Bahreyn’e ait resmi veriler, ülkenin yerel ihtiyacını karşılamak için yapılan buğday ithalatı maliyetinin geçen yılın haziran ayında yüzde 55 oranında arttığını ortaya koydu. Bu artışa, nakliye krizi ve dünyada buğday fiyatlarının yükselmesine katkıda bulunan Ukrayna-Rusya savaşının yansımaları gibi küresel sıkıntılar sebep oldu.
Bahreyn, coğrafi olarak Ukrayna’dan uzak olan Avustralya’dan ithalat yapsa da kriz, Avustralya buğdayına olan talebin artmasında pay sahibi oldu ve bu, fiyatların dünyanın dört bir yanında rekor seviyelere yükselmesine yol açtı.
Böylece halkların ve ülkelerin, kendi atlarının ve develerinin koşmadığı ve çatışma bölgelerinden uzak bulundukları bir savaşın bedelini nasıl ödediklerini görüyoruz. Peki, tahıl kaynağı açısından dünyanın en büyük tahıl ambarı sayılan Ukrayna gibi çatışma yaşanan ülkelere tam bağımlı olan ülkelere ne olacak? Uluslararası insani yardım ve kalkınma desteği sunmayı hedefleyen sivil toplum kuruluşu Uluslararası Kurtarma Komitesi, geçtiğimiz temmuz ayında Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla Rusya ve Ukrayna arasında imzalanan tahıl anlaşmasını, gıda güvensizliğinin ön sıralarında yer alan 79 ülke ve 349 milyon insan için bir can damarı olarak tarif ediyor.
Söz konusu anlaşma, gemilere Karadeniz’de güvenli geçitler temin edilmesini ve tahıl (buğday, ayçiçeği vs.) ihracatı taşımacılığı yapan bu gemilerin, Rusya veya Ukrayna savaş mekanizması tarafından durdurulmamasını gerektiriyor. Anlaşma ayrıca Rus filosuna, Ukrayna’ya kaçırılan silahları aramak üzere gemileri denetleme izni de veriyor.
Savaş, başlarda ihracat endişeleri ve su yollarındaki tehlike nedeniyle gıda maddelerinin fiyatlarını yükseltmişti. Ama bu anlaşma sayesinde tahıl fiyatları yüzde 20 düştü.
Bahreyn’e ait resmi veriler, yerel ihtiyacını karşılamak için yapılan buğday ithalatı maliyetinin uluslararası nakliye fiyatlarındaki düşüş nedeniyle Şubat 2023’te yüzde 14 azaldığını gösterdi.
Bahreyn Gümrük İdaresi verilerine göre Bahreyn, Ocak 2023’te ton başına 170 dinardan yaklaşık 23 bin ton tahıl ithal etti. Haziran 2022’de ise ton başına 198 dinar gibi bir rakamla en yüksek fiyattan ithalat yapılmıştı.
Bununla birlikte, anlaşma süresi sona ermeden önce Rusya; BM’nin Ukrayna’ya yaptığı muamelenin aynısı yaparak Rus gıda ihracatı üzerindeki yaptırımların kaldırılmasını da gerektiren anlaşma maddelerinin uygulanmasında tarafsızlığa bağlı kalmadığı sürece, anlaşma süresini uzatmama veya yenilememe tehdidinde bulundu. Ancak kimse Rusya’nın tehditlerine kulak vermedi. Sadece anlaşmadan çıkması bile fiyatların tekrar yükselmesine ve birçok insanın açlık tehdidi altına girmesine neden oldu.
Bu konuda bizi endişelendiren şey, savaşların değerlere ve ahlaka yer bırakmamasıdır. Küresel gıdaların, ucu bu çatışmada suçu günahı olmayan halklara dokunmasın diye, savaş musibetinin dışında tutulması kararlaştırılsa bile karar bozuluyor, atlatılıyor, anlaşma suiistimal edilip çatışmaya hizmet etmek için kullanılıyor, her bir taraf diğerine şantaj yapıp, tehdit ediyor. Öte yandan medya, her bir tarafın krizden karşı tarafı sorumlu tutması suretiyle oyununu oynuyor.
BBC’ye göre Ukrayna, Rusya’yı Odessa’daki tahıl silolarını bombalayıp 60 bin ton tahılı mahvetmekle suçlarken, Rusya da Ukrayna’yı Kırım halkına gıda temin eden köprüyü bombalamakla suçluyor. Ukrayna, Rusya’yı denetleme bahanesiyle gemileri engellemekle suçlarken, Rusya’ya ise Ukraynalı yetkililerin, yüklenip ruhsat verilmeden önce rüşvet almakta ısrar etmelerinden ötürü gemileri Ukrayna limanlarında geciktirmekle suçluyor. Yine Ukrayna, Rusya’yı gelişmekte olan ülkelerin tahılını engellemekle suçlarken, Rusya, ihracatının yüzde 43’ünün gelişmekte olan ülkelere değil de gelişmiş ülkelere gitmesinden Ukraynalıları sorumlu tutuyor.
Batı medyası, Rusya ile anlaşmaya gerek olmadığını ve Ukrayna’nın tahılını Tuna Nehri gibi nehir geçitleri ve kara yolları üzerinden ihraç edebileceğini iddia etmeye çalışıyor. Ancak başka kaynaklar, bunun aynı ihracat oranını yakalayamayacağını, maliyetin yüksek olacağını ve komşu Avrupa ülke çiftçilerinin, mahsullerini ve ihracat oranlarını etkileyecek olmasından dolayı bu çözümü kabul etmeyeceğini söyleyerek bu iddiayı yalanlıyor.
Velhasıl medya, istediği kadar herhangi bir tarafın çatışmanın kurallarına ve uluslararası anlaşmalara bağlı kalıp savaşlardaki melek taraf olduğunu göstermeye çalışsa da şu gerçeğin üstünü örtemez: Savaşlarda insanlardan önce ahlak ve değerler ölüyor.