Hamad Macid
TT

Yahudilik kollarını Yahudileşmeye açıyor

Ortodoks Yahudi dininin misyonerlik yapmadığı, Yahudi olma taleplerine karşılık vermediği ve Müslümanlarla Hıristiyanlarda olduğu gibi dini başkalarına pazarlamaya müsaade etmediği hemen hemen herkesçe bilinir. Geleneksel Yahudilik ya da Portekiz’deki Uluslararası Kral Abdullah Dinler ve Kültürlerarası Diyalog Merkezi’nde yönetim kurulu üyesi olan Haham David Rosen’in nitelemesiyle “Selefi Yahudilik” anlayışına göre Yahudi sadece Yahudi bir anneden doğan kişidir. Buna göre tarihî açıdan Yahudilik, başka bir din mensubunun Yahudi olması karşısında kapılarını sıkıca kapatır. Bu yüzden dünyadaki Yahudi nüfusu, Hıristiyanlara (2,3 milyar) ve Müslümanlara (2 milyar) kıyasla oldukça azdır.

Bu tarihî Yahudi duvarı ve müstahkem kalesi, liberal Yahudi reformcuların yüzyıllarca Yahudi dininin bekçileri olarak kalan Ortodoks Yahudilerin gücünü kırmak için 15 yıldır gösterdikleri çabanın sonucunda nihayet aşınmaya başladı. Bu reform çabasının bir ürünü olarak (ülkedeki en yüksek yargı heyeti olan) İsrail Yüksek Adalet Mahkemesi tarafından verilen bir karar, Ultra-Ortodoks Yahudilerin Yahudiliğe geçme işlemi üzerindeki tekelini sonlandırdı. Bu da İsrail ve dışındaki Yahudi topluluklarında siyasi ve dinî açıdan bir “tsunamiye” yol açtı. Mahkeme, İsrail’de Yahudiliği benimseyen kişileri tanımaya karar verdi. Araplar için bu kararın en tehlikeli yanı, din değiştirenlere İsrail vatandaşlığı verilmesidir. Bu, nüfus yapısını Filistinlilerin aleyhine ve İsraillilerin lehine olacak şekilde güçlendirir. Radikal Yahudiler de bu kararı büyük bir zarar olarak görüyor. Örneğin (radikal Şas (Shas) Partisi lideri olan) İçişleri Bakanı Aryeh Deri kararı, “devletin 70 yıldan fazla bir süredir muhafaza ettiği Yahudi karakterine ölümcül bir darbe” olarak nitelendiriyor.

Mezhep kaynaklı gerilimlerin gölgesinde dünyadaki tüm dinlerin ve mezheplerin mensupları arasında yaşandığı gibi İsrail’de de şiddetli bir iç mücadele yaşanıyor. İsrail’de İsrail’i yöneten yeni sağcı bir kamp mevcut. Bu kampın içerisinde halkçı aşırı sağ ile Kahane’nin düşüncesiyle uyumlu sağ gruplar yer alıyor. Reform planlarına karşı gösteri yapan muhalefetin karşısında Siyonistler, aşırı Ortodoks Yahudiler ile Ortodoks Yahudiler (Haredim) var ve her bir parti kendi kapalılığı ve açıklığından memnun.

İsrail’in dinî haritasında ilginç olan şey, Siyonist harekete ve İsrail devletine muhalif Ortodoks Yahudi Neturei Karta gibi İsrail devletini tanımayan radikal Yahudi bir dinî grubun varlığıdır. Bu küçük hareketin üyeleri, İsrail’in kuruluş günü yıldönümünde İsrail bayrakları yakıyor. Tıpkı Ayetullah Muntazari gibi velayet-i fakihi* bidat sayan Şii mercii gruplarında olduğu gibi…

*1979 İran Devrimi’nden sonra İran İslam Cumhuriyeti’nin temel ilkelerinden biri haline gelen “velayet-i fakih” teorisi, siyasi bağlamda fakihin (din aliminin) vesayet ve yönetim yetkisini ifade etmektedir. (ç.n)