Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Sudan: Ortağı olmayan şirket

Sudan’ı zayıf düşüren Beşir yönetimi, Sudan’ın enerjisini, servetini ve dostluklarını yiyip bitirdi. Beşir iktidarında Hartum'un siyasi kapıları Çakal Carlos dahil kapıyı çalan her akıma açık hale geldi.
Başkanlığı ve politikası sırasında güney parçalandı, ve Kurdufan savaşı Cancavid’e teslim edildi. Mısır ile ilişkiler, tarihinin en kötü noktasına geriledi. Saygın Sudanlı liderler hapishanelere atıldı. Uluslararası arenada dışlanan Sudan, eşi görülmemiş bir şekilde yalnızlaştı.
Beşir iktidarının devrilmesi ise alışılmadık bir uzlaşı sağladı. Siviller ile ordu, şehirle kışla, tefekkür zihniyeti ile silah zihniyeti arasında anlaşma sağlandı. Anlaşma, anayasal yaşam yolunda kışladan ayrılma, yavaş yavaş sivil hayatın geri dönüşü yönünde bir başlangıcı teşkil etti. Anayasal olmayan bir hayal, yolları kesişmeyen iki kesim arasında anlaşma yapıldı. Biri keman ile siyaset yaparken, diğeri açıklamasını silah ile yapıyordu. İlk günden kavga etmeye başladılar. Siviller istifa ederek evlerine döndüler. Askeriler ise desenli kıyafetlerini çıkarmadı. Kim, kime karşıydı? Biraz zaman geçince beklenen oldu: Sivillerin ilk gün itibariyle iflasa sürüklenen ortaklıkta elinde sokaktan başka bir şey kalmadı.
Sudan'daki günlük protestolar, fotoğraflardan çok daha önemli ve daha faydalı. Tarihten aşina olduğumuz doğal bir çözüm var: Tilkinin dönüp geleceği yer kürkçü dükkanıdır. Siviller siyasi iktidar, askerler ise üniformaları içerisinde kışlaya. İnsanların güven duymasını sağlayan, görevinin siyasi iradeyi uygulamak ve vazifesini yerine getirmek olduğunu hissettiren resmi askeri kıyafet. Kanun gereğince, bu vazife bittiğinde silahını bırakır ve diğer tüm milletler gibi emekliye ayrılması gerekir.
Askerlerin ardından siyasete atılmaları ise askerlik yeminine aykırıdır, sivil namus ihlalidir ve rejime yönelik açık saldırıdır. Bu ikilik, birkaç ülke hariç çoğu ülkede başarısızlığı beraberinde getirmiştir. Latin Amerika; Arjantin, Şili ve diğerlerinde katliamlar sona erene dek normal hayata dönülememiştir. Askerler, etkilenen ülkelerde iyileşmeyecek yaralar bıraktı.
Tamamen zıt bir şekilde iktidara ulaşma yolunda askeri güç kullanmak doğal, yasal ve kabul edilebilir bir şey değildir. Sudan'daki çözüm, mevcut tüm sivil kurumları korurken, ordu ile yetkililer arasında gerçek bir sözleşme ve doğal bir uzlaşıdır. Şimdi ise Sudan'ın girişimci rolüne ve istikrarına geri dönüp labirentten çıkma zamanı gelmiştir.