Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Dertler dünyası

17 Ocak Salı sabahına kadar, ne bir başkan, ne de bir aday, bir iş adamı ve gökdelen sahibi olan Donald Trump'ı sevmeyenlerin tarafındaydım. Ne tarzını ne de ideallerini veya yöntemlerini sevmiyordum. Çapraşık, kırılgan ve çalkantılı, insani duyguyu ve ahlaki dokunulmazlığı kaybetmiş bu dünyada, özellikle de çok tehlikeli, karanlık ve kötü bir labirente girdiğimiz Lübnan'da ruhları zayıf olanlar için bir modele dönüşmesinden bilhassa korkuyordum. Albay Jair Bolsonaro dönemi, ülkenin içinden geçtiği en kötü dönem olmasına, seçimin kazananın ise, ülke tarihindeki en iyi başkanlık deneyiminin sahibi olmasına rağmen, Bolsonaro ve grubu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarını reddederek, Brezilya'daki yönetim kurumlarına baskın yapma yöntemini kopyalamaya çalıştığında, bizim gibilerin korkuları gerçek oldu.
Yazar, özellikle ondan uzak olayların sadece bir yorumcusu olduğunu her zaman unutur. Salı sabahı, New York Times’da yayınlanan uzman Kellyanne Conway'in Trump'ın savaşı hakkında yazdığı bir makaleyi okudum. Kabul etmeliyiz ki Bayan Conway ABD’deki oylama konularında daha bilgili ve nesnel bir konumda yazıyor. Makaleyi okuduktan sonra çıkardığınız ilk sonuç, bir Amerikalı olmadığınız ve bu tür konularda bildiklerinizin duygusal veya ilkeli bir pozisyonun ötesine geçmediğidir. Zira Trump'a oy verenler, ‘ekonomi, enerji, ulusal güvenlik, ticaret anlaşmaları, barış anlaşmaları, uyuşturucu krizi ve güney sınırı (Meksika) alanlarında başarmış olduklarını’ hesaba katıyorlar.
Bunların hepsi ABD dışındaki insanların bilmediği veya hissetmediği iç meseleler. Milyonların Trump gibi düşündüğünü ve birçok konuda ondan daha da ileri gittiklerini bilmiyorlar. Bu milyonlar oy verdikleri anda daha önce hiç siyasi veya askeri bir görevde bulunmamış bir adama oy verdiklerini dikkate almadılar. Siyasi ya da tarihi kültürünün yokluğu üzerinde çok durmadılar.
Kitleler her yerde ve her zaman doğrudan çıkarlarını değil, dertlerine çözümler ararlar. İnsanların ‘çıkarları’ yoktur, onlar için daha çok kaygıları, sorunları ve geçim maliyetinin yükselişi, göçmenlerin beraberlerinde getirdikleri rekabet ve ortak olma sorunları vardır. Bu sorunlar yokmuş gibi büyüklenme, gerçekleri ve umutları değiştirmez. İki yoksul bir zengin yapmaz. 20 Meksikalı mülteci, iki yıl sonra, Meksika'dan gelen 40’tan fazla bir yüke dönüşür. Bayan Conway'i okuduktan sonra Trump’ın seçmenlerini anlamaya başladım. Ona gelince, bu konuyu daha fazla düşünmem gerekiyor.