İstemi Yılmaz
TT

Türkiye-Batı ilişkilerinde yeni bir S-400 krizine doğru

Türkiye, Batı ve bilhassa ABD ile ilişkilerinde iyi bir ivme yakalamışken eski krizler kendini hatırlattı. Ankara'nın Kremlin'den satın aldığı ve Amerikan yaptırımlarına yol açan Rus hava savunma sistemi S-400'ler yeniden gündemde. Halbuki Türk savunma sanayisini hedef alan Amerikan yaptırımlarının üzerinden çok sular akmıştı. İsveç ve Finlandiya'nın Atlantik İttifakı'na dahline yeşil ışık yakmasının ardından Türkiye yeniden Batı cephesinde kabul edilir olmuştu. Elbette bu gelişmeye Ukrayna buğdayının dünyaya açılmasını sağlayan BM kapsamındaki anlaşmayı da dahil etmek gerek. Tahıl anlaşması, Ankara'yı uluslararası diplomasinin yıldızı haline getirdi. Ancak hafta içinde Moskova'dan gelen açıklama dengeleri bir kez daha sarstı.
Rus haber ajansı TASS'a konuşan Rusya Federal Askeri-Teknik İşbirliği Servisi Direktörü Dmitri Şugayev, Türkiye’nin, ikinci parti S-400 hava savunma sisteminin tedariki için bir anlaşma imzalandığını duyurdu. Şugayev ayrıca söz konusu füze bataryalarının bazı parçalarının Türkiye'de üretileceğini de ifade etti. Buraya kadar iyi hoş fakat Ankara bu haberi teyit etmekten çekiniyor. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı'na göre, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi tedarik sürecinde yeni bir gelişme yok.
Peki ne oldu da S-400'ler bir kez daha gündeme geldi?
Her şeyden önce Moskova'dan gelen mesajın zamanlaması manidar. Yukarıda belirttiğimiz nedenlerden ötürü son zamanlarda Batı'nın kapıları Türkiye'ye ardına kadar açılmıştı. Dahası NATO'daki blokajını kaldırması sonucu Washington yönetimi, Türkiye'ye yeni F-16 satılmasına da sıcak bakmaya başlamıştı. Almanya ile yaşanan sessiz gerilim ve Yunanistan'la artan tansiyon sayılmazsa Ankara-Brüksel ilişkilerinin de belirli bir düzeyin altına düşmediğini söylemek mümkün. Türkiye özellikle son dönemde İtalya'ya Libya petrolleri ve doğal gaz sahasında alan açarak AB içerisinde yeni bir müttefik bile edindi.
Şimdi ortada iki ihtimal var. Ya Moskova gerçeği çarpıtarak Ankara'nın yeni ittifaklarını baltalıyor ya da Türkiye S-400 anlaşmasını sümen altı etmeye çalışıyor. Rusya, Ukrayna tahıl anlaşmasında Türkiye'nin kazandığı "Batılı arabulucu" rolünden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rus jeopolitiğinden uzaklaşmasından rahatsız. Kremlin çevrelerinde "Türkiye'yi Batı'dan koparabileceğine inanan" Avrasyacı kanat itibarını yitirdi. Ankara'nın "NATO üyesi kimliği" gündeme geldikçe Rus devlet aklı Vladimir Putin'i sert önlemler almaya zorluyor. Üstelik Türk SİHA'ları Ukrayna'da Rus güçleri yok ettikçe Moskova'daki öfke daha da artıyor. Suriye'de önceki TSK operasyonlarına örtülü destek veren Rusya'nın Münbiç ve Tel Rıfat'taki YPG/PKK unsurlarının temizlenmesine karşı çıkışı, durumu bir fırsat olarak görmesinden kaynaklanıyor. Rus hesabı, Türkiye'yi Esed rejimiyle barıştırarak Suriye'deki statükoyu geri döndürülemez bir biçimde şekillendirmek.
Öte yandan,  Türkiye'nin anlaşmayı gizlediği senaryoysa diplomatik açıdan anlaşılabilir bir hamle. Ankara Batı nezdinde geçtiğimiz aylardaki kazanımlarını bir çırpıda kaybetmeme eğiliminde. Rusya ile Ukrayna arasında arabulucu rolünü ABD ve AB kabul ettirmişken "Putin yanlısı" imaj çizmesi Batı'nın "Türkiye'nin ortaklığını" sorguladığı yeni belirsizliklere yol açabilir.
Sonuç olarak yine medya üzerinden yürütülen bir diplomatik savaşla karşı karşıyayız. Ancak Türkiye dikkatli olmalı. Zira Ankara'nın Libya, Suriye, Karabağ'dan sonra Ukrayna'da saha ve masadaki dengeleri altüst eden hamleleri Kremlin'deki rahatsızlığı artırıyor.