Mısır Silahlı Kuvvetleri ve diğer elitlerin liderliğinde İhvan yönetimine karşı halk ayaklanmasının üzerinden sanki yıllar değil de anlar geçti.
Dokuz yıl önceki 30 Haziran devrimi. Devrimi bugün dahi popüler bir Mısır eylemi olarak tanımayı reddederek bunun bir askeri darbe olduğunu söyleyenler var. Ancak o günlerde başta Kahire olmak üzere Mısır’da kim bulunduysa (şahsen o zamanlar sık sık Kahire ziyaretinde bulunurdum) halkın İhvan’a derin öfkesine şahit olmuş, küllerin altında yanan ateşin yakında bir yanardağa dönüşmesine sebep olacak sıcaklığını hissetmiştir. Aynen bu şekildeydi.
Evet, Mısır ordusu ve Sisi, bu öfkeyi otoriteye yönelik yeni bir eylem programına dönüştürmenin temeliydi. Ancak bu o zamanlar Sisi’nin de dediği gibi Mısır’daki genel arzuya ve halkın verdiği ‘yetkiye’ dayanıyordu.
Dün bu konudan bahseden Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 30 Haziran’ı Mısırlıların çocukları ve torunları için istedikleri geleceği seçtikleri gün şeklinde niteledi.
Aynı zamanda “Yurttaşlarımızın ihanet edişinin ne derece acı verici olduğunu hatırladığımız bir gün oldu. Yeni cumhuriyetin doğum günü niteliğinde bir gün” dedi.
Soru şu: Ocak 2011'den Haziran 2013'e kadar geçen o zayıf ayların belgeleri kapsamlı bir şekilde incelendi mi?
İhvan’ı otorite yapan kimdi? ‘Laik’ güçlerden onlarla ittifak eden, dışarıdan onları destekleyen kimdi? Asıl önemlisi, İhvan'ın hem yurtiçinde hem de yurtdışında gerçek iktidar programı nedir? Mısır’a, Suudi Arabistan’a, Araplar ülkelerine vereceği fayda veya zararın derecesi nedir?
30 Haziran hediyesinin başarılı olmadığını düşünün bir de. Hayrat eş-Şatır, Muhammed Bedii, Mahmud İzzet (farkındaysanız Muhammed Mursi’den bahsetmiyorum) veya Seyyid Kutub yahut Mustafa Meşhur’un öğrencilerinden birinin bugün Mısır’ı yönettiğini. 100 milyonu aşan nüfusuyla Mısır’ı? Süveyş Kanalı'nı yöneten Mısır’dan bahsediyoruz. El-Ezher’i içerisinde barındıran, kadim tarihiyle hem beyaz hem de kırmızı denizlere sahip Mısır’dan.
Bu nedenle Al Arabiya kanalı bugün ‘Son Çatışma’ başlığı altındaki belgeseli yayınlamakla iyi yapıyor. Belgeselde İhvan’ın Mısır yönetiminde olduğu yıllar konu olacak. Mısırlı liderlerin söz konusu aşamadaki iç tanıklıkları gözler önüne serilecek. Unutulan gariplikler hatırlatılacak. Bunlardan biri de Hazem Ebu İsmail’in Al Arabiya ekranlarındaki şu sözü: “Biz katliam eğitimi alıyoruz.” Hazimun milislerinin medya şehrini kuşatarak buradaki medyayı tehdit ettiği 7 Nisan 2013 tarihinde.
Mısırlı Bakan Munir Fahri Abdunnur, o dönem AB ve ABD’nin, otoritedeki son ayında İhvan ile işbirliği yapmaları için sivil güçlere şiddetle baskı yaptığını anlatıyor. Mısır, canını Mısır’ı İhvan’a hibe etmek isteyen korkunç bir uluslararası ittifaktan, bu gruptan yararlanan taraflardan kurtardı. Afganistan’ın anahtarlarını soğuk kalplilikle Taliban'a nasıl teslim ettiklerini gördük!
Ancak Mısır'ın farklı bir görüşü vardı. Bu nedenle, hafızayı her seferinde zenginleştirmek ve tazelemek önemli; böylece kimse yeni bir slogan altında tekrar aynı şeyleri yapmasın.
TT
Mısır’ın sağlığı üzerine geçen 9 yıl
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة