Prof.Dr. Bilal Sambur
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi
TT

Cehalet dünyayı çölleştiriyor!

Bilim ve teknoloji alanlarında kaydedilen  olağanüstü ilerlemelere rağmen  dünyanın büyük bölümünde  cehaletin karanlığı hüküm sürmeye devam etmektedir. Bilimin, felsefenin, düşüncenin ve aklın ışığı yerine  doğmatizmin, gelenekçiliğin, eskimişliğin ve yozlaşmışlığın karanlığında kalmak ve yaşamak tercih edilmektedir. Cehaletin koflu sayfaları arasında sayısız insanın hayatı tüketilmekte, bu dünya  bir cehenneme dönüşmektedir.

Bilgiyle, akılla, sözle, düşünceyle ve duyarlılıkla iletişim yerine insanlar,  yalanla, yağcılıkla ve yapaylıkla birbirlerinden uzaklaşma, ötekileştirme ve düşmanlaştırma yolunu seçmektedirler. İnsanlar, en yakınlarıyla bile içten ilişkiler kuramamaktan şikayet  etmektedirler. Cehalet, bütün ilişkileri çürütmüş, sahte  maskelerlerle insanlar birbirlerini işletmeye  başlamışlardır. Dalkavukluk, yağcılık ve yalancılıkla  ailevi, eğitimsel, tıbbi, siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel işlerimizi ve ihtiyaçlarımızı yapabileceğimizi ve gerçekleştirebileceğimizi sanıyoruz. Yalanla, yağcılıkla ve yapaylıkla hiçbir insani iş ve ihtiyaç gerçekleştirilemez ve yapılamaz.

Cehalet, kutsanacak ve yüceltilecek bir durum değildir.  Cehaletle yüzleşmek yerine sürekli olarak onu meşrulaştırmak, ona kılıflar bulmak ve ondan vazgeçmemek  makul bir yol ve yön değildir. Cehalet, hep bizi geçmişe götürür. Mevcut durumumuzu anlamak, sorgulamak ve aydınlanmak yerine hep geçmişe gidip  geçmişte olan bitenin bugünden daha iyi olduğuna kendimizi inandırmak çocuksu ve ilkel  bir yoldur. Cehalet bizi geçmişe mahkum ederken, aydınlanma ve olgunlaşma ise bize geleceğe yönlendirir ve  geliştirir.

Cehalet, kişinin kendinin farkına varmasını ve kendisini gerçekleştirmesinin  bütün imkanlarını ve kaynaklarını tüketir. Cehalet, insanın aklıyla, duygularıyla, düşünceleriyle, düşleriyle ve duyarlılıklarıyla ben olmasını, yani birey olmasını istemez. Cehalet,  kişinin  dışarıdan  müdahalelerle ve kontrol araçlarıyla yönetilen, yönlendirilen ve güdülen bir nesne  olmasını ister.  Başka bir ifadeyle cehalet, kişiyi  kitlenin veya güruhun bir parçası olmaya mahkum eder. Düşünmeyen, duymayan ve  yaşamayan güruhların yönlendirilmesi, sömürülmesi, aptallaştırılması ve kullanılması çok kolaydır.Cehalet, aptallaştırmak suretiyle insanın insandan geçinmesini sağlar. Cehalet, aptallaştırır. Hiçbir aptallık  kutsal ve kader değildir. Cehalet ve aptallık, sistemli ve organize bir şekilde  kültür, kimlik,  tarih ve toplum kullanılarak üretilmektedir.Cehalet, insana ve doğaya dair ne varsa  hepsini  sömürü uğruna satışa koyar ve hepsini harcar.

Cehalet, varoluşu,  bilgiyi, ahlakı, hukuku ve değerleri ortadan kaldırır. Cehalet için  asıl önemli olan çıkarlardır. Eğitimde, ticarette, tıpta, üniversitede, ailede, sokakta, kısacası cehaletin yüceltilmesinin ve kutsanmasının tek nedeni, çıkarların korunmasıdır. Hukuk, ahlak,  maneviyat ve bilgi kolaylıkla  çıkarların  köpeği haline getirilmektedir. Cehalet ve çıkar ilişkisinin, daha doğrusu özdeşliğinin her zaman   anlaşılması, cehalete mahkum olmamak açısından büyük önem taşımaktadır.

Çıkarlarını korumak ve insanları sömürmek için cehaleti yaygınlaştıran  güçler, insanları küçümserler ve kendilerini yüceltirler. Toplumların bilgisinin ve  fikrinin kıt olduğunu sanan  cehalet merkezleri,  paralarıyla, güçleriyle ve  yalanlarıyla herkesi kendilerine  bağımlı hale getireceklerine,  bütün insanları kendi çıkarları için  çalıştırıp sömürebilecekleri bir sistem yaratabileceklerine inanırlar. Cehalet güçleri, yalanlarıyla, güçleriyle ve  paralarıyla herkesi  satın alabilecek  mutlak bir güce sahip oldukları vehmine  sahiptirler. Cehaletin panzehiri, her ne adına söylenirse söylensin hiçbir güce inanmamaktır, söylenilen her şeyi ve her gücü sorgulamak, eleştirmek ve düşünmektir.

Cehalet, hayatı ve insanı kurgulama iddiası taşıyan otoriter ve totaliter bir yaklaşımdır. Kültür, akademi, medya ve  entelektüel alanlarda hükümran olup  kendilerine uygun  hayat ve insan görüşü kurgulamak isteyen cehalet güçleri,  insan üzerinde mutlak bir hakimiyet kurmak isterler. Cehalet, basit bir bilgisizlik durumu değildir. Cehalet,  insanı bilgisizliğe, düşüncesizliğe, duygusuzluğa, duyarsızlığa mahkum edip köle  haline getirme  zihniyeti ve pratiğidir.Cehalete göre kurgulanan eğitiim, sanat, medya, ekonomi, siyaset,  din, spor,  ticaret, aile ve sağlık  her türlü yozluğu, krizi, felaketi, rezilliği ve faciayı üretmektedir.