Gassan Şerbil
Şarku'l Avsat Genel Yayın Yönetmeni
TT

İmparatorun geldiği gün

Bu günler gerçekten ilginç. Nedeni ise Rus generalin Ukraynalıları göç, karanlık ve donmaya sürükleme görevini acımasızca ve ustalıkla yerine getirmesi değil. İngiltere’nin bir kurtarıcı arayışı ile defterlerini karıştırması ve ne Churchill’in ne de Thatcher'ın bir benzerini bulamaması değil. Elysée'nin efendisinin protestoların nağmeleriyle, zor Fransız zevkinin şarap ve peynirden iç ve dış politikalara evrilmesi nedeniyle kıvranması değil. Joe Biden yönetiminin dünyanın değiştiğine ve düşmanlarla olduğu kadar dostlarla da ilişkilerine yönelik yaklaşımlarını değiştirmesi gerektiğine inanmayı reddetmesi değil. Bu günler, "küresel köy"ün Çin Mahallesi'nde gerçekleşen o kongre nedeniyle ilginç.
Çin bir imparator doğurduğunda, tüm eyalet yöneticilerinin tahtının etrafında saygıyla başını eğmekten ve sadakat tütsülerini taşımaktan başka seçeneği yoktur. Çin Komünist Partisi’nin 20. Kongresi’nin yapıldığı salonda 96 milyon erkek ve kadın yoldaşın saflarında yer aldığı partinin üçüncü kez başkanı seçilen Şi Cinping’e bağlılık sözü verip onu uzun süre alkışlayan parti adalarının liderlerinin yaptığı şey de buydu. Katılımcılar mesajı almışlardı. Bu bir devlet başkanı seçimi değildi. Bir liderliğin sağlamlaştırılması ve yerleştirilmesi, güçlü bir adamın anayasal süreler konusunda endişe etmeden bir sonraki aşamaya liderlik etmesi için verilen bir yetkiydi. Şi Cinping, anayasal metinlerdeki yolunu kesen engelleri ortadan kaldırdı. Aynı şekilde ruhlarının kıvrımlarında düşmanca bir tavrı gizlediklerinden şüphelenilenleri bir kenara itti. Yeni görev süresi hassas olduğu için - Tayvan'ın geri alınmasından uluslararası düzenin yeniden yapılandırılmasına kadar - Şi, önemli organlardaki potansiyel akrepleri tasfiye etmek, onlar yerine liderlik yolculuğunda kendisine eşlik edenleri veya gölgesinde çalışanları yerleştirmek zorundaydı. Partinin 20. Kongresi’nin yıllardır yolsuzlukla mücadele başlığı altında yürütülen bir açıktan tasfiye operasyonunun tasdiki olduğu açıktı. Bu temizlik sürecinde parti, ordu ve güvenlik kurumlarında birçok baş devrildi.
Çin olayını Batılı gözlerle okumak, anlamaya yardımcı olmaz. Sayın Genel Sekreter, ertesi günün manşetlerinden hiç korkmuyor. İsterse manşetleri önceden öğrenebilir. Haberlerinin sosyal medyanın skandal iplerine asılmasından korkmuyor. Bugünün Çin'inde, Batılı hükümetleri yıpratacak türden bu tür ergenliklere yer yok. Dahası, şu anki Çin lideri ne kanatlar arasında bir uzlaşma ne de ortaklar arıyor. O, ordu, parti ve devlette tek general ve “Emirleri ben veririm” demek generalin adetidir.  
İmparatorun prestij ve saygınlığı, muazzam yetkilerinden ve katı kararlarından önce hikayesinden doğar. Şi'nin hikayesi özenle dokundu. Köklü bir komünist yoldaş olan babası da, Mao Zedong'un serbest bıraktığı ve yaygın felaketlere yol açan fırtınaların bedelini ödedi. Şi de babasıyla birlikte bedel ödedi. Baskı gördü ve bir mağarada yaşadı, çok acı çekti ve parti kapılarını yüzüne kapatmaya çalıştılar. Ancak Şi, bazı Batılıların bir süre sandıkları gibi, Çin versiyonlu bir Mihail Gorbaçov projesi değildi. Partiyi ölüme, ülkeyi de enkaza sürüklemedi. Ön sıralara dikkatli ve titiz bir şekilde ilerledi ve hikayesi, bekleme, kararlılık, girişim ve katılığın yanı sıra koşullar gerektirdiğinde acımasızlık yeteneklerine işaret etmektedir.
Çin Komünist Partisi liderini seçtiğinde, dünyanın onunla yaşamaktan başka seçeneği yok. Bugünün Çin'i, geçmişin Çin'i değil. O, ekonomik, teknolojik ve askeri bir dev. Şi Cinping, kurucu kaptanın ölümünden sonra ardı ardına gelen seleflerine benzemiyor. Kongre, onun önemli rolü vurgulanarak sona erdi. O, kolektif liderlik aşamasını kapatan, mutlak yetkilere sahip süresiz bir liderliğin kurulmasını engellemeyi amaçlayan iki dönem engelini kaldıran bir lider. Kongrenin mesajları açıktı. Parti, tüzüğüne Tayvan’ın bağımsızlığının reddini ekledi ve bu, Şi ve gelecek dönem için bağlayıcı bir seçenek. İkinci mesaj, eski devlet başkanı Hu Cintao'nun dünyanın gözü önünde salondan çıkarılmasıydı. Mesaj hem dışarıya hem de içeriye yöneltilmişti. Dünyanın hayatının kritik bir döneminde Çin’de Mao Zedong'a yaklaşan istisnai bir liderlik doğdu. Vladimir Putin'in Ukrayna yaralarını iyileştirmek için -tabii galip gelirse- biraz zamana ihtiyacı olacağını unutamayız. Joe Biden yönetiminin yaşadığı kafa karışıklığını kanıtlamaya gerek yok. Ne düşmanları caydırmakta ne de dostlarla köprüleri onarmakta iyi değil. Bütün bunlar, benzeri görülmemiş bir uluslararası yıkımın ortasında yaşanıyor.
Dünya bizi kandırdı. Geçen yüzyılın savaşlarından, Küba füze krizinin yarattığı panikten, bu yüzyılın başında ABD'nin Irak'ı işgalinden, doğrudan veya vekalet yoluyla yürütülen savaşların ürettiği devasa felaketlerden acı dersler çıkardığını düşünüyorduk. Pervasız kararlar alma zamanının bittiğini, Birleşmiş Milletler ilkelerinin zayıfları koruyan bir dokunulmazlık sağladığını düşünüyorduk. Hükümetlerin vatandaşlarını zorla geçinmekten, kötü eğitimden veya acımasız işsizlikten kurtarmakla meşgul olduğunu sanıyorduk. Hatta savaş kararı vermenin daha zor hale geldiği, kapalı veya yarı kapalı ülkelerde dahi kesinlikle popülariteden yoksun olduğu yanılsamasına kapılma noktasına geldik. Hükümetlerin yoksullukla mücadele sorumluluğunu, ilerleme atölyesine ve teknoloji devrimlerine, küresel ısınmaya karşı mücadeleye aktif olarak katılmayı ciddiye aldığı sanrısına kapıldık.
Dünya vahşetinden geri adım atmış değil. Tanık olduğumuz şey eski hayaletleri uyandırıyor ve yeniden generaller ile cephanelikleri karar sahibi yapıyor. Hasta küresel köyde yeni bir Çin imparatoru doğuyor. Ülkesinin bugünü üzerindeki izleri aşikar ve dünyanın geleceği üzerindeki izleri de ortaya çıkmakta geç kalmayacak. İmparator şanslı. Çar pek çok yara almış. Beyaz Saray'ın efendisi şaşkın ve tereddütlü. Yaşlı kıta ise gerçekten de yaşlı.