Karmaşık küresel sorunlar

Bugünün siyasi olayları, ABD dış politikasının Ortadoğu'yu daha az öncelikli ve önemli hale getirme yönelimi ışığında belirlememiz gereken bir dizi ipucuna, anlam tanımına ve kanıtların daha niteliksel bir şekilde yapıldığı bir dizi hiyerarşik gerçeğe dayanan bir sonuca işaret ediyor. ABD ve Batı'daki birçok siyasi analist, ABD Başkanı Joe Biden'ı, Suudi Arabistan ziyareti öncesi tahminlerinin yanlış olduğunu kabul etmesiyle eleştirdi. Biden bunun ardından, ABD’ye alternatif olarak Çin ve Rusya'nın geleceğinden korkarak Ortadoğu ile ilişkileri eski durumuna döndürme sözü verdi.
Söz konusu politikayı destekleyenler ise bunu daha ileri hedef için bir aşama olarak görüyorlar. ABD'nin Ortadoğu'dan çekilmesine ilişkin yaygın tartışma, yerel olarak ürettiği petrol ve gazla yetinmesi nedeniyle ilişkinin önemini azalttı mı? Yoksa İran dosyasına ek olarak ABD iç siyasetindeki ani gelişmeler, Cumhuriyetçi ve Demokrat partiler içindeki bölünmeler meselesi ve en önemlisi Rusya-Ukrayna savaşı Çin ile ilişkilerde gerilime mı sebep oldu?
Bu nedenle, siyasi çekişmeler çemberinin karmaşık koşullar arasında geliştiği söylenmelidir. Herkes, ABD'nin hem düşmanlarla hem de dostlarla yüzleşmek için koşulları kendi çıkarları doğrultusunda nasıl kullandığını biliyor ve bu tür sorunlardan kaynaklanan başlıca engeller, siyasi eylem için bir dayanak noktası olarak kullanılıyor.
ABD, daha genel ve doğru anlamda Arap ülkelerinin Çin ve Rusya gibi büyük ülkelerle dengeli alanlar oluşturma çabalarını engellemeye çalışıyor. Kimse bu durumun nereye varacağını tahmin edemezdi. Bu durum, olayları kontrol eden ilişkilerin iç içe geçmesine, karmaşıklaşmasına ve dünyanın karşı karşıya kalacağı temel zorluklara neden oldu. Siyasetin özünü tanımlayan bazı düşüncelerin üst üste binmesini engelleyen şeyler var ama “Amerika” kavramında her şey farklıdır. İran'ın Arap bölgesindeki nüfuzunun genişlemesinin ardından ABD güvenilmez bir müttefike dönüştü. Çünkü her şey eskisinden daha tehlikeli hale geldi ve bu, tanık olduğumuz karmaşık sorunların ana kaynağını oluşturuyor.
Ortadoğu'da, İran'ın nükleer emelleri ve yaptığı tüm karışıklıklar, uyumsuzluklar ve beyhude hamleler hakkında endişeler artıyor. Kuzey Kore, Hindistan ile Pakistan arasındaki nükleer rekabetin yanı sıra nükleer cephaneliğini genişletmeye ve çeşitlendirmeye devam ettiğinden dolayı aynı şey Asya için de geçerli.
Gittiğimiz yerde, her kıtada siyasetin gücü ve cazibesi artıyor.
Politika olaylarla doğrudan temas halindedir, üzerinde çalışılacak amaç ve hedefler arar. Hükümetler enerji güvenliklerini destekleyecek ilişkileri güçlendirmeye çalışırken, küresel enerji haritasının yeniden çizilmesinin jeopolitik ittifakları da etkilemesi muhtemeldir. 2022 yılı bu anlamda kitlesel kayıplara neden oldu.
Risk yönetiminde öncü rolü olan ve başkalarının çıkarları arasında bir denge kurmaya çalışan büyük bir gücün liderliğindeki çalkantılı bir tabloyu her zaman ve her yerde fark ederiz. Bu, maksimum barışçıl kullanıma ulaşmaya dayalı entegre bir strateji formüle edilerek yapılır. Bu, Washington'ın güveni güçlendirmeye ve korkuları caydırmaya dayalı net bir liderlik rolü oynamasını, düşmanlıkları kışkırtmamayı ve yeni rakipler yaratmamayı gerektiriyor.
Bu nedenle ABD, nükleer silahların yayılmasını önlemede öncü bir model olarak hizmet etmeli ve çatışmayı devletlerin siyasi derinliğine ulaşmanın tek etkili yolu haline getiren birçok çelişki yerine, dünyadaki herhangi bir tehlikeli kullanıma karşı güvenliği sağlamaya büyük özen göstermelidir.
ABD siyasetinin karşı karşıya olduğu birçok zorluk var.