Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Modern Türkiye'nin kilometre taşları

Güzel bir söz mutluluk duygusu verir. Zaman sahip olduğumuz en önemli şey ve yeni aldığınız bir kitabın yazarının kendisine saygı duyduğu kadar sizin zamanınıza ve zihninize de saygı duyduğunu hissettiğinizde, sadece takdir değil, bir minnettarlık duygusu da hissedersiniz.

Meslektaşım Saer Abbas'ın “Modern Türkiye” adlı kitabı, özenle hazırlanmış profesyonel bir çalışma ve üç sütuna dayanan bir edebi eser; birincisi, Dr. Amr Musa tarafından hazırlanan bir çalışmayı içeren önsöz bölümü, ikincisi, kitabın konusu yani eski Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, üçüncüsü ise, Saer Abbas'ın satır satır koruduğu edebi düzey. Tüm bunlar yazarın hem siyaset okurlarına hem de tarih okurlarına hitap etmesini, zevk veren ve ezberlenebilecek bir eser sunmasını sağlamış.

Dr. Amr Musa, alışkanlıklarından ve yazar olarak tanıtılanların alışkanlıklarından ve konusundan saparak, Mısır Dışişleri Bakanı ve Arap Birliği Genel Sekreteri olarak Musa, Abdullah Gül'ün görev sürecine nasıl eşlik ettiğini ve Araplarla olan ilişkisini, bu ilişkiyi geliştirmek ve her alanda istikrarlı, seçkin kılmak için gösterdiği kişisel azmi takdir ettiğini anlatıyor. Bu konuda arkadaşı ve yoldaşı Recep Tayyip Erdoğan'dan önde ve farklı olduğunu belirtiyor. Ancak bu farklılığa rağmen ikisi arasındaki kişisel dostluk güçlü kaldı ve Gül'ün oğulları Cumhurbaşkanına "Tayyip Amca" demeye devam etti.

Amr Musa, Abdullah Gül'ün tutumunu Araplar açısından en ideal yol olarak görüyor; Osmanlı İmparatorluğu geçmişi yok, ortak çıkarlar ve paralel stratejiler, karşılıklı olarak birbirinin işine karışmamaya dayanan genel İslâmî kavramlar var.

Musa önsözde şöyle diyor: Bu kitap, Arap dünyasında, İslam dünyasında ve Avrupa'da birden fazla tarafı ve hepsinden de önce bizzat Türk vatandaşlarını ilgilendiren bilgiler ve değerlendirmeler açısından gerçekten zengindir. Anlatımı, akıldan önce ruhu beslemektedir. Saer Abbas, Cumhurbaşkanı Gül ile ilk kez 2009 yılında Boğaziçi Zirvesinde bir araya geldi. Türkiye meselelerini takip etmesinin ve hakkında haberler yapmasının üzerinden bir müddet geçmişti. Bu da başkan ile muhabiri buluşturan sevginin, daha doğrusu sakin, güler yüzlü ve eğitimli başkanın dürüst muhabire kalbini açmasını sağlayan güvenin başlangıcı oldu. Siyasi ve diplomatik başkan, Şarkul Avsat gibi bir gazete aracılığıyla sadece Suudi Arabistan'a değil, Arap dünyasına ve ötesine hitap ettiğini biliyordu.

Saer Abbas, Gül'ün biyografisi ve siyasi dönemi aracılığıyla, profesyonel bir beceri ve tarafsızlıkla Türk-Arap ilişkilerine dair bir görüntü sunuyor. Gelişiminin parlak yanını gösteriyor. Yine bir tanık ve ortak olarak Gül’ün biyografisi ve öne çıkan durakları aracılığıyla modern Türkiye tarihine, dalgalanmalarına ve meydana gelen köklü dönüşümlere de ışık tutuyor. Abdullah Gül, bu kitapla devlet ve vatan adamı imajını teyit ediyor.