Salih Kallab
Ürdünlü yazar. Eski Enformasyon, Kültür ve Devlet Bakanı
TT

Washington’un esas endişesi!

Araplar ve İsrail -bazı Filistin ve tabiki Arap çevrelerinde hala Siyonist düşman olarak tanımlanıyor- arasındaki barış sürecinin ‘İbrahim Barışı’ olarak isimlendirilmesi için ikna edici tek bir sebep yok. Zira İbrahim efendimizin bu konuyla hiçbir ilgisi yok ve ABD Başkanı Joe Biden’ın bölgeye yaptığı son ziyaretindeki terimler doğru ifadeden yoksundu. Aslında laf ebeliği yapılıyordu. Dahası İsraillilerin endişesinin hala gerek şekil gerekse içerik bakımından İran nükleer programına odaklı olduğu anlaşıldı.
Ne geçmişte ne de şimdi, İsrailliler hiçbir zaman Filistin meselesiyle gerçek anlamda ilgilenmedi. Bu aşamada tek sorunları İran’ın nükleer programı oldu. Gerçek bu ve bundan başka da bir gerçek yok. Bu aşamada İran’ın, İsrail’in ve ABD’nin endişesinin bu olduğu muhtemel hatta kesindir. Tabiki Washington, Filistin-İsrail çatışmasıyla ilgilendiğinde bunu Araplar ve Filistinlilerle uyumlu olmak için yapıyor. Çünkü başlıca sorunu, İran'ın nükleer programından duyulan ürpertici korkudur. Dolayısıyla İsraillilerin çok tehlikeli buldukları bu aşamada asıl odak noktası, İran ve İran'ın gerçekten ne istediği ve neyin peşinde olduğudur.
Ayrıca içinde bulunduğumuz bu dönemde ABD’nin esas endişesinin Filistin-İsrail çatışması olduğu kesinlikle doğru değil. Bu, ABD’lilerin bazı Arap ülkelerini ‘göstermelik olarak tatmin etmek’ adına konuştukları bir konudur. Dolayısıyla dikkatleri bu yönden bugüne kadar ABD’nin endişelerinden hiçbirini oluşturmayan yöne çekme girişimleri, sadece bazıları için değil, hiç kimse için doğru değildir.
Şu bir kesin ki, Washington yalan söylüyor. Beyaz Saray efendisinin son Orta Doğu ziyaretindeki amacının Arap-İsrail çatışması olduğunu söylese de bu doğru değil. İbrahim anlaşmalarının kapsamını genişletmek için yapılan katakulliden başka bir şey değil. Asıl gerçek başka. Zira ABD’nin Siyonist devletin tarafında yer aldığı aşikar. Sonradan icat edilen Siyonist devlet saldırıya uğrayan değil, saldıran taraftır. İsrail’in her zaman saldıran taraf ve Filistin ile Arap ümmetine karşı bir komplo sonucu ortaya çıkan bir oluşum olduğu uluslararası düzeyde bilinmesine rağmen ABD onun yanında yer alıyor.
Bu hakkında konuştukları İbrahim barış treninin yanı sıra İbrahim anlaşmaları malum hedefleri olan bir oyundan başka bir şey değil. Bu tren hareketsiz bir şekilde yerinde duruyor. Aslında böyle bir hayali tren de yok. Esas olan şey şu ki, Washington İsraillilere çok önceden kaybedilen ve aslında şu anda olmayan barış sürecinde tüm bu yaptıklarını yapmaları için alan açtı. Kadri yüce olan Allah’tan bu kozmik Siyonist güç karşısında siperde tek başına duran Filistin halkının elini tutmasını niyaz ediyoruz.
Dolayısıyla etrafta söylenenlerin aksine Siyonist devlet ile Filistin halkı arasında bir barış sürecinin olmadığı, Washington'daki bazı yetkililer tarafından pazarlanan şeyin aslında birbirini izleyen, eski ve uzun planların devamı niteliğinde olduğu ve Filistin ile diğer birçok Arap bölgesinde yaşananların arkasında geçmiş bir dönemde bu bölgeyi sömüren İngiltere olduğu su götürmez bir gerçek.
Bu sadece Filistinli kardeşler için değil aynı zamanda gerek halklar düzeyinde gerekse Arap olmayan bazı ülkeler düzeyinde bu meseleyle ilgilenen herkesin anlamış olduğu gerçeklere kulaklarını ve gözlerini kapamayan bütün devletler ve halklar için bilinen bir gerçek.
Bütün bunlar, Filistin halkı ve tüm Arap dünyasının karıştığı bu hummalı tarihi çatışmanın sonunun yakın olmadığını gösteriyor. Nitekim bu eskiden beri süregelen ve daha nice neslin göreceği bir çatışma. Elbette yapılan her şey ve bunları pazarlama girişimleri, Arap milletinin kalbi olan Filistin’in maruz kalmaya devam ettiği tüm bu eski ve yeni kozmik komploların bir devamı niteliğindedir.
Elbette tarihin bu seyrinin devam edeceği, tarihsel olarak hedef alınan Filistin'in hep hedef kalacağı ve şu ana kadar şiddetle devam eden bu çatışmanın Arap milletinin silkelenip yıllardır Filistin’e hakim olan bu gerçekliğe karşı ayaklanmasına kadar devam edeceği aşikâr.
Siyonist İsraillilerin Filistin halkına, Arap milletine ve barış sürecine sırtlarını döndüklerinde kuşakların çatışması olan bu çatışmanın devam edeceği ortada. Tabi Arap milleti uzun yıllardır devam eden bu acı gerçekliğe sesini çıkarırsa iş başka.