Memduh Muheyni
Al Arabiyya Genel Yayın Yönetmeni
TT

Lavrov’un teorisi, Pekin’i ikna etmiyor

Rusya ve Çin dışişleri bakanlarının birkaç gün önce Pekin’de bir araya geldiği toplantı, maskeler altında gülümsemeler ve dirseklerle selamlaşmayla başladı. Ancak iki ülke arasındaki açık kenetlenme haline rağmen bu iki taraf, farklı şekilde düşünüyor ve sözlerini farklı tonlarda söylüyorlar.
Destek talebiyle birçok ülkeyi gezen Lavrov, çok kutuplu bir dünya düzeni oluşturmak ve eski düzenden çıkmak için doğru zaman olduğunu söyledi.
Lavrov, Ukrayna’da bocalayan Rus savaşı hakkında daha geniş bir siyasi teoriyi destekliyor ve bunu, küresel güç dengesini değiştirmenin başlangıcı olarak tasvir ediyor. Ama Çin, gösterişli politik teorileri terk ederken, daha gerçekçi bir dil kullanıyor ve şu anki öncelikleri, devam eden savaşı sona erdirmek. Görünen desteğe ve destek sözlerine rağmen iki taraf, iki farklı yönde hareket ediyor.
Peki, Çin, yükselen herhangi bir küresel gücün yaptığı gibi dünya düzenini değiştirmeye ve dünyayı kendi imajına göre şekillendirmeye mi çalışıyor?
Bu herkesin bildiği bir sır, ama şu an ve Rusya yönteminde değil. Aslında Çinlilerin dünyaya liderlik etme emellerini engelleyen Washington ya da Londra değil, Moskova idi. Pekin ve Moskova arasında ‘çok kutuplu bir dünya yaratmak ve ABD’yi uzak bir Atlantik gücü olmaya itmek’ için uzun vadeli bir ittifak fikri, Çin’in karşı çıktığı ve hızla durdurmaya çalıştığı bu savaş nedeniyle çöktü.
Peki neden? Birden fazla sebep var. Çin’in amacı, küresel ekonomik sisteme girmek ve onu yok etmek yerine, içeriden yeniden şekillendirmek. Çin ekonomisi, yüksek oranda büyürken, son yıllarda olan da buydu. 2021 yılında ülke, salgının yıkıcı etkilerinden zarar gördü. Ancak ülkenin gayri safi yurtiçi hasılası yüzde 8,1’lik artışla 18 trilyon dolar arttı. Yeni bir dünya düzeni inşa etme bahanesiyle Rusya ile ittifak kurmak kolay bir mesele değil. Öyle ki Pekin, tüm kazanımlarından vazgeçmeli ve yeni bir finans ve ticaret sistemi oluşturmalı.
Lavrov'un teorisine göre, “Çin'in, Maoist-komünist ideolojiden ayrılarak yeni bir siyasi ve ekonomik dünya düzeni oluşturmak için Rusya ile ittifak kurup, onlarca yıl önce inşa ettiği çıkarlarını feda ettiğini hayal etmek zordur. Bu, birleştiği ve içinde geliştiği bu ekonomik sistem sayesinde yükselen gücüne zarar verir.
Çin’in Rusya’nın izolasyonunu kırmamak için banka ve şirketlerini ağır yaptırımlara ve tehditlere maruz bırakarak, ABD ve Avrupa ticaretini bırakması da pek olası değil. Pekin, ABD ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan’ın, Rus savaşını destekleyen Çinli finans kuruluşlarına yaptırım tehdidinde bulunduğu 7 saatlik bir toplantıda ABD’nin bir mesajıyla karşılaştı.
Rusya’nın beklediği gibi savaştan galip çıkmayacağı, yaklaşık bir aylık sürede açıkça görüldü. Bu durum, Çinli yetkililerin önemli müttefik imajını korumak için savaşın hızlı bir şekilde sona ermesini talep etmesinin bir başka utanç verici nedenidir; Öyle ki küresel konumları Rusya ile daha güçlü, mağlup olarak değil.
Rusya’nın zayıflığı, kesinlikle Çinlilerin çıkarına değil. Bu, tutarlı Batı tarafını her zamankinden daha fazla güçlendirecek. Pekin’in, galip olmayan ve uluslararası bir sistem oluşturmak amacıyla bocalayan bir savaş yürüten bir güçle, Avrupa ülkelerini kendisine karşı cephe almaya hazırlamak için ittifak yapması mantıksız.
Diğer önemli neden ise Rusya’nın Soğuk Savaş tarzında dünyayı bölen, siyasi ve ekonomik bir örtünün arkasından hareket eden, gerektiğinde askeri güç kullanan bir ülkeye dönüşmeyi planlıyor olmasıdır. Bu durum, hegemonyasını ani savaşlar yerine uzun vadeli ekonomik genişleme yoluyla dayatmaya çalışan Çin eğilimleriyle farklılık gösteriyor.
Tüm bu nedenlerle, yetkililer arasındaki görüşmeler destek ifadeleri, gülümsemeler ve açık kollarla dolu olsa da Lavrov’un belirttiği gibi ‘Rusya’nın dünyanın çehresini değiştirme taleplerine’ Çin’in dahil olması beklenmiyor.