Bir insan için elim bir hafızayla yaşamaktan daha zor bir şey yoktur. Peki, ya halklar? Cezayir’in ve büyük Cezayir halkının Fransız sömürgeciliğinden maruz kaldıkları, gerçekten de tarihin en kötü aksiliklerinden ve geçmişin en büyük acılarından biriydi. Buna “hafızanın acıları” deniyor. Elbette bunun geride bırakılmaması gerekiyor. Aradan yüz yıl hatta daha fazla zaman geçse de geçmişin acısı yok olamaz ama burada hoşgörülü olunabilir. Çünkü geçmişin ve yükselen nesli ile birlikte Cezayirlilerin bu dönemi aşamamış olmasının sorumlusu Fransız halkı değildir. Öte taraftan onlar, kendileri ile Fransa ve Fransız halkı arasında yeni bir sayfa açtılar!
Kesin olan şey, her geçmişin acılarının bulunduğudur. Bu uzun tarihsel süreçten sonra acıların dindirilmesi gerekir. Her halükarda Cezayir-Fransa ilişkileri yeni bir yola girdi ve bu, hafızanın acılarına rağmen gerçekleşti. Büyük Britanya ve uzun tarihi süreçte zulme maruz kalan halklar da elim bir hafızaya sahiptir ve bunu unutmak mümkün değildir. Ancak halklar hoşgörüye alıştı ve yüz otuz yılı aşkın bir süre zulmü tatmış Cezayirli kardeşler de Fransızlarla aralarında etkili ve ışıltılı ilişkiler kurdular. Elbette Fransız halkı Cezayir halkının hâlâ hafıza sancıları çektiğini biliyor. Fakat yine de Cezayir-Fransa ilişkileri bu kadar uzun süreden sonra en iyi tezahürlerini gösteriyor. Burada esas alınan ilke, bu aşamadaki halkların önceki dönemlerin sorumluluklarını taşımadıklarıdır. Aksi takdirde tarih, acı ve çetin tarihi bir anda duracaktır.
Hiç şüphe yok ki insan unutmaz ve unutamaz, ancak yine de affedebilir. Şu anda Cezayir halkı ile Fransız halkı arasında yaşanan da budur. Hafızanın acıları devam etmemelidir. Aksi taktirde bugünün dünyası çok uzaklarda kalan dünün dünyasının devamı olacaktır. Halklar uzak tarihin kontrolü altında olmamalıdır. Burada kalpleri temizlemek gerekir ve Fransa, hem Cezayir hem Fas için düşman ve sömürgeci bir devlet olarak kalmamalıdır. Fransız devletinin parlaklığının ve sömürgeciliğinin zirvesindeyken, yüz otuz iki yıldan fazla bir süre Cezayir ve halkı üzerinde sömürgeci bir devlet olarak kaldığı bilinmektedir. Ancak geçmişin acılarını dindirmek ve hafıza sancılarına son vermek gerekiyor. Aksi halde milletler ve halklar arasındaki çekişme kıyamete kadar devam edecektir ki, bu mümkün değildir. Şu anda Cezayirliler ve Fransızlar arasındaki ilişkilerin en iyi tezahürlerine tanık oluyoruz. Dahası, şu anda Arap ulusu ile İngiltere arasında yaşananlar, eski tarihsel başarısızlıklardan çok uzaktadır.
Evet, hafızanın acıları denen şey devam etmemelidir. Nitekim sömürgeleştiren, çeşitli belalara ve sıkıntılara maruz bırakan ilişkiler sona ermiş; Büyük Britanya dost bir ülke haline gelmiştir. Bu, Cezayir ve artık dost olarak görülen Fransa için de geçerlidir. Sömürge ile sömürgeleştirilen ülkeler ve halklar arasında “acı hatıralar” olduğu biliniyor ama bu sonsuza kadar sürmemelidir. Fransızlar artık Cezayirlilerin ve Faslıların en yakın dostlarıdır. Fransa artık tüm Araplar için dost bir ülke sayılıyor. Bu, İngiltere ve o bölgedeki birçok ülke için de geçerlidir. Burada geçmiş artık çözüme kavuşturulmalıdır, çünkü çok uzaklarda kalmış ve acı hatıra diye bilinen şeyler artık mevcut değildir. Her ne kadar bu hatıralarla yüzleşmek gerekli ve vazgeçilmez olsa da bu günlerde ve bu tarihsel aşamada durum, eskisinden farklıdır. Milletler genellikle anlaşırlar. Aksi halde tarihin akışı o hastalıklı tarihi anda durup kalır.
Cezayir, geçmişin acılarına son vermek için Fransız araştırmacılardan oluşan bir komite seçti. Gerçek şu ki, bu acılar son buldu ve Cezayir’in artık Fransa’nın bir sömürgesi olmadığı, aksine dost bir ülke haline geldiği ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere Arap ülkeleri ile ilişkilerinde en parlak günlerini yaşadığı biliniyor. Burada bir hafıza sorunu olduğu muhakkak, fakat sorunu tedavi etmek için çözümler üretiliyor. Bilindiği üzere Cezayir, sömürgeciliğin uygulamalarının insanlığa karşı bir suç olduğu gerçeğini bulanıklaştırdığı için bu içeriği reddettiğini dile getirdi. Elysee ise Cezayirlilerin arzusuna aykırı şekilde tövbe meselenin olası olmadığını vurguladı. Burada Cezayir’i kızdıran, oluşturulan Fransız Tarihçiler Komitesi’nin birçok gerçeği göz ardı etmesi ve bu konudaki meselelerin eninde sonunda Cezayir cumhurbaşkanlığına döndürülecek olmasıdır.
Fransa’nın sömürge döneminde yapıp ettikleriyle halkına çektirdiği acılara rağmen Cezayir’den özür dilemeyi reddettiği ve özür talebine karşılık vermediği biliniyor. Cezayir halen Fransa’nın, Cezayir halkına karşı işlediği suçları alenen kabul etmesinde ısrar ediyor.
TT
Tarihin aksiliklerine ve acı hatıralara karşı Cezayirliler!
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة