ABD ve öncülüğündeki koalisyon güçlerinin haksız yere Afganistan’ı işgal etmesi üzerinden çok uzun yıllar geçti, sonunda ABD kaybetti, ülkeyi Taliban’a bıraktı ve çekildi. Ancak huzur, Afganistan’a bir türlü gelmedi.
Afganistan’da Taliban’ı destekleyenler için ABD’nin çekilmesi, bir rahatlama, bir umut doğurdu ancak bir o kadar sayıda Afgan için de Taliban’ın yönetimi ele alması endişe sebebi olarak kabul edildi.
Elbette bir ülkeden yabancı işgal kuvvetlerinin çekilmesi, o ülkenin rahatlamasına imkan verir ancak ekonomik, sosyal olarak tükenmiş, uzun yıllar şiddetin gölgesinde kalmış bir ülke için de toparlanmak o kadar kolay değildir.
Hatırlatmak gerekirse, ABD için Afganistan’da Taliban hiçbir zaman El-Kaide gibi radikal bir grup olarak, terör unsuru olarak tanımlanmadı. Buna mukabil yine de ABD işgalinin meşrulaştırılması adına sık sık Taliban ve kadın konusu gündeme getirildi, kadınları kurtarmak için de bölgeye girildiği iddia edildi. Dolayısıyla yer yer Taliban’ı şeytanlaştırmak için masa başı haberleri yapılarak, Taliban’ın “İslami bir yönetim olarak” kadınları ne denli baskıladığından bahsedildi. Sonuçta Taliban ile ilgili Batı menşeili haberleri de bir miktar teyit ederek referans alma gereği doğdu. Ancak Taliban’ın Afganistan’daki kadınların az miktardaki kazanımlarını kaybettirdiği de bir gerçek. Yani o haberlerin doğru olanları da var.
Taliban’ın uyuşturucu, ciddi ekonomik sorunlar, Pakistan sınırındaki kabileler, DEAŞ-Horasan, İran ile su problemi, savaşmaya alışmış ve canı sıkılan bazı savaşçılarının savaşacak yer araması gibi problemleri var. Aynı zamanda ABD ile görüşmelerini sürdürüyor ve yaptırımların kaldırılmasını, Afganistan’ın el konulan paralarının serbest bırakılmasını istiyor.
Taliban’ın bir diğer önemli problemi, ona her gün biraz daha moral açıdan kaybettiren kadın konusu. Taliban’dan kadınlarla ilgili iyileştirmeler beklerken her gün kadınlara dair bir yasakla karşımıza çıkıyor. Kadınların en fazla kısıtlandığı alan ise eğitim ve çalışma, yani kadının kendisini gerçekleştirmesine olanak sağlayacak iki alan ve Taliban en fazla bu alanda baskı uyguluyor. Daha önce kadınlara üniversite eğitimini yasaklayan Taliban, son olarak bazı bölgelerde 10 yaşından büyük kız çocuklarının eğitim almasını yasakladı.
Bugünün dünyasında hiçbir ülke tek başına kendi kendine yetemez, uluslararası ilişkiler bir ülkenin varlığında oldukça önemli. Daha önce cüzamlı muamelesi yapılan Taliban yönetimindeki Afganistan’a birçok ülke mesafeli ve Taliban, Afganistan’ı kaçılan değil de yaşanılan bir yer haline getirmedikçe Afganistan normalleşmeyecek, savaş şartlarından kurtulamayacak.
Afganistan’ın yaşanılacak bir ülke olmasını sağlayacak meselelerden biri de kadın konusu, kadınların kendi inançlarına uygun bir şekilde çalışmasının ve eğitim almasının önünü açmadıkça Taliban’ın üzerindeki ağır sorumluluğu yerine getirme imkanı yok. Allah’ın sorumluluk yükleyerek, bir birey olarak haklarını koruduğu kadınları, Taliban meskenlere hapsederek yaşanılabilir bir Afganistan inşa edemez. Ayrıca Taliban’ın kadınlarla ilgili yasakların önüne geçmesi için ABD gibi daha düne kadar Afgan kadınları yetim, dul bırakan, savaşın ortasına hapseden, evlatlarını öldüren bir ülkenin girişimleriyle ve yaptırımları ile değil gerçek sorunu görerek kendisine göre bir çözüm bulması gerekiyor. Zira daha önce Afgan kadınlara özgürlük götürmek için bölgeye giren yabancı postalların kadınlara neler yaptığını maalesef gördük.
Şu durumda Taliban’ın Afgan kadınlardan değil onlara uyguladığı haksız sınırlamaların sonuçlarından korkması gerekiyor. Afgan kadınlara tanınacak bir nebze hürriyet, Afganistan’a da Taliban’a da kaybettirmez, aksine her anlamda olumlu kazançların kapısını açar.