Vitaly Naumkin
Rusya Bilimler Akademisi 'Oryantalizm Enstitüsü' Başkanı
TT

Kuzey Kutbu, örgüler ve Rusya’nın kaderi

İki hafta önce, televizyon kanallarından birinde Başkan Vladimir Putin’in beş genç bilim adamı ile olan buluşmasına dair bir program izliyordum. Bu gençlere, bilime olan önemli katkılarından ötürü özel başkanlık ödülleri veriliyordu. İçlerinden birinin dış görünüş itibarıyla, Kremlin’deki çeşitli resmi şahsiyetlerden oluşan muhafazakâr toplum için alışıldık olmayan bir tarzda olması beni şaşırttı. Alexander Osadchev adlı bu genç adamın görünüşündeki olağandışı şey, uzun kıvır kıvır örgüler halinde arkadan bağlanmış (Afrika örgüleri gibi) olan saçlarıydı.
Genç yaşına ve alışılmadık, hatta Başkan Putin’in bir tür incelik göstererek herhangi bir yorum yapmadığı dikkat çekici görünümüne rağmen Alexander, fizik ve matematik alanında doktora derecesine sahip; meşhur bir okyanusbilimcisi, uzman bir Kuzey Kutbu araştırmacısı (Araştırmacı, detay isteyen gazetecilere anlattığına göre, Kuzey denizlerinde ekipman ve makinelerle yaptığı saha çalışması sırasında güvenlik nedeniyle uzun saçlarını özel bir kask altında saklamak zorunda kalıyormuş).
Osadchev’in Rusya’nın Kuzey Kutbu bölgelerinin denizlerindeki okyanus süreçleriyle ilgili çalışmalarının sonuçları, Kuzey Denizi Koridoru sularındaki ekonomik faaliyet için önemli görülüyor. Ayrıca Putin’le olan görüşmede, cüretkarlık açısından saç tarzından aşağı kalmayacak bir öneride bulunarak, Rusya’da Kuzey Kutbu hakkında herkesin erişebileceği bilimsel bilgiler için birleşik bir merkez kurulması yönündeki fikri ortaya atan da oydu.
Başkan bu düşünceyi desteklemekle birlikte “güvenliğe ilişkin kısıtlamalara” işaret etti, “ancak elbette böyle bir merkezin kurulmasının gerekli olduğunu ve bu konu hakkında mutlaka çalışacaklarını” ifade etti.
Bugün Kuzey Kutbu geniş alanları, zengin doğal kaynakları ve önemli jeostratejik konumu itibarıyla Rusya’nın kaderini belirleyecek bir bölge olarak kabul ediliyor. Alman Bilim ve Siyaset Enstitüsü’nden iki bilim adamı Yannis Kliogi ve Michael Paul’un Rus internet sitesi “tsargad”a yaptıkları açıklamaya göre Moskova’nın yeniden benimsediği Bastion konsepti, Barents Denizi’nden İzlanda’ya kadar “korunmuş bir bölge” oluşturulmasını sağlıyor. Bir diğer ifadeyle, son yıllarda yeteneklerini güçlendiren Rus filosu, Rusya ile kendisine düşman bölge ülkeleri arasında bir çatışma çıkması halinde “düşman güçlere Kuzey Kutbu’ndan Rus bölgesine geçiş fırsatı vermeden Atlas Okyanusu’na ulaşım sağlayacak.”
Rusya, buz tabakasının iki metreye kadar ulaşabildiği Kuzey Denizi Koridoru boyunca yol alabilen devasa bir buzkıran filosuna sahip tek kuzey gücü. Rus askerî uzmanlarına göre bu noktada tehlikeli bir çatışmaya dönük ani hareket başlatmayı düşündükleri takdirde, ABD ve Kanada da dahil olmak üzere NATO ülkelerinin Rusya’ya karşı koyma imkânı yok. Zira Rusya, nerede olursa olsun her türlü saldırıya karşı çıkarlarını savunmaya hazır. Batıda iktidar çevrelerinin Rus gerçeklerini idrak edemeyen bazı safdilli temsilcileri, basitçe, Ukrayna’daki olayların Moskova’yı, kendisi için önemli Kuzey Kutbu (ve Doğu Akdeniz) gibi önemli bir bölgeyi ihmal etmek zorunda bırakacağını düşünse de Svobodnaya Pressa (Free Press Portal) internet sitesinin bir yazarının mecazen yazdığı gibi, NATO Genel Sekreterinin aksine hangi beyaz ayıya sorsan, Kuzey Kutbu’nun gerçek sahibinin kim olduğunu bilir.  
Kuzey Kutbu bölgesi ile ona tâbi bölgelerin Rusya için öneminin sadece askeri stratejik etkenlere bağlı olduğunu düşünmemek lazım. Ekonomi de oldukça önemli. Nitekim GSYİH’nin en az yüzde 10’u, ihracat hacminin yaklaşık yüzde 20’sinin buradan sağlandığı gibi mutlak göstergelerde büyük bir büyüme potansiyeli de mevcut. Rus petrolünün yüzde 17’si ile Rus gazının yüzde 80’i Kuzey Kutbu bölgesinde üretiliyor. Ayrıca yıllık balık üretiminin yaklaşık üçte biri de buradan temin ediliyor. Halihazırda kıta sahanlığında keşfedilen çok büyük hammadde rezervleri var. Dönemin Pomorlar olarak adlandırılan Rusları tarafından keşfedilen Kuzey Deniz Koridoru, büyük miktarda yükün nakliyatına da imkân sağlıyor. Nitekim 2021 yılında 33.5 milyon ton nakliyat yapıldı ki, bu miktarın üçte ikisinin sıvılaştırılmış doğalgaz ve gaz kondensatı olduğu hesaba katılsın. Yük hacimlerinin önemli ölçüde artırılarak 2024 yılında 80 milyon ve 2030 yılına kadar 110 milyona çıkarılması planlanıyor.
İklim değişikliklerinin dikkate alınması gerekiyor tabii, ancak yakın gelecekte bu planları önemli ölçüde etkilemesi pek muhtemel değil. Bununla birlikte küresel ısınma ve buzdağları da dahil olmak üzere buzların erime etkisinin yüksek hızı, gemilere eşlik eden buz kırıcılara gerek kalmadan Kuzey Kutbu’nda taşımacılık yapılabileceği gerçeğine zemin hazırlayabilir.
Bu olay, bölgede durumu önemli ölçüde değiştirecektir. Rus Uzman Andrei Gubin’e göre burada yabancı ülkelerin araştırma, ticaret ve elbette askerî faaliyetleri keskin bir şekilde artış gösterecek. Finlandiya ve İsveç gibi kuzey ülkelerinin NATO’ya katılması, gelecekte İttifakın, vurucu ve saldırganları da dahil olmak üzere askerî tesislerini ve altyapısını Kuzey Kutbu’nda konuşlandırmasına yol açacak. Böylesi yeni meydan okumalara karşı koymak gerekeceğinden Moskova burada, Sovyetler Birliği sonrası dönemde inşasına tekrar ancak 2012’de başladığı askerî altyapısını geliştiriyor. Bu arada Başkan Vladimir Putin 2014 yılı sonunda Kuzey Filosu temelinde ayrı bir stratejik istikamet olarak “Kuzey”in inşa edildiğini duyurdu. Rus ordusu, Kuzey Kutbu bölgesinin geçmiş asırlardan miras kalan çevre kirliliğinin zararlı sonuçlarını izale etmek için aktif bir şekilde çalışıyor. Başka bir Rus Uzman Anton Briukov’un aktardığı verilere göre Arkhangelsk bölgesinde 2009 yılında yapılan Russkaya Arktika (Rus Arktik Bölgesi) Milli Parkı, kara ve deniz dahil 1 milyon 426 bin hektarlık bir alanı kapsıyor ve aynı anda hem sit alanı hem de bir araştırma merkezi olarak işlev görüyor. Burada geliştirilip kullanılan modern teknolojinin günümüzde ekosistemi bozmadan doğal kaynaklarını çıkarmaya imkân tanıdığına tamamen güvenilebilir.
Rusya’nın, Kuzey Kutbu bölgesinde yalnızca, düşman oyuncular tarafından güvenliğine yönelik tehditlere karşı koyma zorunluluğuyla yüzleştiğini düşünmemek gerekir. Bu tehditler var olsa da aynı zamanda ulaşım koridorlarının kesintisiz faaliyet göstermesi sağlanıyor. Rusya, ortaklarla iş birliğine de açıktır. Rusya’nın aksine bu bölgeye doğrudan bir bakışa sahip olmayan Çin’in, Kuzey Kutbu bölgesinde aktif aktörlerden biri haline gelmesini kimsenin beklemediği zamanları hatırlıyorum. Bugün Pekin, yalnızca "Büyük Kutup Güçleri" saflarına katılma arzusunu ilan etmekle kalmadı, hayır, aynı zamanda Kuzey Kutbu bölgesinin ulusal çıkarları kapsamına girdiğini de ilan etti. Bu bağlamda Pekin 2018 yılında Kuzey Kutbu siyasetine dair, “Buz İpek Yolu” (elbette Rusya’da adlandırıldığı şekliyle “Kuzey Denizi Koridoru” değil) inşasını vurguladığı bir “beyaz kitap” yayınladı. Kuzey Kutbu potansiyelleri ise Çin ekonomisinin gelişimi için 14. Beş Yıllık Planın kapsamına alındı.
Rusya da Ekim 2020’den 2035’e kadarki dönemde Kuzey Kutbu’nun gelişimi için bir strateji benimsedi. Bu strateji, Kuzey Kutbu’ndaki küresel ısınmaya ilişkin ve öngörülen tehdit ve beklentileri yansıtıyor ve petrolle gaz başta olmak üzere bölge kaynaklarının geliştirilmesini hızlandırıp, bölge sakinlerinin yaşam koşullarını iyileştirmeyi hedefliyor. Kremlin uzun vadede Kuzey Denizi Koridorunu, deniz taşımacılığı için yeni bir küresel damar haline getirmeyi umuyor. Moskova ve Pekin’in üsluplarındaki bazı farklılıklar, Rusya ve Çin gibi iki büyük ve dost güç arasında Kutup bölgesine dair ciddi uyuşmazlıklar, hatta siyaset ve çıkar çekişmesi olduğu anlamına gelmez. Aksine yakın çalışma; kömür, mineraller, petrol ve gazın çıkarılması, işlenmesi ve taşınması da dahil olmak üzere kaynaklar ve ulaşımın geliştirilmesi için büyük projelerde ortak olma ve derin Arkhangelsk limanı inşasına ve muhtemelen gelecekte deniz avcılığına katılma yönünde istek ve fırsatlar mevcut.
Şurası açık ki, Rusya’nın kaderi Kuzey Kutbu’na sıkı bir şekilde bağlı. Kutbun zenginliğinin artırılması ve Rusya’nın korunmasında başrolü de Kremlin’de gördüğüm uzun örgülü genç ve mucit bilim adamı Alexander’ın temsil ettiği o Rus nesli oynayacak.