Etkileyici bir sicile sahip kıdemli bir ABD’li yatırımcı olan Warren Buffett’ın kararları ciddiye alınıyor ve finansal piyasalardaki eğilimleri, üzerinde çalışılması gereken çok önemli göstergeler olarak görülüyor. Buffett son zamanlarda yatırımlarının önemli bir miktarını petrol şirketlerine yönlendirmeye karar verdi. Zira bu emtiaya olan talebin küresel olarak devam edeceğine ikna oldu. Çünkü halen en ucuz ve en güvenilir emtia bu.
Burada akıllara, elektrikli otomobil üreten Tesla şirketinin değerinin Toyota, Volkswagen, General Motors, BMW, Nissan ve Ford gibi büyük ve başarılı şirketlerden nasıl daha değerli hale geldiği sorusu geliyor. Birçok geleneksel finans analistine göre, özellikle ister miktar ister uygun fiyat açısından olsun, elektrikli araçlara enerji sağlamak için ihtiyaç duyulan pillerin mevcudiyetindeki kriz hesaba katılmadığı için bu değerlendirme ‘mantıksız’. Ayrıca söz konusu pil teknolojisinin ‘güvenliği’ hakkındaki tartışmayı da unutmamak gerekiyor.
ABD’nin siyasi sola karşı en büyük, en aşırı ve geleneksel enerjiye dayanan arabalara karşı yasa ve politikalar çıkarmada en şiddetli olan Kaliforniya eyaleti yakın zamanda ‘sadece elektrikli arabalara izin verecek ve benzin veya dizelle çalışan arabaların kullanımını kesinlikle yasaklayacak’ bir karara vardı. Bu da pratik olarak tüketicinin seçim hakkını ortadan kaldırmak anlamına geliyor. Bazı seslerin yaşananların anayasaya aykırı olduğunu haykırmaya çalışmasının nedeni buydu. Çünkü bu karar, vatandaşı seçme hakkından mahrum bırakıyor. Sigara kullanımından kaynaklı bilinen zararlara rağmen resmi olarak satılmasına izin verilmesi ve benzinle çalışan arabaların satılmasına izin verilmemesi arasında bir tutarsızlık göze çarpıyor.
Elektrikli otomobiller, onları genel halk kitlesi için alınabilir bir ürün haline getiren fiyat bariyerini henüz aşamadı. Çok yüksek fiyat nedeniyle satış rakamları beklenenden düşük kalacak. Pil üretimi ve geliştirilmesi konusunda vaat edilen yatırımlar var ve pil üretimi için fabrikalar satın alan dev otomobil şirketleri bulunuyor (bunlardan biri de Mercedes-Benz). Ancak söz konusu girişimler henüz umut edilen seviyenin altında. Bu nedenle elektrikli araçların dört bir yanı sarması şimdilik gerçeklikten uzak görünüyor.
Batı'da seçmenler ve dolayısıyla politikacılar üzerinde agresif iklim koruma politikaları benimsemeleri yönündeki yaygın baskılar, üretimi daha pahalı olan elektrikli araçlara tam geçişin kamusal uygulanabilirliği açısından önemli bir zorlukla karşı karşıya kalacak. Tüketici için elektrikli araç fiyatları diğerlerinden daha yüksek. Ayrıca pillerin ne kadar güvenli olduğu ve nasıl şarj edildikleri konusu da net değil. Bu soruların acilen gündeme getirilmesi ve siyasallaşmadan ve duygulardan uzak bir şekilde, tamamen nesnel bir ekonomik tavırla ele alınması gerekiyor.
Bugünlerde tüm dünyayı kasıp kavuran ve gazetelerin manşetlerini işgal eden yoğun sıcak hava dalgası, yüksek ve rekor sıcaklıkları ve beraberindeki ölümleri, yaralanmaları, yangınları ve afetleri bizlere anlatıyor. Bu noktada elektrikli arabalar ve bunların pilleri de dahil olmak üzere alternatif enerjiden bahsetmek, tüm sorunları anında çözecek bir etki gösterecek gibi oluyor. Elbette bu, bir tür hüsnükuruntu ve ütopya. Bugün dünyanın en önemli finansal yatırımcısı Warren Buffett'ın geleneksel petrol şirketlerine yönelik ciddi yatırım yaklaşımıyla fark ettiği tam da buydu. Çünkü o, elektrikli otomobillerin alternatif bir çözüm olamayacağını, petrol talebinin devam edeceğini ve otomobil şirketlerinin sadece elektrikli otomobil üretimine güvenemeyeceğini anlamıştı.
Warren Buffett, kesin sezgisi, derin deneyimi ve tarafsızlığıyla, elektrikli arabalar ve beraberindeki ekonomiden oluşan rahatsız edici bir balonun oluşmaya başladığını fark etti. Çünkü rakamlar birbirini tutmuyor, soruları cevaplamıyor ve inanması zor olan şey için endişelenmek gerekiyor.