İstemi Yılmaz
TT

Çin’den Putin’e can simidi ve Batı karşıtı ittifak

Ukrayna işgali sonrası Rusya’ya yönelik diplomatik markaj sürüyor. Kremlin, geçen hafta “Ukrayna’da savaş suçu işlediği” gerekçesiyle Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) çıkardığı yakalama kararıyla sarsıldı. Moskova yönetimi, UCM anlaşmalarına taraf ülkeler arasında yer almadığı için karar çok fazla bir anlam ifade etmiyor. Yine de Kremlin’le diplomatik ilişkilerini sürdüren ülkeler açısından muhataplarından uzak durma eğilimini tetikleyebilir. En azından Batı’nın varsayımı bu şekilde.
Moskova uluslararası siyasette biraz daha köşeye sıkıştırılırken arzu ettiği can simidi Pekin’den geldi. UCM’nın kararından saatler sonra Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, “dostu” Putin’i ziyaret etmek için Moskova’ya gitti. Çinli bir iş adamına ait 5 yıldızlı bir otelde, feng shui dizaynına sahip odada krallar gibi ağırlanan Şi’ye akşam yemeğinde de özel bir menü hazırlandı. Yemek öncesinde iki lider 4 saatten uzun süre baş başa görüştü. Şi’yi selamlayan başkentin dört bir tarafındaki billboardlar bir yana Putin, Çinli mevkidaşına gece sonunda da eşlik etti.
Kısacası Şi’nin Moskova ziyareti yüksek önem derecesindeki müttefikin ağırlanışına dair eşsiz bir örnekti. İlk dakikalardan itibaren amaç Şi’nin kendisini patron gibi hissetmesiydi. Peki neticede ne oldu?
Çin liderinin Moskova’yı sebebi ziyareti Ukrayna savaşına son verecek bir ateşkes anlaşmasının mimarı olmaktı. Pekin yönetimi kısa bir süre önce Ortadoğu’da Suudi Arabistan-İran küslüğünü bitiren imzaya ev sahipliği yapmış, bölge siyasetinde ABD’nin önüne geçmişti. Sıra dünyanın en fazla konuşulan çatışmasını nihayete erdirmekti. Şi, Putin’e Rusya’nın ulusal güvenlik hassasiyetlerini koruyan, Ukrayna ile barış görüşmelerini başlatan, nükleer silahlara garantörlük sağlayan ve tahıl ticaretini sürdüren 12 maddelik bir anlaşma sundu. Ancak Putin, Batı ve Kiev’in “barışa istekli olmadığını” belirterek öneriyi reddetti.
Taraflar ABD ve Avrupa’ya karşı kurdukları ittifakı somutlaştırarak görüşmeden ayrıldılar. Dahası Pekin yönetimi Moskova’ya Ukrayna savaşının devamı için silah tedarikini sürdüreceğini de garanti etti.
Batı en başından itibaren Şi’nin “taraflı bir arabulucu” olduğunu savunuyordu. Fakat aslında Çin sadece diplomatik zaferlerine yeni bir sayfa eklemek için samimi adım atmıştı. Putin, Çinli mevkidaşını ikili ilişkilerde ve Batı’ya karşı kurdukları ittifakta “esas patron” olarak sunarak istediğini almayı başardı: daha fazla silah ve savaşın devamı. Zaten Ukrayna savaşına değin Atlantik İttifakı’nın hedef tahtasında Pasifik rekabeti ve “Çin’in yeni Mao’su” Şi Cinping bulunmuyor muydu?
Putin’in zihninde Ukrayna savaşını tıpkı Suriye’de olduğu gibi zamana yayarak zafere adım adım ilerleme stratejisi mevcut. Çatışmalar yıllara yayıldıkça ve sahadaki ilerleme geciktikçe Ukrayna cephesi parçalanıyor. Ne zihnen ne fiziken Ukrayna ordusunun yapısı uzun soluklu savaş sürdürecek kapasitede değil. Buna karşın Kremlin, çatışmalar sürdükçe içeride ve dışarıda kuvvetlerini konsolide ediyor. Batı’nın hedefini şaşırarak Rus halkını vurmayı amaçlayan her hamlesi Moskova’da Putin’in Batı’ya karşı dik duracak tek lider olduğu ön kabulünü pekiştiriyor.