Sevsen Şair
TT

Alman rahatsızlığı ve Amerikan baskısı

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ABD'nin Avrupa için belirlediği ve Rusya’dan ithal ettiği aynı miktarın fiyatına göre 4 kat daha fazla olan gaz fiyatlarını eleştirdi.
Fark şu ki, Scholz, Biden'ın OPEC+’ın varil petrolün fiyatını artıracak olan üretimi azaltma kararı hakkında söylediği gibi, bunun düşmanca bir eylem olduğunu söylemedi!
ABD’nin emriyle Rusya'ya yaptırım uygulanmasından ve Moskova'ya göre, parmakların ABD’yi gösterdiği gaz boru hattına yapılan sabotajdan sonra Almanya dahil olmak üzere Avrupa'nın Amerikan gazına olan ihtiyacı tamamen alternatifi olmayan bir gerekliliğe dönüştü.
Almanya, bu Avrupa ittifakının zayıflığını eleştiriyor ve Avrupa Komisyonu'na, özellikle ABD ile daha düşük fiyatlar için görüşmeler yapması ve ondan iyiliğin karşılığını vermesini talep etmesi çağırısında bulunuyor. 
Alman bakan Neue Osnabrücker Zeitung gazetesine verdiği demeçte, "Dost ülkeler dahil olmak üzere bazı ülkeler fahiş ve astronomik fiyatlarla (gaz satmaya) çalışıyorlar. Bu elbette konuşulması gereken sorunları da beraberinde getirecektir” dedi. Bu konuyu bu ülkelerle konuşmak için Avrupa Komisyonu'na güvendiğini de sözlerine ekledi.
“Petrol fiyatları yükseldiğinde ABD bize başvurmuş ve bunun sonucunda Avrupa'daki ulusal petrol rezervlerinden yararlanılmıştı. Bu dayanışmanın gaz fiyatlarını da düşürmeye yarayacağını düşünüyorum” diye sözlerini sürdürdü. Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel'e gelince, Scholz ve Ekonomi Bakanı'nın çekingen eleştirisinin ötesine geçerek “Ukrayna'yı işgali nedeniyle Rusya'yı kınıyorum ama gerçekler Rusyasız Avrupa için barış ve istikrar olmadığını teyit ediyor!" dedi.
Bu gerçek Avrupa tarafından iyi biliniyor, ancak bu gerçeğin örsü ile "NATO" ittifakının lideri olarak ABD’nin tehditlerine boyun eğme çekici arasında kalmış.
Tüm bunlardan daha tuhafı, tüm hikayenin aslında Rusya'nın sessiz kalmayacağını bile bile ABD'nin Ukrayna'yı NATO'ya katılmak için başvuruda bulunmaya teşvik etmesiyle başlamış olması. Merkel o sırada Ukrayna'nın ittifaka katılmaya uygun olmadığını vurgulasa da (belki açıklanmayan Amerikan hedeflerini hissediyordu), kimse onu dinlemedi, Ukrayna katılmak için ısrar etti ve Biden yönetimi de onu teşvik etti.
Bu nedenle Rusya, bu talebin anlaşmaları ihlal ettiği konusunda defalarca uyardıktan sonra güvenliğini korumak için harekete geçti. Ancak Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, talebinde ısrar etti ve “olan olduğunda”, Ukrayna savaşa karıştığında, topraklar, canlar ve paralar kaybedildiğinde, ülke yerle bir olduğunda, halk savaş ateşine atıldığında, Rusya 4 bölgeyi koparıp ilhak ettiğinde, Zelenskiy bu kez (ciddi ciddi) başvuruda bulundu ve başvuru talebini ofisinde değil sokakta imzaladı. "NATO"nun hemen onu kucaklayacağını sanıyordu, peki ABD ona nasıl bir karşılık verdi? "Doğru zaman değil!" dedi. Efendim? Onu katılmaya teşvik eden ABD değil miydi? Neden şimdi zamanı değil?! Zelenskiy’nin talebi şu anda kesinlikle kabul edilmeyecek, zira talebi kabul edilirse NATO, savaş durumunda olan üyelerinden birini savunduğu iddiasıyla derhal Rusya ile doğrudan savaşa girmeli. «NATO» ise hazır değil ve ne başvurudan önce ne de sonra Rusya ile doğrudan bir savaşa girmek istemiyor. Peki, çözüm nedir? Çözüm ekonomi. Gaz satmak, silah satmak ve ABD'ye bağımlı olmak. Dolayısıyla Ukrayna Cumhurbaşkanı Rusya ile savaşmaya devam etmeli ve mümkün olduğunca onu yorup tüketmeli. Müzakereler bile başlangıçta kabul edilebilir değildi ve şimdi de zamanı değil ve olmayacak da. Zelenski Batı'nın silahları, yardımı ve desteğiyle Rusya ile tek başına savaşmalı ve ölecek olanlar da Ukraynalılar. ABD, Kongre ara seçimlerinin arifesinde olduğu için hiçbir Amerikalının ölümüne katlanamaz!
Rusya'yı Ukrayna tek başına mı tüketecek? Hayır, görünen o ki Rusya’yı ekonomik ve askeri olarak zayıflatma ve yorma gerekçesiyle Avrupa'nın tamamından Rusya'ya yaptırım uygulaması ve ondan gaz ithalini durdurması isteniyor. Alternatif de Amerikan sıvılaştırılmış doğal gazı. Sonuç olarak Avrupa, Rusya’dan ithal ettiği gaz ihtiyacı için yılda yaklaşık 30 milyar dolar öderken şimdi aynı miktar için 100 milyar dolar ödemek zorunda!
Yine Avrupa'nın, bazı Avrupa ülkelerinde stok neredeyse tükenene kadar Ukrayna'ya silah sağlaması gerekiyor.
Enerji fiyatları artacak, ekonomisi etkilenecek ve nihayetinde işsizlik oranları yükselecek olsa da Avrupa’dan Rusya'yı boykot etmenin ve Rusya'ya karşı savaşın maliyetini halklarının üstlenmesi isteniyor. Avrupalılar bunun Batı solunun direttiği ittifakların vergisi olduğunu ve buna göre bazen (ittifakın) çıkarları için ülkelerin kendi çıkarlarını ertelemesi gerektiğini biliyorlar. Her Avrupa ülkesinin çıkarlarını herhangi bir ittifakın çıkarının önüne koyan aşırı sağın kazanması dışında Avrupa için hiçbir umut yok.
Özetle, şu anda tüketilen sadece Rusya değil, Avrupa’nın tamamı. Rusya karşıtı koalisyona liderlik etse de maliyetlerden en az pay alan ülke olduğundan bundan tek yararlanan ABD. Bu bir paradoks değil mi?
ABD Rusya'yı yoruyor, Avrupa'yı kendisini daha bağımlı hale getiriyor ve bir taşla iki kuş vuruyor!