Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

Irak'ta rejim değişikliği mümkün mü?

Ayaklanmalar bölgeyi sarstı, ancak hiçbirinde yeni bir rejim yönetime gelmedi. Başkanlar devrildi, hükümetler yıkıldı ama Mısır, Tunus ve Sudan’da olduğu gibi rejimler güçlü bir şekilde varlığını sürdürdü. Libya ve Yemen'de devlet kurumları tamamen çöktü ve bugüne dek alternatif bir rejim ve etkili bir devlet olamadan kaldılar.
Irak’ta tüm dünyanın dikkatini çeken protestolar dehşet uyandırıcı. Çünkü çoğu şehirde ve çok sayıda insanda görülen bu motivasyon ve kararlılık, beklenmeyen bir durumdu. Her ne kadar telefon ve internete erişim engellense, medyada gösteriler karşıtı propaganda başlatılsa ve kasıtlı öldürmeler gerçekleşse de göstericiler geri adım atmıyor. Protestocuların ısrarına rağmen, rejimi devirmek pek mümkün değil. Protesto eden kitleler, hükümeti istifaya zorlayabilir ve bazı kararları değiştirmeye gücü yetebilir.
Protestolar, her ne kadar Irak rejimini devirmeyi başaramasa da dini liderlerin ve devlet kurumlarının saygınlığını zedeledi ve İran'ın sembollerine leke getirdi. Göstericiler aynı talepler etrafında birleşti.
Protestocular meydanları ve yolları doldururken hükümet göstericilerin resmi kurumlara ilerlemesini önlemek için köprüleri kapattı. Göstericiler petrol rafinerileri ve ülkenin tek limanı olan Umm Kasr Limanı’na yöneldi. Protestocular devletin hayati kurumlarına ulaşmak istiyorlar ancak buna izin verilmeyecek. Irak yönetimi her ne pahasına olursa olsun varlığını korumak için yeterli silaha sahip. İran rejimi ise pusuya yatmış durumda. İran rejimi halk ayaklanmasının başlamasından bu yana liderliği ve milisleri ile göstericilerin bastırılması, öldürülmesi ve güvenlik güçlerinin yönlendirilmesinde rol oynadı. Bu sebeple protestocular İran Başkonsolosluğuna gitti ve konsolosluğu ateşe vermeye çalıştılar, çünkü kendilerine ateş açan güvenlik güçlerinin İran rejiminden olduğuna inanıyorlar.
Petrol tesislerini ve Umm Kasr Limanı’nı hedef alan protestocuların bile rejimi tamamıyla devirme fikrinde oldukları kanısında değilim. Hükümet protestocuların taleplerini görmezden gelir ve kasti öldürmeler genişlerse, işte o zaman protestolar, bugün masada bulunmayan rejimin devrilmesi seçeneğine yönelebilir.
Hükümet, protestocuların nazarında aciz bir halde. Gerçekten çok aciz. Ne meydanlardaki güvenlik güçlerini ne de maaşlarını Irak hükümetinden alan ve İran rejimine çalışan milisleri kontrol edebiliyor. Başbakan’ın dediği gibi, hükümetin istifasını sunması en kolay şey, çünkü göstericileri memnun edecek başka bir şey yok. Hükümetin devrilmesi kolay ancak alternatif daha iyi olmayacak. Parlamentoya daha fazla yetki verilecek. Ancak parlamento hükümetten daha kötü bir durumda çünkü milisler ve yolsuzluk, kendi saflarında da mevcuttu.
Dürüstlük Komisyonu ve Yolsuzlukla Mücadele Yüksek Kurulu gibi gözetim organlarına başvuruluyordu, ne oldu? Bunlar da aynı şekilde itiraz edilen kurumlar tarafından kuruldu. Irak Dürüstlük Komisyonu, Rasheed Bank'ın eski şube müdürünü on üç milyar Irak dinarının ortadan kaybolması sebebiyle suçladı ancak söz konusu kişiye ne yapıldığı açıklanmadı. Ayrıca, protestoların başlaması ile birlikte 1000 devlet çalışanının Yolsuzlukla Mücadele Yüksek Kurulu tarafından işten çıkarıldığı ilan edildi, gerekçe ise yolsuzluğa karışmaları. Bu bile protestocuları susturma noktasında ikna edici olmadı.