Bilim ve teknoloji alanlarında kaydedilen olağanüstü ilerlemelere rağmen dünyanın büyük bölümünde cehaletin karanlığı hüküm sürmeye devam etmektedir. Bilimin, felsefenin, düşüncenin ve aklın ışığı yerine doğmatizmin, gelenekçiliğin, eskimişliğin ve yozlaşmışlığın karanlığında kalmak ve yaşamak tercih edilmektedir. Cehaletin koflu sayfaları arasında sayısız insanın hayatı tüketilmekte, bu dünya bir cehenneme dönüşmektedir.
Bilgiyle, akılla, sözle, düşünceyle ve duyarlılıkla iletişim yerine insanlar, yalanla, yağcılıkla ve yapaylıkla birbirlerinden uzaklaşma, ötekileştirme ve düşmanlaştırma yolunu seçmektedirler. İnsanlar, en yakınlarıyla bile içten ilişkiler kuramamaktan şikayet etmektedirler. Cehalet, bütün ilişkileri çürütmüş, sahte maskelerlerle insanlar birbirlerini işletmeye başlamışlardır. Dalkavukluk, yağcılık ve yalancılıkla ailevi, eğitimsel, tıbbi, siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel işlerimizi ve ihtiyaçlarımızı yapabileceğimizi ve gerçekleştirebileceğimizi sanıyoruz. Yalanla, yağcılıkla ve yapaylıkla hiçbir insani iş ve ihtiyaç gerçekleştirilemez ve yapılamaz.
Cehalet, kutsanacak ve yüceltilecek bir durum değildir. Cehaletle yüzleşmek yerine sürekli olarak onu meşrulaştırmak, ona kılıflar bulmak ve ondan vazgeçmemek makul bir yol ve yön değildir. Cehalet, hep bizi geçmişe götürür. Mevcut durumumuzu anlamak, sorgulamak ve aydınlanmak yerine hep geçmişe gidip geçmişte olan bitenin bugünden daha iyi olduğuna kendimizi inandırmak çocuksu ve ilkel bir yoldur. Cehalet bizi geçmişe mahkum ederken, aydınlanma ve olgunlaşma ise bize geleceğe yönlendirir ve geliştirir.
Cehalet, kişinin kendinin farkına varmasını ve kendisini gerçekleştirmesinin bütün imkanlarını ve kaynaklarını tüketir. Cehalet, insanın aklıyla, duygularıyla, düşünceleriyle, düşleriyle ve duyarlılıklarıyla ben olmasını, yani birey olmasını istemez. Cehalet, kişinin dışarıdan müdahalelerle ve kontrol araçlarıyla yönetilen, yönlendirilen ve güdülen bir nesne olmasını ister. Başka bir ifadeyle cehalet, kişiyi kitlenin veya güruhun bir parçası olmaya mahkum eder. Düşünmeyen, duymayan ve yaşamayan güruhların yönlendirilmesi, sömürülmesi, aptallaştırılması ve kullanılması çok kolaydır.Cehalet, aptallaştırmak suretiyle insanın insandan geçinmesini sağlar. Cehalet, aptallaştırır. Hiçbir aptallık kutsal ve kader değildir. Cehalet ve aptallık, sistemli ve organize bir şekilde kültür, kimlik, tarih ve toplum kullanılarak üretilmektedir.Cehalet, insana ve doğaya dair ne varsa hepsini sömürü uğruna satışa koyar ve hepsini harcar.
Cehalet, varoluşu, bilgiyi, ahlakı, hukuku ve değerleri ortadan kaldırır. Cehalet için asıl önemli olan çıkarlardır. Eğitimde, ticarette, tıpta, üniversitede, ailede, sokakta, kısacası cehaletin yüceltilmesinin ve kutsanmasının tek nedeni, çıkarların korunmasıdır. Hukuk, ahlak, maneviyat ve bilgi kolaylıkla çıkarların köpeği haline getirilmektedir. Cehalet ve çıkar ilişkisinin, daha doğrusu özdeşliğinin her zaman anlaşılması, cehalete mahkum olmamak açısından büyük önem taşımaktadır.
Çıkarlarını korumak ve insanları sömürmek için cehaleti yaygınlaştıran güçler, insanları küçümserler ve kendilerini yüceltirler. Toplumların bilgisinin ve fikrinin kıt olduğunu sanan cehalet merkezleri, paralarıyla, güçleriyle ve yalanlarıyla herkesi kendilerine bağımlı hale getireceklerine, bütün insanları kendi çıkarları için çalıştırıp sömürebilecekleri bir sistem yaratabileceklerine inanırlar. Cehalet güçleri, yalanlarıyla, güçleriyle ve paralarıyla herkesi satın alabilecek mutlak bir güce sahip oldukları vehmine sahiptirler. Cehaletin panzehiri, her ne adına söylenirse söylensin hiçbir güce inanmamaktır, söylenilen her şeyi ve her gücü sorgulamak, eleştirmek ve düşünmektir.
Cehalet, hayatı ve insanı kurgulama iddiası taşıyan otoriter ve totaliter bir yaklaşımdır. Kültür, akademi, medya ve entelektüel alanlarda hükümran olup kendilerine uygun hayat ve insan görüşü kurgulamak isteyen cehalet güçleri, insan üzerinde mutlak bir hakimiyet kurmak isterler. Cehalet, basit bir bilgisizlik durumu değildir. Cehalet, insanı bilgisizliğe, düşüncesizliğe, duygusuzluğa, duyarsızlığa mahkum edip köle haline getirme zihniyeti ve pratiğidir.Cehalete göre kurgulanan eğitiim, sanat, medya, ekonomi, siyaset, din, spor, ticaret, aile ve sağlık her türlü yozluğu, krizi, felaketi, rezilliği ve faciayı üretmektedir.