Avrupa'nın kalbindeki savaş aylardır can sıkıcı ve acımasız bir şekilde devam ediyor. Geçen yüzyılda vuku bulan dünya savaşlarının acı hatıralarını tekrar anımsatıyor. Bu savaşın dünyayı üçüncü bir dünya savaşına sürükleyeceğini söyleyenler var. Ancak bu paniğe dayalı çıkarımlar, geçmişin trajedilerinin tekrarlanması gibi hakiki bir korkuyla ya da siyasi nedenlerle abartılıyor. Bir felaketin eşiğinde olduğumuza dair tahminler okuduk ve duyduk. Ancak pratik nedenlerden dolayı bu olmayacak. Aslında böyle bir savaşın çıkmasını engelleyen tek bir ülke var o da Çin.
Küresel ölçekte bir savaşın patlak vermesi, ancak engellenmesi zor devasa bir askeri gücün, kuvvetleriyle dünyayı işgal etmeye karar vermesiyle gerçekleşebilir. Örneğin Naziler Dünya Savaşı'nda bunu yaptı. Macerayı sona erdiren daha büyük bir güç veya güçler ittifakı gelmeden yenilmediler. Eskiden Rusya'nın Avrupa'yı işgal edecek, ilk kıvılcımları ateşleyecek ve geçmişin kabuslarını geri getirecek ülke olmasından korkuyorduk. Ancak Rusya, ilhak ettiği toprakları bile korumaktan tamamen aciz olduğunu gösterdi. Batı'nın Kiev'e durmaksızın yaptığı silah desteği olsa da Rusya içinde bile haklılığı ile ilgili şüphelerin arttığı bir savaşta, Rus kuvvetleri daha başından beceriksizliklerini ve morallerinin çöktüğünü gösterdi.
Tüm bu başarısızlığa rağmen, Pekin, savaşında Moskova'ya katılmaya karar vermiş olsaydı, üçüncü bir dünya savaşının hayaleti hala üzerimizde olurdu. Rusya-Çin ittifakı şüphesiz dünyayı cehenneme götürürdü. Çin liderliği, dünyayı tanklarla değil elektronik çiplerle işgal etmeyi düşündüğü için Allah’a şükredelim. Büyük bir sağduyu ve rasyonalite göstererek dünyayı korkunç bir kaderden kurtardı. Yakın bir zamanda Çin Dışişleri Bakanı, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un yeni bir dünya savaşına doğru gidildiğine ilişkin söylemlerinin yarattığı endişeleri gidermek amacıyla kimsenin yeni bir dünya savaşına girmek istemediğini söyledi.
Çinliler iki tarafça oyuna getirilmeye çalışıldı. Bu taraflardan ilki, iç siyaset ve kibirle karışık yeniden seçilme arzusuyla motive olmuş Batılı politikacılar. Nancy Pelosi buna bir örnek. Pelosi, Pekin'i sıkıştırmak ve onu Rusya ile daha fazla ittifak kurmaya zorlayıp dünya için engellenmesi gereken daha büyük bir tehdit olarak göstermek için bir kışkırtma hamlesiyle Tayvan'ı ziyaret etmişti. İkinci taraf ise Rusya. Dışişleri Bakanı Lavrov, diplomatik ve hitabet yeteneklerini kullanarak bu konuda çok çaba harcadı. Müttefik çemberini genişletmek ve Pekin'i Batı ile karşı karşıya getirmek amacıyla Çin’e birçok ziyarette bulundu. Ancak, emellerinin hiçbirine ulaşamadı. Ruslar Şanghay zirvesinden, liderlerin uçaklarıyla evlerine dönmesiyle birlikte değeri azalan diplomatik vaatlerle çıktı.
Peki, Çin neden dünyayı yeni bir küresel savaş sahnesine çeviren karanlık senaryoları ortadan kaldırdı? Diplomatları neden savaşı engellemenin ve barışı sağlamlaştırmanın öneminden bahsediyor?
Bunun nedenleri pratik ve aşikâr. Moskova'nın ortak askeri tatbikatlar ve liderler arası toplantılar aracılığıyla Çin ile aynı safta olduğunu gösterme girişimlerine rağmen gerçekler farklı. Çin ile Avrupa ve ABD arasındaki ticaret hacmi yüzde 26 iken, Rusya ile arasındaki ticaret hacmi yüzde 2. Pekin bu ticari ilişkileri riske atamaz. Aksine, sürekli Batılı hükümetlere Çin ürünleri üzerindeki vergileri kaldırmaları çağrısında bulunuyor. Çin'in Rusya ile yakınlaşması onu yaptırımlara maruz bırakabilir. Bu, Çin’in Ukrayna ve Tayvan krizlerinde hesapsız adım atmamasından anlaşılıyor. ABD ve Avrupa pazarlarına girmek ve Batı teknolojisinden yararlanmak şu anda Çin için her şeyden daha önemli.
Çin inanılmaz bir ekonomik başarı öyküsüne sahip. Zenginliği ile bilinen Guangdong bölgesinin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYİH) (1,8 trilyon dolar), Rusya'nınkinden (1,5 trilyon dolar) daha fazla. Bu nedenle Çin'in yatırım yaptığı mevcut dünya düzeninden yararlanmaya çalıştığını ve bu düzeni savaşları ve çatışmaları destekleyip toprakları işgal ederek değiştirmeye çalışmadığını görüyoruz. Dolayısıyla tüm karamsar tahminlere rağmen Pekin aksi yönde bir karar almadığı sürece önümüzdeki yıllarda yeni bir dünya savaşına şahit olmayacağız.
Son Haberler
- Suudi Arabistan, uluslararası topluma Gazze Şeridi ve Lübnan'da ateşkes sağlanması için harekete geçme çağrısında bulundu
- Türkiye, Rusya'nın tutumunun ardından Suriye ile ilişkileri normalleştirmek için Irak girişimini yeniden gündeme getirdi
- İsrail saldırıları Suriye'nin Humus kentindeki birçok köprüyü hedef aldı
TT
Çin üçüncü dünya savaşını engelliyor
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة