El yapımı halı endüstrisinde bir öncü varsa, genellikle bu alanda iyi bilinen bir üne sahip İran halılarıdır. Seçkin bir ipek halı arıyorsanız, o zaman Kum’dan halı almanız tavsiye edilir. Saf ipek karıştırılmış yün veya sadece yün halı istiyorsanız, o zaman İsfahan, Kaşan, Nain veya Şiraz’dan almalısınız.
Çok sayıda küçük düğümden oluşan lüks ve büyük boy bir halı genellikle tamamlanması için en az altı yıl sıkı bir çalışma, büyük bir sabır ve odaklanma gerektirirdi. Bazen bir halı üzerinde örneğin dede, baba ve torun olmak üzere 3 nesil çalışırdı. Bu endüstri, Humeyni devriminin başarılı olmasından sonra İran’dan yurtdışına kara para aklama veya İran’a döviz girişi için önemli bir kaynak haline geldi. Zamanla da bu endüstri, ABD'nin dayattığı sert ekonomik yaptırımların üstesinden gelmek için malları finanse ve takas etme işlemleri için bir vitrine dönüştü. İran halıları yükte hafif pahada ağır olma özelliğine sahip oldukları için, farklı ülkelerdeki yetkili makamlar farkına varıncaya kadar, kişisel bavullarda veya bavul ticareti olarak bilinen yöntemle taşınabiliyorlardı.
Türkiye, Kafkasya ülkeleri, Türkmenistan ve Afganistan'dan İran halılarına rakipler çıksa da, İran halılarına olan talep gözle görülür bir şekilde devam etti. Ta ki, Çin’in devreye girmesi, makine halıları üretimi ve İran halılarının ayırt edici bölgesel tasarımlarını tam anlamıyla taklit etmekte elde ettiği başarısıyla somutlaşan büyük dönüşüm yaşanana kadar. Öyle ki uzman ve ihtisas sahiplerinin görüşlerine başvurmadan sıradan kişilerin Çin’in ürettiği makine halıları ile el yapımı halıları ayırt etmeleri mümkün değildi. Ama bu çok da sorun olmadı, çünkü Çinlilerin taklit halılarının fiyatı, muadili orijinal İran halılarının değerinin üçte biri ve bu da onları satın almayı tam anlamıyla cazip hale getiriyordu.
Bu yeni gerçeklik, İran halılarının tarihsel rekabet gücünü azaltmaya, pazar payını ve onunla birlikte gelen prestijinin çoğunu kaybetmesine katkıda bulundu. Taklit İran halıları endüstrisi, özellikle Orta Çin bölgelerinde yoğun bir şekilde yaygın. Doksanlı yıllarda çekingen bir şekilde başlayan bu endüstri, basit bir taklit projesiyle başlayan, daha sonra orijinalini bastırıp önüne geçen diğer Çin ürünleri gibi gelişti, genişledi ve yaygınlaştı.
Çin ile İran arasında 25 yıllık bir dönemi kapsayacak, Çin'e Arap Körfez bölgesinin ılıman sularının merkezinde önemli ve stratejik bir dayanak sağlayacak olan (bu Çin’in rüyasıydı) büyük ekonomik anlaşmaya dair haberleri takip ederken bu basit ama aynı zamanda dikkat çekici ve önemli arka planı hatırladım. Anlaşma doğalgaz, petrol, telekomünikasyon ve ulaştırma sektörlerini içeriyor ve İran'da büyük bir Çin sayısal varlığına izin veriyor, ki bu anlaşmanın açıklanmasının ardından birçok analistin şaşkınlığını ve hayretini uyandıran bir durumdu. Ancak bu, Çin'in neo-kolonyal ekonomik yaklaşımıyla tamamen uyumlu ve şimdiye kadar Afrika kıtasında elde ettiği başarı da bunu açıkça gösteriyor. Çin, 2010 yılına kadar Afrika kıtasına 10 milyon Çinliyi yerleştirmeyi planlamış ve bunu şaşırtıcı bir şekilde gerçekleştirmişti. Şimdi de bu deneyimi Asya’dan Güney Amerika’ya dünya genelinde başka bölgelerde de kopyalamaya çalışıyor.
Çin-İran ilişkileri, çok eski ve milattan yaklaşık 200 yıl öncesine, Çin imparatorluğu ile tarihi olarak Pers İmparatorluğu olarak bilinen iki imparatorluk arasındaki ilişkilere kadar uzanıyor. Ama bugün, kapitalist kılığa bürünmüş komünist bir partinin önderlik ettiği, tek kurşun sıkmadan, sadece ihtiyaç ve kriz içinde olan ülkelere cazip ekonomik havuçlar sunarak genişlemeci kolonyal projesini yaymaya çalışan bir Çin var.
İran bugün tam anlamıyla devrimci ve mezhepçi bir proje, haydut ve terörist bir devlet ve karşı karşıya olduğu büyük küresel izolasyondan kurtulmak için denize düşenin yılana sarıldığı gibi Çin’e sarılıyor. Bu, daha sonra, bazı önemli ipotekli varlıklarının üzerindeki egemenliklerini kaybederek bir borç denizinde batan Sri Lanka ve Pakistan’a da sunulan havucun aynısı. İki taraf için de bir ihtiyaç ve zorunluluk olan, her birinin mükemmel bir şekilde sömürmek için diğerinin zayıf yönlerini aradığı bir anlaşma.
Anlatıldığına göre geçmişte bir Çinli halı tüccarı, Tahran'ın kalbindeki ünlü tarihi Bazaar Çarşısı'nı ziyaret etmiş. Oradaki dükkanlardan birinden çeşitli halılar almış ve bu sırada dükkan sahibinin halı hakkında sorduğu sorulara verdiği yanıtları elindeki küçük deftere kaydetmiş. Günler geçmiş ve Çin’de taklit edilen İran halıları hakkında haberler yayılmış.
Bu kez Tahran’daki halı dükkanının sahibi, Çinli tüccarla buluşmak için Orta Çin’in merkezindeki Sincan’a gitmiş.
Çinli tüccar kendisini gülümseyerek karşılamış ve şöyle demiş: Üzülme dostum, bu işler böyle!
TT
Çin ve İran: Bu işler böyle!
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة