Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Sayılar ülkesi

Çin'i hiç sevecek miyim bilmiyorum... Çünkü birey, grup ya da millet olarak hayatta belirsiz olunmasından hoşlanmıyorum. Merhum Habib Emin el-Hafız, dünya çapındaki parlamento konferanslarından Çin heyetinden yakınarak dönüyordu. Çinli meslektaşlarının başlarının ağrıdığından şikayet edene kadar kahkahalar attığını ya da yanaklarına bir gülücük kondurduğunu, birisi çıkıp da “Bu kadar gülünecek ne var?” diye sorduğunda cevaplarının daha sesli bir şekilde gülme olduğunu söylüyordu.
Bir süredir tarih, edebiyat ve sosyal bilimler hakkında rast geldiğim bütün Çin haberlerini hevesle okuyorum. Bu konuda, yanılmıyorsam ismi Raymond Bliss olan Belçikalı bir profesör beni çok heyecanlandırdı. Belçikalılar tuhaf insanlar. Zira dahileri ve yetişkinleri istemiyorlar ancak içlerinden en iyisini çıkarıyorlar. Nitelikli sanatçı René François, Ghislain Magritte, Jacques Brel veya Sherlock Holmes yazıldığından bu yana en büyük dedektif kurgu yazarı olan Georges Simenon buna birer örnektir.
Okuduğunuz her şeyde önünüze tek bir şey çıkıyor; o da sayı. 16’ıncı yüzyıldaki gibi bir deprem olursa, ölü sayısı 660 bin olur. Bir gösteri bastırılırsa 40 bin kurban verilir. Mao Zedong bir grup insanın ölümüne neden olmakla suçlanırsa, sayı 60 milyon olur. Bunun nedeni, Çin'in her zaman en kalabalık ülke olmasıdır. Küresel köy nüfusu 3 milyar civarındayken Çinlilerin sayısı 100 milyondu. Mao Zedong doğan çocukların sayısını belirlememiş olsaydı, bugün hiçbirimiz kaç Çinli olduğunu bilemeyecektik. Bu efsanevi sayı, Çin'i de efsanevi hayallerin merkezi haline getirdi. Astrolojiyle nam salmış bir Yunan keşiş, Çin'in bu yüzyılda 200 milyon savaşçıyla Batı'yı fethedeceği kehanetinde bulunmuştu. Söz konusu keşiş, uzun yıllardır Athos dağlarında inzivada yaşıyor. Bu inziva onun sayılar hakkındaki bilgisini benimki gibi yapmış olabilir. Ben bile uçaklar, gemiler, trenler, at arabaları, öküzlerin çektiği eski Çin arabaları, Çin donanmasının denizaltıları ve kardeş Moğolistan'dan ödünç alınan deve tahtırevanları; tüm bu araçların silahları, ekipmanları ve mühimmatları da hesaba katarsak makul bir süre içerisinde keşişin -ya da başkasının- tahmin ettiği 200 milyon Çinliyi taşıyamayacağını idrak edebiliyorum.
Sayılardan bahsetmişken... 19’uncu yüzyılın ortalarında ve sonlarında Çin'in bir kısmını da etkileyen iç savaş arkasında 20 ila 30 milyon ölü bırakmıştı. Sayı 10 milyon olarak belirtilmişti ancak bunun doğru veya teyit edilmiş olması hiç önemli değil. 'Afyon savaşı' olarak bilinen çatışmada milyonlarca uyuşturucu bağımlısı yer aldı. Çin İmparatoru, Kraliçe Victoria'ya bir mektup yazarak ülkesini uyuşturucuya boğmayı bırakmasını istemiş ve “Bu belanın ne kadar zararlı olduğunu bilmeseydiniz, İngiltere'de bunu yasaklamazdınız” ifadelerini kullanmıştı. 18’inci yüzyılın sonunda nüfusun 300 milyonu aşmasıyla Çin dünyanın en büyük ekonomisi oldu. Çin’in sadece 4 bin kadın şairi vardı. Şangay, yeryüzünde en çok farklı uygarlığa ev sahipliği yapan ve ticari faaliyetler yürüten şehir haline geldi. Şangay şu an dünyanın üçüncü finans merkezi sayılıyor. Milyarder sayısı açısından da altıncı sırada yer alıyor. Bu şehir yeryüzündeki en büyük tünel ağına sahip. Bazıları buna ‘Çin mucizesi sergisi’ diyor. Ayrıca tüm şehirler arasında en yüksek turizm gelirine de sahip. Dubai’den sonra, dünya üzerindeki gökdelenleri ile ikinci sırada geliyor. Ve saire… Ve saire… Ve saire…