Bekir Uveyda
TT

Yılsonu sürprizleri

Neredeyse her yılsonunda şaşırtıcı sürprizler yaşanıyor. Bir yandan hüzünlü ve gözyaşları içinde yıla veda etmeyi tahmin etmeyen insanların başına gelen korkunç trajedilerden dolayı üzücü olaylar meydana gelirken diğer yandan şaşılası kahkahalara yol açan sürprizler meydana geliyor. Genellikle bu kahkahalara “Bu gördüklerimiz ve işittiklerimiz mantıklı mı?” sorusu eşlik ediyor.  
Beyaz Saray’ın efendisinin, sayıları 2 bine ulaşan ve çoğu özel asker olan Amerikan birliklerini Suriye’den çekme kararı, siyasi bakımdan yılın en şaşırtıcı sürprizlerinden birisidir. Bu, darbı mesel niteliğinde bir karardır. Özellikle bu karar, ABD’nin müttefikleri ve dostları tarafından ilgili diğer taraflara danışmadan hareket etmenin sonuçlarına yönelik en kötü zamanı seçmeye verilebilecek bir örnektir. Başkan Trump, bu sürpriziyle sadece müttefiklerini ve dostlarını şaşırtmadı. Aynı zamanda onun bu kararı, bazı önde gelen politikacıların itiraz etmelerine neden oldu. Bazı politikacılar, sürprizlerine daha fazla katlanamayacakları bir yönetimden çekilmeyi tercih etti. Hem askeri liyakat hem de geniş bilgisiyle tanınan Savunma Bakanı James Mattis, bu politikacıların başında geliyor.
Ancak Trump’ın sürprizi, sadece Suriye’den çekilmekle sınırlı değil. Şöyle ki CNN kanalı, ABD Başkanı Trump’la Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinin detaylarını aktardı. Bu detaylarda Trump’ın Erdoğan’a söylediği “Suriye sizindir” ifadesi yer aldı. Eğer bu iddianın doğru olduğu ortaya çıkarsa ABD’nin Suriye’den ayrılmasının etkisinin ve İran’ın tepkisinin nasıl olacağını bilmek dikkat çekici olacak. Özellikle ABD’nin Münbiç’ten ayrılması, genel olarak güç dengesini nasıl etkileyecek? Bu karışık kartlar, Suriye’nin geleceğinde ve son 10 yılda meydana gelen Arap trajedisinde nasıl bir rol oynayacak?
Trump’ın yılsonu sürprizler dizisi, dikkat çekici bir şekilde devam ediyor. Örneğin; New York Times’ın raporunu ele alalım. Bu rapor, Trump’ın şüphelerinin kendisini “Etrafımdaki herkes, bana ihanet ederek benden vazgeçti. Herkesin gizli planları var” düşüncesine ulaştırdığını iddia ediyor. En azından bu, insani açıdan gerçekten üzücü bir durum. Rapor, bu şüphelerin politikacıları ve danışmanları geçerek aralarında kızı Ivanka ve damadı Jared Kushner’in de olduğu Başkan Trump’ın yakın çevresine kadar uzandığını söylüyor. Eğer bu tür bir iddia doğruysa gerçekten bu, şaşırtıcı bir durumdur. Çünkü bu, siyasi bakımdan hem ABD içinde hem de ABD dışında Başkan Trump’ın politikalarına yatırım yapmaya devam edenler için sevindirici bir durum değil.
İnsani bakımdan yılsonunu facialarına bakacak olursak… Endonezya ve bazı komşu ülkeler, kasırgalara ve doğal felaketlere alışık olmasına rağmen Sunda Boğazı’na yakın kıyıların tsunamiye maruz kalması sonucu, yüzlerce insan hayatını kaybetti ve binlerce insan da yaralandı. Bu, yılsonunun getirdiği ve dehşete yol açtığı üzücü bir olaydı. Bu olay, hayatını kaybedenlerin yakınlarını hüzne boğdu ve geriye acı bir duygu bıraktı. Fas’ın Imlil kasabasının yakınında Atlas dağlarında Norveçli Maren Ueland ve Danimarkalı Loisa Vesterager adlı turistlerin korkunç bir şekilde öldürülmesi ise, iki turistin ailesini, sevenlerini ve duygu sahibi herkesi yasa boğan beklenmedik hüzün dolu bir vedaydı.
Buna rağmen şaşkınlık duygularına İngiltere’de bir tür gülümsemenin karışması tuhaf değildi. Şöyle ki oyun oynamak isteyen insanların İngiltere’nin en önemli ikinci havalimanı üzerinde drone uçurmaları nedeniyle Gatwick Havalimanı’nda uçuşlar aksadı. Drone uçuranlar, hemen yakalanmadığından dolayı Noel’de ailelerine katılmak ya da tatillerini sıcak bir ortamda geçirmek isteyen yolculara engel çıkardı.
Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, Şam’ı ziyaret ederek birçoklarını şaşırtmasının ardından Sudan’da meydana gelen gösteriler sürpriz gibiydi. Ancak buna rağmen Sudanlıların uzun süre sabretmelerinin ardından günlük yaşamın zorluklarına ve sıkıntılarına karşı ayaklanmaları sürpriz değildi. Kendi aralarında işsizlikten bahsetmeye başladıklarında ardından tatlı bir ortamın geleceğine işaret eden acı duruma Sudanlıların artık sessiz kalamayacaklarını her gözlemci bilir. 6 Nisan 1985’te meydana gelen intifadadan önce Sudan’daki durumların bu şekilde ifade edildiğini işittim. Zira Fuad Matar, “Al-Tadamon/Dayanışma” dergisini yayınlarken ve bu derginin editörüyken Sudan’a özel bir ilgi gösteren ilk Arap yazarlardan ve gazetecilerden birisiydi. Ben de onun temsilcisiydim. Söz konusu intifada, Sudan Devlet Başkanı Cafer Numeyri’yi görevden uzaklaştırdı. Şu anki intifadanın nereye gideceği henüz belli değil. Fakat mesaj, ilgililerin anlaması için gayet net.
Aynı şekilde yılbaşları gibi yılsonları da daima beklenmedik sürprizler taşıyor. Acaba 2019 yılında hangi sürprizler meydana gelecek?