İmil Emin
Mısırlı yazar
TT

Boş arena şövalyeleri zamanı: ABD

ABD yeni bir yılın eşiğinde, aşırı derecede parçalara ayrılmış görünüyor. Özellikle de yeni Kongre üyeleri boş olduğunu dolayısıyla bir dövüşün olmadığını önceden bildikleri arenalarda mızrak atan "boş arena şövalyeleri"ne dönüştüklerinden beri.
Kongre içinde ve daha ilk saatlerinde bölünmeler görüldü ve çekişmeler alevlendi. Halbuki dizginsiz Amerikan imparatorluğunun rakibi çok uzakta. Orada, Washington'dan on binlerce mil uzakta, Pasifik Okyanusu'nun sularında.
Demokratlara karşı Cumhuriyetçi savaş ruhu, özellikle Temsilciler Meclisi'nde küçük bir farkla da olsa üstünlüğü ele geçirmelerinden sonra ortaya çıktı. Ama bu çelişkili bir ruh hali. Zira Cumhuriyetçiler Senato'daki zayıf çoğunluğun, sorunlu demokratik projeleri engelleyebileceğinin farkındalar. Başkanın sahip olduğu veto yetkisinden ise bahsetmiyoruz bile...
Amerikan halkının çıkarları, son üç yılda ölümcül bir salgına neden olan deforme bir virüs ile askeri sanayi kompleksi sahipleri ve etrafında toplananlardan oluşan yağmacı Amerikan seçkinlere fayda sağlasa da halkın hiçbir faydası bulunmayan bir savaş arasında büyük ölçüde zarar gördü. Ama görünen o ki Cumhuriyetçilerin gündemi, Amerikalıların son üç yılda büyük ölçüde etkilenen geniş çıkarlarına bakmaktan ziyade Biden’a karşı entrikalara girişmek ve onunla siyasi olarak inatlaşmak.
Cumhuriyetçiler, ABD yardımının yaklaşık 100 milyar doları bulduğu Ukrayna dosyası başta olmak üzere bölücü ve ayırıcı dosyaları açmaya hazırlanıyorlar. Şimdi soru şu:
Bu yaklaşım, sokaktaki istihdam ve çevre sorunlarından muzdarip Amerikan vatandaşına, büyük Amerikan şehirlerinin birçoğunun yollarında görülen ve durumu sormaya gerek duymayacak şekilde açıklayan sahnelere hizmet ediyor mu?
ABD Silahlı Kuvvetleri’nde eski bir subay ve Defense Priorities Vakfı’nda kıdemli bir araştırmacı olan Daniel Davis’in şu sözleri çok ilginç. Tüm bu sıcak milyarlardan sonra Washington, arkasında gizlenen tehlikenin farkında olduğu yanan sınırların kenarında duruyor. O tehlike de Rus Ayısı’nı kışkırtmakta çok ileriye gitmemek ve köşeye sıkıştırmamak ki nükleer Samson seçeneği geriye kalan tek seçeneğe dönüşmesin.
ABD hem dünya barışını hem de güvenliğini tehdit eden Rusya-Ukrayna krizinde doğru yolda mı ilerliyor?
Kongre’deki senatörler ise başka çekişmelerle meşgul. Örneğin, Başkan Biden'ın hem kamuya açık hem de özel belgelerini araştırmak gibi. Kamuya açık belgeleri özellikle başkanlığının ilk yılında Afganistan'dan kaotik bir şekilde geri çekilme dosyası temsil ediyor. Gerek Temsilciler Meclisi gerekse Senato’daki pek çok Cumhuriyetçinin gözünde mesele, Biden'ın azledilme tehdidi ile yüzleşme kertesine varabileceği bir hesap sorma gerektiriyor.
Bu noktada, ABD ordusunun o zaman bu geri çekilme kararına kızdığı ve halen de kızgın olduğu kimse için bir sır değil. Biden'ın üsten dayatmacı kararı, bir kez daha dünyaya yenilmiş ve kırılmış bir ABD fotoğrafı sundu. Zira Vietnam'ın başkenti Saygon'daki ABD Büyükelçiliği’nin çatısından havalanan helikopter fotoğrafından, Şubat 1989'da Afganistan'ın başkentinden çekilen son Rus askeri General Boris Gromov'un fotoğrafını akıllara getiren, Afganistan'dan çekilen son Amerikan birliğinin askeri Chris Donahue'nun fotoğrafına kadar, fotoğraflar ne yalan söylerler ne de süslenebilirler.
İnsanın aklına şunu sormak geliyor (ama bu kez iyi niyetle değil):
"Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçiler, Nancy Pelosi'nin son günlerinde eski başkan Trump'a yaptığı gibi, Biden'ı azletme projesi aracılığıyla Demokratlara karşılık vermeye mi çalışıyorlar?"
Parçalanmış ABD içinde düşmanca senaryoların kapısı ardına kadar açık. Bunların arasında Adalet Bakanlığı ile çekişmeye girmek için hazırlanan soruşturmalar da var. Çünkü çok açık ki, eski başkan Trump'ın Mar-a-Lago'daki özel konutuna yapılan baskın ve gizli belgelerin ele alınış şekli bir kişiye değil, bir partiye, bir siyasi akıma, Cumhuriyetçi Parti liderliğinin onuruna bir darbe indirdi. Bu nedenle bu Cumhuriyetçi Parti için alınması gereken bir intikam. Amerikan iç toplumsal barışı ise nereye giderse gitsin, umurunda değil.
Cumhuriyetçiler, mücadeleleri sırasında gerçekten tehlikeli olan dosyalardan birini, Hunter Biden'ın bilgisayarı dosyasını açmaktan kaçınmayacaklar. Bu gerçekleşmesi durumunda, önemli ve büyük bir olay olacak çünkü Biden'ın Obama'nın yardımcısı olduğu dönemde ve sonrasındaki dosyalarını büyük bir kararlılık ve azimle araştırmaya çalışanlar bulunuyor. Keza Başkanın ailesinden bazı kişilerin, ABD'ye karşı stratejik düşmanlığın zirvesinde sayılan ülkelerle, özellikle Çin ile ilişkilerinin olup olmadığını, bu kişileri kamu yararını gözetip gözetmediklerine bakmadan kayıran başkanlık kararlarının formüle edilip edilmediğini de. Bu dosya Biden'ın görevinde kalmasını yeniden tartışmaya açmak ya da en azından ikinci bir dönem aday olmayı ciddi bir şekilde düşünmesi ya da partisinin buna izin vermesi halinde önünü kesmek için yeterli. Ancak Biden’ın ikinci kez aday olması, Demokrat Parti’nin aşırı solcu kanadının saklayacağı ve üzerini örtemeyeceği sağlık durumu nedeniyle esasen şüpheli bir durum.
Peki, Amerikan başkanlığı makamı, boş arena şövalyelerinin mücadelesinden uzak mı?
Bu satırlar yazılırken, Başkan Biden, 6 Ocak 2021'de Kongre'ye düzenlenen saldırıyı Beyaz Saray'da anmaya hazırlanıyordu.
Anma töreni özel olarak hazırlanmış ve şüphesiz ateşe körükle gitmeyi amaçlıyor. Zira Demokrat Başkan için bu, Amerikan siyaset kurumunun tüm kollarında halen huzurları kaçıran Trump'ın hayaletinden kurtulmak için yeri doldurulamaz bir fırsat. Biden'ın mutlak hedefi, Amerikalılara Trump'ın yıkıcı olarak tanımladığı rolünü ve demokratik hayatı yozlaştırmasını hatırlatmak.
Ancak dikkate almadığı bir yan var; o da böyle yaparak halen Trump'ı destekleyen Cumhuriyetçi akımı beslediği, seçimlerin kazananın Trump olduğundan emin olan milyonlarca Cumhuriyetçinin kanaatlerini pekiştirdiği, derin Amerikan devletinin, Amerikan siyaset dünyasına ve onun entrikalarına yabancı olan Trump'ı kovmak için seçimleri çaldığı inançlarını güçlendirdiğidir.
Amerikan partizan gerilimler ve çekişmeler bağlamında, Cumhuriyetçilerin de kendi içlerinde bölünmüş olduğunu görüyoruz.  Kanıt, Temsilciler Meclisi başkanı seçimlerinde yaşanan zorluklarla ortaya çıktı. Birkaç oturum düzenlenmesine rağmen Trump'ı destekleyen 20 Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi, rakibi Brian Donalds'a oy verdiği için Kevin McCarthy, başkan seçilmesi için gereken 218 oyu alamadı.
ABD şu an, içindeki karşıtların benzeri görülmemiş bir şekilde birbirine denk olduğu bir durumla karşı karşıya görünüyor. Anlatıcı ise bir sonraki duyuruya kadar her iki tarafa da sisin hakim olduğunu söylüyor...