Hasan Ebu Talib
TT

Pentagon sızıntıları ve Z Kuşağı’nın özellikleri

Pentagon ile ABD istihbaratına ait belgeler büyük bir ilgi uyandırdı. Zira bu belgeler, doğrudan ABD’nin ulusal güvenliği ve birçok müttefikiyle ilişkilerinin yanı sıra, başta Ukrayna savaşı olmak üzere dünyadaki pek çok krizle bağlantılı hassas bilgiler içeriyor. Ancak belgelerin içeriği önemli olsa da ilgi çekici tek yön bu değil. Bir de bu sızıntının nasıl gerçekleştiği meselesi var ki Washington Post gazetesi 13 Nisan’daki yayınında bunu açıkladı. Özetle söylemek gerekirse, Ulusal Muhafızlar birimindeki vazifesinden dolayı gizli bilgilere erişim imkânına sahip, silahlara düşkün ve Discord oyun platformundaki sohbet odalarından birinin kurucusu 21 yaşındaki bir genç, birçok belgenin içeriğini elle kopyalıyor ve içeriğini geçtiğimiz yıl boyunca “O. G.” takma adıyla grup üyelerine açıklıyormuş. Sonra grup üyelerinden bir etkileşim alamayınca ulaşabildiği hassas belgelerin fotokopilerini çekip sohbet odasında yayınlamak suretiyle dikkat çekmeye çalışmış. Grup üyelerinden de bunları yayınlamamalarını istemiş, ancak içlerinden biri buna uymamış ve Twitter uygulamasına bağlı başka bir sohbet odasında belgeleri paylaşmış. Ondan sonra birçok sohbet odasında; Rus menşeli Telegram, Fortchan platformu ve özellikle geçtiğimiz ocak ayından itibaren Twitter’da yayılmaya başlamış ve sonunda iş açığa çıkmış.
Amerikan gazetesinde verilen bilgiler, Discord platformundaki ana oda üyelerinden iki kişinin itiraflarına dayanıyor. Bu kişiler, bu belgeleri yayınlayan kişinin kim olduğunu gayet iyi biliyor. İçlerinden biri, O. G.’nin yaptıklarına karşı duyduğu hayranlığı da gizlemiyor. Ona göre istihbarat teşkilatlarına tahsis edilen vergilerin nasıl harcandığını öğrenmek için bu belgelerin yayınlanması kamuoyunun hakkı. Ayrıca ülkesinin müttefiklerine karşı casusluk yapması, güvenlik servislerinin ellerindeki bilgilere rağmen içeride yaşanan şiddet olaylarına engel olamaması ve daha fazla para talep etmek için gerçekleşmesine meydan vermesi göz önünde bulundurulunca O. G.’nin bu işi, depresif duygularla yapmış olabileceğini belirttiler.
İçlerinden biri O. G.’yi tarif ederken onun bir casus değil, Amerikalı olduğunu, Doğu dünyasının herhangi bir parçasına mensup olmadığını ve onun hakkında bundan fazlasını söylemeyeceğini dile getirdi. Bu tarif, O. G.’nin yaptığı şeyin doğruluğuna duyduğu güveni büyük ölçüde ortaya koyan bir tarif. Ayrıca gizli belgeleri yayınlamanın hedefinin, internet üzerinde grubu eğitmek olduğunu da vurguluyor.
Bu tür itiraflar, sızdırma operasyonunu geleneksel casuslukla veya herhangi bir tarafın şantajına boyun eğmek ya da istihbarat servislerinde yaygın olduğu üzere başka bir eylemi örtbas etmek için zorunlu bir eyleme katılmak gibi örneklerle alakası olmayan başka bir boyuta taşıyor. Hikâye tamamen, Z Kuşağı mensuplarının varabilecekleri noktayı gözler önüne seriyor. Bu kuşak sosyal medyayla en ilgili kesim olup, sohbet odaları ve sosyal iletişim uygulamalarına egemen olan geleneklere tâbi. Ayrıca dikkat çeken ve içerik yayıncısına tatmin, üstünlük ve onları tanıyan veya tanımayan diğerlerini yönlendirebilme duygusu veren kalıp dışı eylemler gerçekleştirmek suretiyle, başkalarının beğenisini toplama konusunda da dizginsiz bir arzuya sahip. Bilindiği gibi bazı uygulamalar, çok izlenen içerik yayıncısına cömert bir maddi karşılık da sunuyor.
Üyeleri sınırlı olan sohbet odalarında, genellikle anket ve incelemelere göre grup üyelerini ilgilendiren belirli bilgilerin dolaşımıyla ilgili özel gelenekler oluşturuldu. O odanın işleyişini ve faaliyetlerini kontrol eden ve bir orkestra şefi gibi hareket eden liderlik vasfına sahip bir kişi olur. Bu kişi, başkalarının ulaşmakta zorlanacağı içeriği yayınlayarak her zaman liderderliğini ve akranları arasında eşsiz olduğunu ispatlamaya çalışır. O. G.’nin silahlarla ilgilenen akranlarıyla kurduğu sohbet odasında yaşanan durum da buydu. Amerikan gazetesine bilgi verenlerden biri bu durumu şu sözlerle ifade ediyor: “O, olayları gerçekleşmeden önce biliyordu.”
O. G. ve akranlarının yaptığı şey, Z Kuşağı’nın davranışlarını ideal bir şekilde somutlaştırıyor. Bu kuşak, 10 ila 25 yaş arasındaki kesimi oluşturan ve 1995 ila 2010 yılı sonunda doğan bir grup. Belgeleri sızdırmakla suçlanan Jack Teixeira, nam-ı diğer O. G. de bu kuşağa mensup. Dünya nüfusunun üçte birini oluşturan bu kuşak, kıtalar ve sınırlar ötesi sosyal medyada ve iletişim teknolojisinde yaşanan muazzam gelişmelerle en yakından ilgilenen ve etkilenen kesim. Bunlar ömürlerinin kırkıncı yılına girdiklerinde 3 boyutlu baskı, sürücüsüz araçlar, nano mühendislik, evlerde ve sokaklardaki günlük işlerde olduğu gibi küçük büyük fabrikalarda, ordularda ve güvenlik servislerinde de faaliyet gösteren robotlar gibi daha karmaşık teknik gelişmeler onların günlük hayatının sıradan bir parçası olabilir.
Kolektif davranışla ilgili sosyal bilimlere göre bu kuşağın en belirgin özelliği internete daha bağlı olmaktır. Bunların yüzde 60’ı internetten günde 4 saatten fazla uzak kalamıyor. Odaklanma süreleri de 6 ila 8 saniye. Bir ön eğitim veya bilgi olmadan hayatın her alanına dokunan ve müdahale eden düşünce ve davranışlara maruz kalıyorlar ve bu da onların, sonu güvenli olmayan yollara meyletmelerini kolaylaştırıyor. Cep telefonları üzerinden televizyon programlarını, video kesitlerini, müzikleri ve internetteki canlı yayınları takip etmeyi tercih ediyorlar. Sanal iletişime daha eğilimli olmakla birlikte normal hayatlarında bireyselliğe meyilliler. Uluslararası bilgi ağında yayılan ve maruz kaldıkları fikirlere körü körüne güven duyuyorlar. Kişisel yaşam deneyimlerini sosyal medyada diğerleriyle paylaşmak ilgilerini daha çok çekiyor. Liderlik yeteneğine sahip olanları, bu liderlik becerilerini ispat ettiğini düşündükleri eylemlerde genellikle aşırıya kaçma eğiliminde. Özel nitelikteki konular hakkında bilgi sahibi oluyor, benzeri görülmemiş ve dikkat çekici bir içerik üretme güçlü eğilimleri var.  
Bu kuşakta baskın olan bu özellikler, siyasi sınırları aşan ve çeşitli toplumlardaki benzerleriyle çevre, özgürlükler ve iletişim teknolojisinde yaşanan peş peşe gelişmelerin yanı sıra internet üzerinde çevrimiçi takım oyunlarını takip etmek gibi birçok ilgi alanını paylaşan dünya vatandaşı kavramının şekillenmesine katkı sağladı. Bu kavram, bu kuşağın mensupları arasında sınırları ve her bir toplumun geleneksel değerler sistemini aşan trendler oluşmasına katkıda bulundu.
Bu kuşak, çoklu ve çeşitli kültürel kaynaklara maruz kalıyor. Bununla birlikte fikirlere sıkı sıkıya tutunup sınırlı bir hoşgörüye sahip olma ve herhangi bir toplumun gelişmek ve art arda beliren zorluklara karşı koymak için ihtiyaç duyduğu kitlesel yönelimlerin aleyhine bireysel yönelimler oluşturma özelliklerine sahiptir. Ancak bu esnada yalnızlık ve yalıtılmışlık duygularıyla acı çeken bir nesildir. Mesele, bu kuşağın mensuplarının milli kimlik, vatan güvenliği, toplumsal birliktelik ve yöneticilerle ilişki gibi olgular karşısındaki çelişkili duygularına kadar uzanıyor. Ayrıca bu kuşak, geleneksel yetiştirme kaynaklarından da pek etkilenmiyor. Tüm bu değişkenlerden dolayı kurumların oldukça derin incelemeler yapması ihtiyacı vardır.