Mustafa Fahs
TT

Viyana: Çıkmaza giren anlaşma

Viyana müzakereleri karar verme anına yaklaştığından, ana tarafların (Washington ve Tahran) anlaşmadan anlaşma yolundaki son engeli kaldırmak için cesur pozisyonlar almaları veya daha kesin bir anlamda cesur tavizler vermeleri gerektiği açık bir hal aldı. İki taraf, bu sözleşmelerin bir yıldan fazla süren tüm müzakere çabalarını yerle bir edebilme ihtimali karşısında şoke oldu. Daha tehlikeli olansa, veciz bir anlaşma olarak nitelenen anlaşmanın iki ülkeyi de müzakere çıkmazını sokmuş olması. Bu durum da ABD ve İran arasında anlaşmazlıklar yaşanmasına neden oldu. Dolayısıyla müzakere ekipleri yeniden kırmızı çizgilerine uymaya ve özellikle de Devrim Muhafızları Ordusu’nu (DMO) terör listesinden çıkarma ve ABD’nin gelecekte anlaşmadan çekilmeyeceği konusunda güvençler vermek gibi köşeleri yuvarlama fikrinden vazgeçmek zorunda kaldı.
DMO düğümü, sadece İran’ı ilgilendiren bir engel değil, ABD’li müzakere ekibini de ikiye bölen bu melese, yönetim içindeki anlaşmazlıkları ortaya çıkaran bir Amerikan iç meselesine dönüştü. Fakat son aşamada Demokrat parti tarafında fikir ayrılıklarına neden oldu. Demokratlarla siyasi savaşlarında, Cumhuriyetçiler tarafından kullanılan bir araç haline geldi. DMO meselesi ayrıca İran'ın bölgedeki yayılmacı politikalarıyla bağlantılı olması nedeniyle ayrıcalıklı bir bölgesel meseledir. Aynı zamanda, ABD'deki tüm nüfuzunu Devrim Muhafızları'nı terör listesinden çıkarmasını engellemek için yönetime baskı yapmak için kullanan Tel Aviv için de bir ulusal güvenlik sorunudur.
Şarm eş-Şeyh’ten, Akabe’ye hatta Necef’e (Negev), 10 günden kısa bir süre içerisinde bölgede gerçekleşen üç zirveyi, anlaşmasının imzalanmasının veya müzakerelerin başarısızlığının ilan edilmesi vaktinin yaklaşmasından ve ayırmak pratikte mümkün değil. Üç zirveye katılan ülkelerin çoğu için Viyana çıkmazı, her iki durumda da (imzalama ya da başarısızlık) onlara yansıyor. Bu da bölgesel seferberliğe ve Viyana sonrası için hazırlıklara yol açtı.
DMO açmazı, İran nükleer krizinin başlamasından bu yana ilk kez bir iç krize dönüştü. Müzakereler tarihinde ilk kez DMO’ya bağlı bir Dışişleri Bakanı’ndan bir konuşma geldi. Bakan bu konuşmada, Devrim Muhafızlarını anlaşmadan çıkarmaya çalışarak daha sonraki bir aşama için terör listesinden çıkarma kararını erteleme olasılığını ima etti.
Hüseyin Emir Abdullahiyan yaklaşımını, nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma ve yaptırımları kaldırma yolunda herhangi bir engelden kaçınması için ona yeşil ışık veren DMO’daki üst düzey liderlere dayandırdı.
Abdullahiyan’ın tutumu, rejim müessesesi içinde bir tartışmaya yol açtı ve açıklamanın bir an önce geri çekilmesini talep etti. Ancak sürpriz olan şu ki, geçmişte sert duruşlarıyla tanınan aynı bakan, eski Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif döneminde müzakere ekibinin en önde gelen eleştirmenlerinden biriydi. İlk diplomatik yetkisiyle karşı karşıya kaldığında selefi gibi davrandı, ancak bulunduğu tarafı ikna edemedi. Bu, rejimi DMO’yu anlaşma denkleminin dışında tutmayı kabul etmeyeceğini doğruluyor. Çünkü bu durum, içeride ve dışarıda onun siyasi rolünü sınırlayacaktır. Ayrıca, DMO’nun ekonomi sektörünün kontrolünü ele geçirmesinden sonraki ekonomik rolü ve İran'a yatırım yapmak isteyen hiçbir ülke, halen terör listelerinde olan bir taraf ile sözleşme yapamaz.
Öte yandan Washington, Tahran'dan daha az zordaymış gibi görünmüyor. ABD yönetimi içerisinde anlaşma konusundaki özellikle de DMO veya anlaşmaya ilişkin garantiler hususundaki çelişkiler, yönetim ile her iki partinin milletvekilleri arasında büyük tartışmalara yol açtı.
Biden yönetiminin 2015 anlaşmasına dönme konusundaki aceleciliği nedeniyle yapılan eleştiriler yoğunlaştı. Bazıları bu durumu, İran koşullarına teslimiyet olarak kabul ediyor. Ancak Biden yönetiminin İran meselesine yaklaşımındaki açmazın boyutu, Tahran ile Washington arasındaki ilişkiyi normalleştirmeye en hevesli kişiden, ABD’nin İran Temsilcisi Robert Malley tarafından yapılan açıklama ile daha net ortaya çıktı. Malley, söz konusu açıklamada, bir anlaşmaya varılamayabileceğini söyleyerek içeriye ve dışarıya DMO’ya yönelik yaptırımların kaldırılmayacağın konusunda güvence vermeye çalıştı.
Bununla birlikte müzakereler bu durumda iken Malley’den gelen haberlere kesin gözüyle bakılamayacağını belirtmekte fayda var. Çünkü siyasette kesinlik, bu yönetimle sebat, İran'da Washington ve bölge ile tarihi bir anlaşmaya varma iradesi yok.