Halid Kıştini
Iraklı gazeteci - yazar
TT

Acıları ve özlemleri ile Hafız İbrahim

Kader ve yoksulluk Nil şairi Hafız İbrahim’i Sudan’a savursa da O, dostları ile ilişkilerine önem veren biri olduğu için Nil kıyılarında düzenledikleri ve aşık olduğu dostluk meclislerini hiç unutmadı. Bu nedenle bu Kahire meclislerinden ve kahvehanelerinden uzakta hep şiddetli bir özlemin ateşi ile yandı. Bu özlemden bahseden birçok şiir yazdı. Bunlar arasında aşağıda yer vereceğimiz ve dostlarına gönderdiği, onlarla olan anılarını hatırlattığı mısralar da vardır.
Bu satırları yazdığımda içimde bu hatıralar uyandı. Şu anda yaptığım gibi ölmüş olan şairlerin ruhlarına rahmet dilemeyi çoğu zaman unuttuğumuzu hatırladım. Neden bunu unutuyoruz? Acaba bunun nedeni; onların sonsuza dek aramızda olduklarına inanmamız mı yoksa onları ancak sapkın kişilerin okuyacağına ya da her bir şairin kendi şeytanı olduğuna veya şiirlerinde çoğunlukla yasak ve günah olan sözlere yer verdiklerine yönelik inancımız mıdır?
Aramızdan ayrılmış olan dostum Buland Haydari’den bahsederken, merhum ya da Allah rahmet eylesin ifadesini ne kadar az kullandığımı, hatta eşinin yanında bile bunu söylemediğimi hatırladım. Bunun nedenini düşündüğümde ise farklı bir sonuca ulaştım. Sanırım bizler, bilinç altımızda şairlerin ölmediklerini ve hala aramızda yaşadıklarına inanıyoruz. Şiirleri, düşünceleri ve sözcükleri hala aramızda yaşıyor ve onları tekrar edip durmuyor muyuz, o halde onları nasıl ölmüş kabul edebiliriz ki? Belki de bu nedenle onlardan bahsederken hep şimdiki zamanı kullanıyoruz. Yaklaşık 1000 yıl önce ölmüş olmasına rağmen örneğin İmruü'l-Kays diyor ki deriz.
Nitekim Hafız İbrahim de dostlarına şöyle sesleniyor:
Özlemin ateşinden uykusu kaçan birinden
Zalim bir kaderin pençesinden kaçan birinden
Sevenlerinden sürekli ayrılmak zorunda kalan birinden
Dert ve hastalıkları dost edinmiş birinden
Size ey mükemmel dostlar ey zevk ve sefa gençleri
Şarkları ile… Bestler ile… Çalgıları ile
Bu karanlık devleti yıkmaya and içen... Size ey dostlar
Size gül kokusundan koparılmış ve beden sağlığından üstün bir selam...
Geçmiş gecelerden kalan bir sohbetten...
Kalemlerin yazmasını zorlayan bir selam…
Hasretin yüreğimde her gün büyüyen bir özlem
Bilemem belki bu yılın sonuna kadar… Bir rüzgar beni size getirir
Belki de ölür giderim bir ormanda
Sırtlanlara yem olurum… Belki de
Belki de bir gün kurtlara yem olurum
Bir güzel gecede sohbete oturursanız
Unutmayın bu sözleri söyleyeni…