Suriye’nin iki hafta sonra “Şanlı Tashih Hareketi”nin 50. Yıldönümünü nasıl kutlayacağı belli değil. Kesin olan tek şey; Ahmed el-Hüseyin el-Hatib’in adının hiç geçmeyeceğidir.
Bu ismin yok sayılması yeni bir şey olmayabilir ama biraz da olsa bizi şaşırtmalı. Zira, 1970’te Kasım ayının sonlarında gerçekleşen darbeden sonra dönemin Savunma Bakanı Hafız Esed’in cumhurbaşkanlığı makamına geçtiğini zannedenler yanılıyorlar.
Onun yerine Ahmed Hüseyin el-Hatib geçmişti.
Bu bir şaka değil. İsteyen arşivlere bakabilir.
Peki, Ahmed Hüseyin el-Hatib kimdir?
1970 yılında nüfusu 6 milyon olan bir ülkenin cumhurbaşkanı olan bir ismin tamamen meçhul birisi olması mümkün değil.
Bahsi geçen devlet başkanını araştırmak, özellikle de sonunda kendisi hakkında neredeyse hiçbir şey bulamayacağınız için yorucudur.
Kendisi hakkında bir bilgiye ulaşmak, Vahşi Batı’da altın aramaya benziyor. Hakkında bir şeyler öğrenmek için ilk olarak, İngiliz gazeteci Patrick Seale’ın Hafız Esed hakkındaki “Asad of Syria: The Struggle For The Middle East” (Esed Suriyesi: Ortadoğu için Mücadele) adlı kitabına başvurdum.
Söz konusu kitap bazıları için önemli bir referans kaynağı iken birçokları için şüphelidir.
Kitapta, boynu bükük bir cümle dışında Hatib’den hiç bahsedilmiyordu. Bunun da dörtte üçü Hafız Esad hakkındaydı. Bu cümle tam olarak şöyleydi: “Salah Cedid’e karşı yapılan darbeden sonra Esed, kendisinin devletin en yüksek makamına geçmesi konusunda tereddütlüydü. Bu nedenle, başlangıçta başbakanlıkla yetindi ve Cumhurbaşkanı makamı için de Ahmed Hatib’i öne sürdü. Hatib, 39 yaşında ve az bilinen Sünni bir öğretmendi”.
552 sayfalık kitapta Hatib’ten sadece bu kadar bahsediliyor. Geri kalanında Patrick Seale, Hafız Esed’den ve kariyerinden bahsetmeye devam ediyor.
Ondan fazla Suriyeli web siteyi aramam sonucunda eski cumhurbaşkanına ilişkin ancak şu bilgi kırıntılarına ulaşabildim:
Ahmed Hüseyin Hatib, Güney Dera iline bağlı Casim Kasabası yakınlarındaki Nemr köyündendir ve Sünnidir. Arap Sosyalist Baas Partisi’ne üye oldu ve Şam Üniversitesi Arap Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Daha sonra birkaç yıl bu alanda öğretmenlik yaptı. Baas’ın solcu kanadının sağcı kanadına karşı düzenlediği 23 Şubat 1966 darbesinden sonra Suriye Öğretmenler Sendikası başkanı seçildi. 18 Kasım 1970’te yani Düzeltme Hareketi’nden iki gün sonra cumhurbaşkanlığı görevini üstlendi. Hatib’in Cumhurbaşkanlığı hakkında, kendisini tebrik eden çok sayıda kişiyi karşılamakla meşgul olduğu dışında hiçbir haber yapılmamış. Alışılmışın dışında, bu kısa cumhurbaşkanlığı döneminde kendisinin çekilmiş hiçbir fotoğrafı yok.Çünkü matbaalar o zaman tek bir kişinin fotoğrafını basıp dağıtmakla meşguldü; Hafız Esed.
Cumhurbaşkanlığı için yapılan referandumda Hafız Esed’a neredeyse “yüzde yüz” oranında destek verilmesi üzerine Hatib, 22 Şubat 1971’de istifa etti. Aynı gün, Halk Meclisi yani Suriye parlamentosunun başkanı seçildi.
Daha sonra kurulacağı açıklanan “Kurucu Meclis”in başkanlığına atandı ve Eylül 1971’e kadar bu makamda kaldı.
1971’de Mısır ve Libya ile üçlü birlik kurulması kararlaştırıldığında, yine Hatib “Arap Cumhuriyetleri Birliği”nin başbakanı seçildi.
1970-75 yılları arasında Baas Partisi’nin bölgesel liderlik komisyonu üyelerinden biri olarak görev yaptı. 1982’de vefat etti.
Yeri gelmişken, Abdulhalim Haddam’ın da 2000 yılında Hafız Esed’in vefatından sonra 10 Haziran’dan 17 Temmuz’a yani 37 gün, ülkeyi geçici olarak yönettiğini hatırlatalım.
Haddam’ın Cumhurbaşkanlığı, 95 gün süren Hatib’in Cumhurbaşkanlığından da azdı. Hatib ile Haddam arasındaki ortak noktalar; Baas Partisi üyesi olmaları, Sünnilikleri, kırsal kökenli olmaları, her şeyden önemlisi, ilk önce babanın ardından da oğlun cumhurbaşkanlığına geçişleri için bir köprü görevi görmeleridir.
Aralarındaki fark ise, Haddam tanınmış ve Hafız Esed’in inşa ettiği yönetimin cephesinin önemli bir parçasıydı. Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanı Yardımcılığı gibi önemli görevler üstlenmişti.
Hatib’e gelince kendisi, parlamenter olmayan bir sistemde parlamento başkanı, hiçbir zaman kurulmayan bir Kurucu Meclis’in başkanı, yine hiç tesis edilmeyen bir birliğin başbakanıydı. Onun kariyeri, olmayan kurumlara başkanlık etmekten ibaretti. Ölümü ise göz ardı edilen, hayatını aşan tek olaydı. Hiç kimsenin haberi olmadı. Hatta belki de gerçekleşmedi.
Peki o zaman neden Ahmed Hüseyin Hatib’le bu kadar ilgileniyorum? Çünkü kendisi, Tashih Hareketi’nin temelini attığı ve Hafız ile Beşşar Esed’in dönemlerinin üzerinde yükseldiği hatanın temel sembolüdür. Aynı zamanda bu hatanın kurbanlarından biridir.
Hatib en az 3 kurucu görev üstlenmiştir.
Birincisi, kronolojik sıraya göre onun cumhurbaşkanlığı dönemi Hafız Esed’den önce gelmektedir.
İkincisi, deneyimi, Esed rejiminde makam ve mevkilerin anlamı, kurumların doğası ve sınırlarını erken bir dönemde ortaya çıkarmıştır.
Üçüncüsü, Hatib yalanı “Tashih” (Düzeltme) rejimin en başarılı yalanlarından biridir.
Başarısının en iyi kanıtı, Suriyelilerin kısa bir dönemliğine de olsa cumhurbaşkanları olan bir ismi tamamen unutmaları ve dünyanın da onlarla birlikte unutmasıdır.
Yukarıdaki satırlar bir film anlatısı değil, kurgudan daha garip olan bir gerçekliği tanımlama girişimidir.
TT
Suriye Tashih Hareketi’nin 50. yıldönümü arifesinde el-Hatib
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة