Maha Muhammed Şerif
TT

Afrika kıtasında hummalı yarış

Binlerce askerin Afrika'daki kanlı iç savaşlara karışması rotadan bir sapma oluşturdu. Muazzam bir baskıya maruz kalan her şey sömürgeciliğin kucağına düştü. Batı, geleneksel düşmanlara karşı etkili yöntemler icat ederek tüm krizlerin hamisi olarak kalabilir. Bugün yaşanan büyük dalgalanma ve dönüşümlerin ardından bazı görevler başarısızlığa uğradı, merkezler değişti, saflar aşıldı. Fransa, kara kıtadaki konumunu bozan Çin ve Rusya'nın tarihin akışını etkileme fırsatlarının bol olduğuna inanıyordu.
Bütün bunlar, Fransa’ya karşı kurulan komplo imajının pekişmesine yol açtı. Fransız açıklamaları ve gerekçeleri, herkesi Çin ve Rusya ile bir nüfuz yarışına girmediğine ikna ederek onun Afrika ülkeleriyle ilişkilerini yeniden inşa etmeye yönelik çabalarını sürdürmesini sağladı. Sonuç olarak Fransa kara kıtadaki askeri varlığını azalttı. Bu gelişme, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Afrika'daki yeni Fransız politikasının kıtadaki Fransız askeri personelinin sayısında beklenen “somut bir azalmayı” içerdiğini açıklamasının ardından gerçekleşti. Macron, kendi deyimiyle orduları ve paralı askerleriyle kıtaya yerleşenlerin dayattığı stratejik rekabeti reddetti. Macron’un bu açıklaması ya da konuşması, nüfusunun giderek artan bir kesiminin onun diplomatik yaklaşımını kökten değiştirme vaatlerini sorgulamasının ardından geldi.
Çin kıtaya girdikten sonra söz konusu Fransız değişimi garip ve müdahaleci görünüyor mu? Yoksa söz konusu değişim Afrika üzerindeki rekabeti ve nüfuzu durdurmak ve bu aşamada sömürgeciliğin arkasına ‘ortak’ kelimesini koymak için geç kalınmış bir uyarı mı? Çünkü herkes bir fırsat ve statü kazanmanın peşinde. Yaptıkları şey, bir karnaval cehennemi olarak kalmak için hayata nüfuz eden iblislere benziyor. Bu nedenle herkes romanlarda görünen yapmacık hakları elde etmeye can atıyor.
Tüm bu sesler, çalışmalarını göze çarpmadan sürdürmek için gerekli yakıtı sağlama konusunda gelişen ve büyüyen komploya herhangi bir katılımı varsayıyor ve mesele daha karmaşık görünüyor. Çünkü gerçeklik bizi, sesi tüm Afrika kıtasında yankılanan ve çatışan siyasi güçlerle karşı karşıya getiriyor. Her biri, Çin ve Rusya ile rekabet etmek için kontrol ve nüfuz sağlayan karşılıklı roller oynuyor.
Bu rekabet sonucunda kendisini “yeni bir neslin lideri” olarak sunan Fransa Cumhurbaşkanı’nın politikasının yeni yönleri net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bunu sömürgeciliğin “onaylanmış suçlarını” kınayarak ve Avrupa'ya genişletmeyi planladığı bir anlaşma olan Afrika ile “yeni bir ilişki” çağrısında bulunarak yapıyor. Afrika ülkeleri neden ortaklarını özgür ve egemen bir şekilde seçmiyor, vesayetlerini kaldırmıyor ve Macron’un altı ayda bir gerçekleştirdiği Fransız ziyaretlerine iade-i ziyaret yapmıyor?
Bununla birlikte Fransa, aralarındaki karşılıklı ilişkilere, rekabet çağında birçok öncülün pazarlanmasına ve ortak paydaların aktarımındaki titizliğe rağmen, Afrika'da artan diğer nüfuza ayak uyduramayacak. Gerçek şu ki Fransa kuzeybatıdaki Fas'tan güneydoğudaki Madagaskar'a uzanan bir kuşakla olan ilişkisi sayesinde sadece güvenilir bir gözlemci değil, aynı zamanda koşullardan rahatsız olmayacak etkili bir yönetici olduğunu söylüyor. Paris, çatışmalardan mustarip ve birçok dış etkiye maruz kalan çalkantılı bir bölgede neredeyse umutlarının çoğunu kaybedecek kadar zorluklarla karşı karşıya.
Moskova'nın diplomatik gücü, onun Afrika hükümetlerine ulaşmasını sağlıyor. Buna karşılık ABD, açlığı azaltmak için Afrika ülkelerine 1,3 milyar dolar sağlamayı ve Fransa'nın Afrika tarımına yardım etme rolünü güçlendirmeyi taahhüt ediyor. Aynı zamanda Çin'in nüfuzunun yayılmasını durdurmak ve onun sınır dışı edilmesini sağlamak için çalışıyor. Paris ise doğrudan ön saflarda yer almak yerine radikal gruplar ve terör örgütleriyle savaşmakla yükümlü Afrika güçlerine eşlik edecek ve onlara yardım sağlayacak şekilde anlaşmalar yapacağına söz veriyor. Bitmek bilmeyen bir ekonomik yarış. Batı ile Rusya arasında ne kadar çekişme olursa olsun, herkes aynı şeylere ulaşmak için çalışıyor. Afrika'da kim güvenli bir yer kazanıp gölgelerin arasına sessizce karışabilecek?