Bekir Uveyda
TT

Charles’ın ilk hükümeti kendini gösterdi

Hem Birleşik Krallık içinde hem de dışında neredeyse ortak olan görüşlere göre, 3. Charles'ın Büyük Britanya'nın önceki krallarından farklı bir kral olduğu söylenebilir. İşte buyrun bakın; kader Charles döneminin ilk hükümetinin Asya kökenli ilk İngiliz başbakanı tarafından kurulmasıyla eşsiz olmasını istiyor. Bu, iki gün önce, tam olarak öğleden sonra saat 14:00’da tarihin kayıtlarına geçen bir örnektir. Muhafazakar Parti içindeki seçimleri denetleyen 1922 Komitesi’nin Başkanı Sir Graham Brady, tam da söz konusu saatte Rishi Sunak'ı partinin lideri ve ardından İngiltere’nin başbakanı olarak ilan etti. Bu emsalin olumlu ya da olumsuz değerlendirmesi, önce Sunak’ın mesleki performansına, sonra şahsi davranışlarına ve onunla çalışan ekibinin kendisini destekleme ve yanında olma derecesine bağlı.
Bu bağlamda, İngiliz Avam Kamarası'nda çoğunluğu elinde tutan Muhafazakar Parti’yi, üyeleri arasında patlak veren kaosun neden olduğu ve partinin imajını ciddi derecede sarsan kafa karışıklığından kaynaklanan dağılmadan kurtaran iki tavırın önemini gözden kaçırmamak gerekir. Parti, Boris Johnson hükümetinin haftalar önce düşmesiyle zor bir duruma girdi. Aslında Johnson’ın onca hatasına ve omuzlarına yüklenen yanlışlarına rağmen böyle bir şeyin yaşanması için tamamen ikna edici bir gerekçe yoktu. Daha sonra Muhafazakar Parti, herkesin ciddi zorluklarla karşılaşacağını bildiği halefin seçiminde doğru bir karar veremedi. Oturacağı koltuğu kaldırıp kaldıramayacağından tamamen emin olmadan Liz Truss’a iktidarın iplerini verdi. Bu, ‘mini bütçe’ hatasıyla başlayan ve ardından aksiliklerin geldiği bir karmaşa silsilesine neden oldu.
Yukarıda bahsettiğim bu iki tavrı ortaya koyanlar Truss ve Johnson’dır. Zira Truss, inat etmekten ve Avam Kamarası'nın çatısı altında ‘savaşçı’ olduğunu bas bas bağırmaktan vazgeçerek, istemeye istemeye de olsa istifa etti. Johnson da parti liderliğine tekrar aday olmama kararı alarak şahsi çıkarlarını bir kenara bırakıp partisinin çıkarlarını önceledi. Geçtiğimiz pazar akşamı Johnson’ın bu kararını açıklaması hakimin kendi aleyhinde aldığı bir karara benziyor. Johnson daha önce Karayipler'de tatildeyken yeniden iktidara geleceğini, parti gemisini kurtarabileceğini ve hatta 2024 parlamento seçimlerinde ezici bir zafer kazanacağını açıkladıktan sonra İngiliz dünyasında büyük bir yankı uyandırmıştı. Bundan daha şişik bir ego var mı? Belki. Ancak önemli olan nokta, istemeye istemeye de olsa ‘muhafazakarların’ çıkarlarına öncelik vermeyi kabul etmesidir. Ego, gerek savaşçılar olsun gerekse meydana alenen çıkmayan fon balinaları olsun partinin gidişatı hakkında karar verenlere itaat etmek için boyun eğdi.
Bugün Şarku’l Avsat’ta bu yazı yayımlanırken muhtemelen okuyucular, sadece Asya kökenli ilk İngiliz başbakanı olduğu için değil, aynı zamanda yaklaşık son 200 yıldaki en genç İngiliz başbakanı olduğu için de Rishi Sunak hakkında bolca bilgi ile dolu olan makaleler, köşe yazıları ve analizlere doymuş olur. Ancak durumun, doktor babasının kökenleri, eczacı annesi, Doğu Afrika’dan İngiltere’ye göçen ailesinin geneli ve milyarder babası Narayana Murthy tarafından yönetilen zengin bir aileye ait olan eşi Akshata ile ilgili Sunak’ın kişiliğinin arka planları, şahsi ‘profilinin’ bu ayrıntıları, Sunak’ın Kral 3. Charles’ın ilk hükümetini kurma görevini devralmasının oluşturduğu önem açısından bakıldığında sıradışı olduğunu söylememize izin veriyor. Ayrıca tüm İngiliz Milletler Topluluğu ülkelerinin lideri olan bir kralın saltanatının ilk haftalarında böylesine önemli bir tarihi olayın meydana gelmesinde kralın ve saray erkanının sevincini hayal bile edemiyorum. Evet, insanın bu dünyaya geldiği andan öbür dünyaya göçeceği ana kadar kaderini elinde tutmadığını söylemek yüzde yüz doğrudur. Ancak kaderin bazen beklenmedik bir şekilde insanları şaşırttığı da açık. Sunak'ın ailesi, İngiltere'ye taşınmak zorunda kaldığında üzülmüş olabilir. Ancak o zaman Rishi adındaki bir çocuklarının Büyük Britanya Kralı'nın ilk hükümet başkanı olacağı hiç akıllarına gelir miydi? Bu, muhteşem bir sürprizden daha fazlasıdır. Öyle değil mi? Kesinlikle.