Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Dubai sadece turizmden ibaret değil...

Bu günlerde gözümüzün gördüğü en güzel şeylerden biri, Dubai’deki Dena el-Haliç’te Muhammed bin Raşid Al Maktum Halk Kütüphanesi’nin açılış haberi oldu.
Hareketli iş hayatı, küresel turizm istasyonu, tüketici fuarları, tüm dünyaya uçuş yapılabilen bir transit noktası, Cebel Ali, Dubai Port World şirketi, Emirates Havayolları, Burc Halife ve Marina bölgesi ile Dubai’nin tipik bir imajı vardır. Ancak kitaplar, bilgiler ve kültür açısından zengin bir platform olması, Dubai’nin zihinlerdeki bu klasikleşmiş imajının dışında kalıyor.
Birkaç gün önce Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum tarafından açılışı yapılan 66 bin metrekareden fazla bir alanı kaplayan devasa kütüphanenin yatırım değeri yaklaşık 1 milyar dirhem. (272 milyon dolar) Dubai Koyu üzerinde eşsiz bir konuma sahip olan kütüphane, açık kitap şeklinde güzel bir tasarıma sahip.
En önemlisi kütüphanenin içeriği. Zira Arapça ve yabancı dillerde 1,1 milyondan fazla basılı ve dijital kitap, 6 milyondan fazla bilimsel tez, yaklaşık 73 bin müzik parçası, 57 bin video, 13 bin makale ve 325 yıllık bir arşivin yanı sıra 5 binden fazla tarihi matbu ve dijital dergi ile birlikte dünyanın dört bir yanından yaklaşık 35 bin matbu ve dijital gazete içeriyor.
İşin güzel yanı, öğrenme ve bilgi varlıklarının yönetiminde dijital dönüşümü sağlamak için çalışan Suudi Arabistan merkezli ‘Nesic Şirketi’nin yöneticilerinden biri bana, şirketin Muhammed bin Raşid Al Maktum Halk Kütüphanesi'nde depolama ve otomatik iade sistemi açtığını söyledi. Bu sistem ile akıllı robotlar, kütüphaneyi ziyaret edenlerin 1 milyonu aşkın kitap arasından istediklerini arayıp özel bir yoldan ellerine kadar getirip teslim ediyor.
Peki bu haberi ve bu yapının tamamlanıp ziyaretçilere ve kullanıcılara açılmasını neden kutluyorum?
Çünkü kıymetsizlik, yüzeysellik ve okuma eksikliğinin diz boyu olduğu bir çağdayız. Bir şeyler okunsa bile (kişisel gelişim veya sosyal medyada zırvalıkları teşvik eden kitaplar) bunlar kötü, pejmürde ve değersiz kitaplar oluyor. Tabi bu hastalığın herkeste olduğunu söylemiyorum. Allah korusun. Ancak yine de bu, derin kökleri olan ve yayılmaya devam eden vahim bir hastalıktır.
Mısır'daki İskenderiye Kütüphanesi, Suudi Arabistan'daki Kral Fahd Ulusal Kütüphanesi ve Suriye, Fas ve diğer ülkelerdeki başka kütüphaneler gibi Arap dünyasının önde gelen halk kütüphaneleri var. Ancak bunlar eskiden yapılan kütüphaneler. Bugün, sosyal medya çağında olmamız ve gerçek okuyucu sayısının giderek azalması, Dubai'deki bu yeni kültürel yapıyı sevinçle karşılamamızın sebeplerinden biri.
Bu, kitap ve bilginin katî surette vazgeçilmez olduğunu bir kez daha ispatlamaktadır. Zira bilgi ve akılların pasını silen ışık olmazsa ancak yavan ilime, önemsizliğin yaygınlaşıp umumileştiğine ve hakiki ilim ehlinin hor görüldüğüne veya görmezden gelindiğine şahit oluruz.
Son olarak bu yazının kapanışını, kütüphanenin sahibi Şeyh Muhammed bin Raşid'in açılışta söylediği şu söz ile yapmak isterim:
“Ekonomi bilgiye ihtiyaç duyar. Siyaset bilgeliğe ihtiyaç duyar. Milletler öğrenmeye ihtiyaç duyar. Bunların hepsi kitaplarda mevcuttur.”