıya olduğu ciddi zorlukların çoğunu sona erdirmedi.
Son çatışmalardan ve yenilgilerden sonra Ermenistan'ın başkenti Erivan'da kendisine karşı yeni protestolar patlak verdi.
Karabağ'daki Ermeniler, 1890'da ortaya çıkan ve bugüne kadar var olan aşırı milliyetçi bir siyasi güç oluşturuyorlar. Karabağ'ı ele geçirmek ve onu sonsuza kadar Ermenistan toprağı olarak elde tutmak için çağrıda bulunanlar da onlar. Pek çok Ermeni göçmen, yani ABD, Fransa ve dünyanın başka yerlerinde yaşayan Ermeniler, ülkelerindeki aşırı milliyetçi gündemi yönetiyorlar.
Tüm zorluklara rağmen Ermenistan'ın uluslararası kabul görmüş sınırlarına dönmesinin, Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını geri almasının ardından, şimdi iki ülkenin bir barış anlaşmasına varmaları için diplomatik çalışmaları yeniden başlatmanın tam zamanı. Duyurulan pozisyonlar ve yapılan açıklamalar, uluslararası toplumdaki neredeyse tüm büyük aktörlerin bu yolu desteklediğini gösteriyor.