Muhammed Nugaymiş
Kuveytli yazar
TT

Zirve ve bilinmezliğe atlama

"Paraşütle" atlama ile bazı hükümetlerin performansı arasında benzerlikler vardır. Demek istediğimiz, paraşütçüler, olabilecek en kötü senaryo için önlem almadıkları zaman bir bilinmeze atlarlar ama tek bir kişi öldüğünde insanlığın işleyişi bozulmaz. Ancak birbirini izleyen hükümetler en kötü durum senaryosunu planlamadığında bir ulusun işleyişi bozulup gerileyebilir.
Tarihin başlangıcından itibaren insan hayatta kalmak için plan yaptı, sonra bu hayatta kalma sınavı bir rekabet çemberine dönüştü. Rekabetten uzak duranlar geri kalırlar çünkü dünya bir “maraton” yarışı içinde ve bu yarışta nefes almak veya önemsiz şeyler için durmakta aşırıya kaçanlar, yarışı kaybederler. Zira etraflarındaki ulus topluluklarının aktivizmi her zamankinden daha hızlı, eğitim seviyeleri yükseldi, ekonomiler görülmemiş boyutlara ulaştı, üretimin sırları kolayca aktarıldı. Böylece Uzak Doğu, Batı ile rekabet eder dahası onu teknoloji, kitlesel üretim ve şaşırtıcı endüstriyel genişleme ile tehdit eder hale geldi. Bu nedenle, bir ulus olarak rekabet edebilmek için şu iki temel soruya dönmeliyiz: Nerede oynayacağız? Nasıl rekabet edeceğiz? Batılıların yaklaşık 150 yıl önce tercüme ettikleri Çinli Sun Tzu’nun milattan önce yazdığı ve stratejik planlama alanında en ünlü ve en eski yazılı belge olan “Savaş Sanatı” başlıklı kitap bu iki soruyu temel alır. Temel stratejik planlama kitaplarına baktığınızda bu iki eksen etrafında döndüğünü görürsünüz.
Dünya Hükümetler Zirvesi Başkanı ve Bakan Muhammed el-Gergavi Dubai'de şunları söyledi: "Dünya, teknolojik devrimi geride bırakacak bir biyolojik devrime tanık olacaktır" ve "okuma yazma bilmeyenler, yapay zekâ teknikleriyle yaşayamayan ve başa çıkamayanlar olacaktır." Ayrıca, "Onları dolduracak uygun becerilerin bulunmamasından dolayı dünya çapında 85 milyon iş açığı bulunmaktadır" dedi. Bütün bunlar, rekabet gücümüzü sürdürmek için büyük çaba gerektiren farklı bir dünyayla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Tüm başarılı şirketler ve ülkeler, yol işaretleri gibi doğru yönde ilerlediklerini garanti eden performans göstergeleri geliştirmiştir. Bunlar herhangi bir planlamanın temellerinden biridir, çünkü doğru yönde ilerlemeyen bir ulus için müreffeh bir gelecek bekleyemeyiz. Aracımızla kuzeye doğru yola çıkmışken aniden yol işaretleri bize güneye gittiğimizi göstermeye başlarsa ne yapmalıyız; hemen durmalı, yönümüzü belirlemeli ve yolculuktan, yönü belirlemekten sorumlu kişileri gözden geçirmeliyiz.
Planlanan rakamların hazırlanan plana göre azaldığını görmezken, istihdam sorununu nasıl çözebiliriz? Artan harcamalar ve sınırlı gelir gölgesinde, gelirlerimiz ve giderlerimiz arasındaki uçurumu nasıl kapatabiliriz?
Bütün parmakla gösterilen başarılar planlama yoluyla elde edilmiştir ve tesadüflerin sonucu değildir. Bir birey sağlığını veya hayatını riske atabilir, ancak halklarını bilinmezliğe atan hükümetlerin hatası affedilemez bir hatadır.