Felsefeyi, bilimi, hukuku, barışı ve özgürlüğü ortadan kaldırıp kendi vehimlerini, yanılgılarını, yanılsamalarını ve yalanlarını bütün insanlığa dayatan, körü körüne taklit ettiği yanılsamalar uğruna şiddet ve barbarlıkla insanları kendi kalıplarına sokmaya çalışan yobazlık, insanlığı ve dünyayı çölleştirmektedir. Yobazlık, insanlıktan akan insanlığın beslenme pınarları olan felsefeyi, sanatı, bilimi, barışı, müziği ve özgürlüğü kurutmaktadır. Mevcut insanlık durumuna baktığımız zaman, dünyanın yobazlaşan ve çölleşen verimsiz ve sığ bir yer haline geldiğini söyleyebiliriz.
Yobazlık, bir hayat tarzı, inanç biçimi ve kültürel kimliktir. Yobazlık zihniyeti, insanların akıllarını kullanmaktan korkmasını, toplumda hakim olan inançlara ve alışkanlıklara olduğu gibi inanılmasını, insani farklılıkların yeşerip gelişmesine imkan vermeden kurutulmasını, insani olanın ötekileştirilerek insan üstü ve dışı kurguların yüceltilmesine ve mutlak referans haline getirilmesine dayanmaktadır. Cehalet, yobazlığı en kapsamlı şekilde ifade eden kavramdır. İnsanlığın cehalete ve yobazlığa karşı şimdiye kadar gerçekleştirdiği en büyük devrim, Aydınlanmadır. Aydınlanma zihniyetine karşı olan her türlü inanç, fanatizm, barbarlık, kabalık, ilkellik ve gerilik cehalet kavramı içinde değerlendirilebilir. Aydınlanmaya, bireye, akla, bilime, özgürlüğe, felsefeye, sanata ve barışa karşı olan, dünyayı savaş yeri olarak gören, bütün insanlığı kendi hakimiyetine sokmayı nihai amaç olarak benimseyen, insanlığın akıl ve bilim yoluyla elde ettiği bütün özgürlük, barış, hukuk ve refah kazanımlarına karşı çıkan her türlü inanç, fanatizm, bağnazlık, kabalık ve despotizm, cehalet ve yobazlık olarak nitelenmeyi hak etmektedir.
Yobazlık ve cehaletin reddettiği ve ortadan kaldırdığı temel asli değer, insani eşitlik ve kadın-erkek eşitliğidir. Yobazlık, insanların eşit olduğunu inkar eder. İnsani eşitliği inkar eden yobazlık, insanlar arasında kabilecilik, kölecilik, cinsiyetçilik ve din temellerinde ayırımcılıklar koyar. Yobazlığa göre, üstün ve mutlak doğru görülen bir inancı ve kimliği benimseyen gruplar, diğer insanlardan üstündürler. Yobazlık, belirli bir grubun veya kimliğin seçilmiş olduğuna inanır. Üstün, seçilmiş ve kutsal kimlik kurgusu, yobazlığı ve cehaleti beslemektedir. Sanat, felsefe, bilim, edebiyat, hukuk, barış ve özgürlük alanlarında insanlığın gelişimine hiçbir katkıda bulunmadan sadece kerameti kendinden menkul bir şekilde kendisini en mükemmel, en doğru, en iyi tek yol, inanç ve kimlik olarak empoze etmek cehaletin ve barbarlığın kendisidir.
Cehalet, kadına karşıdır. Cehalet ve yobazlık, kadını erkeğin şehvet robotu olarak görmektedir. Cehalet ve yobazlık, kadını erkeğin malı olarak konumlandırmaktadır. Cehalet ve yobazlık, kadını bütün kötülüklerin kaynağı olarak sunar ve erkeğe kadının efendisi ve hakimi şeklinde imtiyazlı bir statü verir.Kadın-erkek eşitliği, yobazlığın ve cehaletin en nefret ettiği değerdir. Cahiliye ve yobazlığın varlık nedeni, kadın-erkek eşitliğini köklü ve kalıcı bir şekilde ortadan kaldırmaktır. Kadın-erkek eşitliğini ortadan kaldırmayı amaç edinen bütün kültürel kurgular, cehalet ve yobazlığı beslemektedir. Yobazlığın ve cehaletin en ayırdedici özelliği, kadın-erkek eşitliğini inkar etmesi ve karşı çıkmasıdır.
Tarih boyunca yobazlığın ve cehaletin en büyük kaynağı dinler olmuştur. Dinci, dinbaz ve dinden geçinen olarak niteleyebileceğimiz kişiler, kurumlar ve gruplar, din üzerinden insanlara siyasal ve sosyal açılardan hükmetmeye, ekonomik açıdan sömürmeye ve şehvetlerini tatmin etmeye çalışmışlardır. Dinin görevinin devleti, siyaseti ve hukuku dizayn etmek olduğunu savunan ve dayatan bütün yaklaşımlar yobazlık ve cehalet anlamına gelmektedir. Dinin asli işlevi ve varlık nedeni, insanların ahlaki açılardan daha iyi kişiler olmasına katkı sağlamatır. Dindarlık tecrübesi yaşamak isteyen kişinin gözü, sadece ahlakı görmelidir. Dinbazın, dincinin ve dinden geçinenin gözü ise ahlak dışında her şeyi görmektedir. Dinbazın, dincinin ve dinden geçinenin gözü devleti, serveti, şehveti, hakimiyeti ve ticareti görmektedir.Ahlaki açıdan insanların gelişimine katkı sağlamayan, siyaseti, ticareti ve devleti kendisi için amaç haline getiren dinler, vahşet, cehalet ve yobazlığı besleyen ve üreten kaynaklardır.Yobazlığın ve vahşetin en tehlikeli biçimi, cehaletin, ataletin ve ahmaklığın dine dönüştürülmesidir.
İnsanlığın bütün kişileri, kurumları, kaynakları, kitapları, kalıpları, kabulleri istisnasız bir şekilde tarihin belirli bir döneminde yaşamış ve üretilmişlerdir. Bütün zamanlarda ve mekanlarda sonsuza kadar geçerli ve yeterli olacak hiçbir mesaj, doktrin, sistem, kaynak, kurum, kalıp ve klişe yoktur. İnsanlık durmadan yürümekte, değişmekte ve gelişmektedir.İnsanlık için her şeyin tamamlandığı ve kemale erdiği bir gün olmadığı gibi, böyle bir durumda oluşmamıştır. Yobazlık, insanlığı ve tarihi tek bir kalıpta, doğmada, formda dondurma ve durdurma zihniyetidir. Hiçbir zaman diliminde ve hiçbir yerde yaşanılanlar, insanlık için nihai kemal noktası anlamına gelmemektedir. Geçmişte ve günümüzde yaşanılan her şey, durumsaldır ve gelip geçicidirler. Geçmişte olmuş bitniş bir anlayışı, uygulamayı, kurumu, kişiyi ve kabulü günümüze en uygun ve doğru olarak taşımak, aslında bugünün dünyasında çukurlar ve mezarlar kazmak anlamına gelmektedir. Yobazlık, bugünün dünyasında çukurlar ve mezarlar kazma zihniyetidir. Yobazlığın çukurlarına ve mezarlarına karşı aydınlanma düşüncesi, insanlığın akılla, bilimle, felsefeyle, teknolojiyle yeni ufuklara nasıl kanatlanacağı perspektifini önümüze koymaktadır.
Yobazlık ve cehalet, insanın anlama, anlamlandırma ve akıl kapasitesini ve yeteneğini tamamen ortadan kaldırmaktadır. Yobaz kişi, önyargılarıyla, korkularıyla ve öfkeleriyle yaşar. Yobaz kişi, hep tehdit eder, korkutur ve yok eder. Sesini yükselttiğinde, bağırdığında, susturduğunda, dövdüğünde ve kustuğunda kendi korkularını ve özgüvensizliğini bastıracağını uman yobaz ve cahil kişi, kendi donuk, karanlık, boğuk ve soğuk mağarasında atalet ve tembellik içinde sadece beden fonksiyonları işleyen bir nesne olarak bir yeri işgal etmeyi başarır. Yobaz kişinin aklı, kalbi, beyni, düşleri, düşünceleri ve duyguları ölmüştür. Yobaz kişinin yeni fikirleri aramak, bulmak ve öğrenmek diye bir çabası yoktur. Yobazlık, bütün insani farklılıklara ve yeniliklere karşı çıkarak insanlığı tek bir kalıpta, dönemde veya durumda dondurma, dejenere etme veya dayatma halidir.
Yobazlık ve cehalet, aklın, anlamanın ve arayışın olmamasıdır. 3 A olarak ifade ettiğimiz aklı, anlamayı ve arayışı ortadan kaldırmayı kendisine amaç edinen her türlü tutum, duruş, ideoloji ve doğma, yobazlık ve cehalet olarak nitelenmeyi hak etmektedir. Yobazların ve cahillerin, okumaları ve yazmaları vardır. Okur yazar olan yobazların, akılları, anlayışları ve arayışları yoktur.Anlamak ve anamlandırmak yerine dayatmayı, akıl yerine ahmaklığı, hakikati, güzeli ve iyiyi aramak yerine onlara sahip olduğunu iddia eden kişiler ve gruplar, yobazlık ve cehaleti bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadırlar.İnsan, aklını, anlayışını ve arayışını hiç bir otoriteye devretmemelidir. Kutsal, yüce üstün olduğu vehmedilen hiçbir insani iradenin, insanüstü düzeye çıkarılmaması gerekmektedir.İnsani bir iradeye insanüstü vasıflar atfetmek, bir yobazlık ve cehalet halidir. Hiçbir insan, en zeki, en mükemmel, en faziletli, en akıllı, en doğru, en iyi kişi konumunda değildir. Bütün insanlar, kusurlu, hatalı ve eksiktirler. Bir insanı en mükemmel ve hatasız ideal model olarak vehmetmek, putçuluktan başka bir şey değildir. Yobazlık ve cehalet, mükemmel ve hatasız olduğu vehmedilen putlar üretmektedir. Akıl, anlama ve arayış, bütün putların sorgulanmasını, aklın sürekli olarak işbaşında olmasını, felsefe, bilim ve sanatın hiçbir şekilde hurafelere kurban edilmemesini gerektirmektedir.