Abdullah Raddadi
Suudi araştırmacı ve ekonomi uzmanı
TT

Facebook ismini neden değiştirdi?

Şirketlerin kimliklerini ve isimlerini değiştirme nedenleri durumlarına göre değişir. Ancak kimliklerini genellikle başka bir şirketle birleşirken değiştirirler. Böylece bir şirketin kimliğinin diğerinden üstün olmaması sağlanır. Bu değişim aynı zamanda şirketlerin stratejik yönü veya gelecek hırslarındaki değişimle de eş zamanlı olarak gerçekleşir. Bazı şirketler, özellikle birden fazla ürün olduğunda, ürünlerin adlarını şirketin genel kimliğinden ayırma çabasıyla kimliklerini değiştirir. Ürünleri tüketicilere hitap ederken yatırımcılara, şirketlere, yasa koyuculara ve politikacılara hitap edilir. Google, 2015 yılında kimliğini ‘Alphabet’ olarak değiştirdiğinde, yukarıdaki iki nedeni bir araya getirdi. Özellikle YouTube, bulut ve benzeri ünlü hizmetlere sahip olduğu için kimliğini arama motoru şablonundan çıkarmak istedi.
Facebook’un geçtiğimiz hafta şirketinin adını Meta olarak değiştirmesi ile bu nedenlere bir yenisi daha eklendi. Birçok eleştirmene göre bunun ana nedeni, son yıllarda sayısız skandalla ilişkilendirilmesinin ardından ‘toksik’ bir isim haline gelen Facebook’tan kaçınmak istenmesiydi. Bunlardan biri de Facebook’un kullanıcılarının kişisel verilerini toplamak ve siyasi amaçlarla kullanmakla suçlandığı, 2018'deki ‘Cambridge Analytica skandalıydı’. Bu şirketin 17 yıl önce kurulmasından bu yana yaşadığı en büyük olay, şirketin kullanıcıların güvenliğinden çok kârlılığa önem verdiğini gösteren binlerce belgenin sızdırılmasıyla gerçekleşti.
Ancak şirketin sahibi ve kurucusu Mark Zuckerberg yaptığı açıklamada, şirketin kimliğini en az 6 yıldır değiştirmeyi planladığını söyledi. Yani skandaldan önce. Amacının, şirketin özellikle de Instagram ve WhatsApp gibi birçok başka uygulamaya sahip olması ve başka yan firmaları bulunması nedeniyle Facebook şablonundan çıkma arzusunu gerçekleştirmek olduğunu söyledi. Görünüşe göre bu, Google’ın 5 yıl önce yaptığına benziyor. Ancak bu benzetme doğru görünmüyor. Google kimliğini değiştirdiğinde güçlü bir konumdaydı. Fakat Facebook ya da yeni ismiyle Meta’nın mevcut durumda güçlü bir konumda olduğunu söylemek kesinlikle mümkün değil.
Ancak şirketin açıkladığı stratejik yönlendirmelere göre ismin ‘Meta’ olarak değiştirilmesi çok mantıklı görünüyor. Meta, bu değişiklikten sonra ikiye bölündü. İlk kısım, şirketin Facebook, Instagram ve diğer uygulamalar gibi mevcut faaliyetlerini temsil ediyor. İkinci ve yeni kısım, ‘Metaverse’ olarak adlandırılan alana odaklanıyor. Bu, gelecekteki önemi nedeniyle teknoloji ile ilgilenenler tarafından yoğun olarak araştırılması gereken bir kavramdır. Şirket yeni adını, kullanıcıların sanal bir ortamda etkileşime girmesini sağlayan, sanal ve artırılmış gerçekliği karıştıran genişletilmiş gerçeklik olarak tanımlanan bu kavramdan aldı. Bu etkileşimin amaçları sosyal iletişimden oyunlara ve hatta iş alanına kadar uzanıyor. Yani Zuckerberg, ‘Metaverse’ konseptiyle kullanıcıların eğlenceden işe, tüm detaylarıyla ‘dijital yaşamlarını’ geçirmelerini sağlayan entegre bir sanal dünya yaratmak istiyor.
Zuckerberg, ‘Metaverse’ teknolojilerine ‘Meta’ üzerinden bahis oynuyor. İsim değişiminin ardından 2030’a kadar, hatta 2025’e kadar dünya kişisel bilgisayarlardan artırılmış gerçeklik cihazlarına geçiş yapacağını açıkladı. Analistler, Facebook'un geçmişteki en büyük zayıflıklarından birinin, Google ve Apple gibi teknoloji şirketlerinden rakiplerine rekabet avantajı sağlayan akıllı telefon endüstrisindeki başarısızlığı olduğuna inanıyor. Öyleyse; Amerikalı milyarderin odak noktası yalnızca Metaverse'in yazılım yönüyle değil; bunun yanı sıra yazılım ve donanımın her iki yönüyle ‘Metaverse’ dünyasını kontrol edebilmek için genişletilmiş gerçeklik cihazlarının imalatına ulaşmaktır. Şirket, bu amaçla 2022 yılında yaklaşık 10 bin mühendis istihdam ederek ve 10 milyar dolar yatırım yaparak işgücünü ikiye katlama niyetini açıkladı.
Ancak Meta'nın önündeki yol o kadar kolay değil. Çünkü bu ileri teknoloji seviyesine ulaşmak için önünde birçok teknik zorluk var. Birçok şirket sanal gerçeklik teknolojilerine yatırım yapmaya çalıştı ancak kullanıcılardan gelen talep genellikle bu teknolojinin oyun tarafına odaklandı. İş dünyasında ise sınırlı bir şekilde kullanıldı.
Öte yandan Zuckerberg'in planını etkileyebilecek olan, Facebook'un yıllardır kullanıcı bilgilerinin sömürülmesi ve sosyal ağların içeriğinin izlenmesiyle ilişkilendirilen kötü mirasıdır. Facebook kurulduğunda sosyal ağlar için mevzuat güçlü olmasa da şimdi daha odaklı. Bu ağların boyutlarının ve etkisinin farkında ve temsilciler Zuckerberg'e sanal alemde ek güç veren yeni teknolojilere müsamaha göstermeyecekler. Öyleyse Meta'nın karşılaştığı asıl zorluk, dünyanın güvenini kazanmak ve Facebook hikayesinin tekrarlanmayacağına dair garanti vermektir. Zuckerberg o zamana kadar şirketin adını lekeleyen sorunları ismini değiştirerek ortadan kaldırmayacağından dolayı reformu içeriden yapmak zorunda.