Cemile Bayraktar
Gazeteci-Yazar
TT

Sporda ırkçılık ve İslamofobi

İbtihaj Muhammed, Afro-Amerikalı Müslüman bir kadın.

Muhammed’i özel yapan şey, sadece ABD’li başörtülü bir kadın sporcu olması değil, ABD’nin ilk başörtülü olimpiyat madalyası sahibi bir kadın olması.

Bir eskrimci olan Muhammed’in, bu spor dalını seçmesinin nedeni, eskrimin ona inançlarına uygun giyinerek spor yapabilme imkanı vermesi.

Time dergisi, 2016’da Muhammed’i en etkili 100 kişi arasında gösterdi.

Uluslararası reklamlarda oynuyor.

Barbie bebeklerinin “başörtülü” yüzü.

Ailesi ile birlikte tesettürlü kıyafet tasarımı üretimi yapıyor.

Uluslararası ilişkiler ve Afro-Amerikan alanlarında çift lisans eğitimi var.

Muhammed, sadece olimpiyatlarda diğer yarışmacılara karşı bir mücadele yürütmedi.

O, çok yoğun ırkçılık, İslamofobi, önyargı ile de mücadele etmek zorundaydı.

Teksas’ta katıldığı bir müsabakada başörtüsünü açması istendi.

Yolda yürürken, herhangi bir yeri bombalamayı düşünüp düşünmediği şeklindeki saldırganlıklara muhatap olmak zorunda kaldı.

2016 Olimpiyatlarına hazırlanırken, dönemin ABD Başkanı D. Trump, Müslüman karşıtı açıklamalar yapıyordu ve hem ırkçı hem de İslamofobik tutumların yükseldiği bir dönemde, işini yapmaya, en iyi biçimde yapmaya çalıştı.

Hem siyah, hem de Müslüman olması nedeniyle muhatap olduğu ırkçılık ve İslamofobik tavırlar performansını olumsuz etkiledi.

Ancak bunlara rağmen herhangi bir yeri havaya uçurmadı, silahla benzinlik marketi soymadı, tüm şevk kırıcı saldırılara rağmen kendi alanında en yüksek başarıyı elde etti.

Muhammed’in başarısı sadece kendisine de yatırım olmadı.

Irkçılık ve İslamofobiye ev sahipliği yapan ABD‘nin bu konudaki olumsuz imajını bir anlamda toparlamaya çalıştı.

Binlerce Müslüman kadına bir çıkış yolu gösterdi.

Irkçılık ve yabancı karşıtlığı ile mücadele etmek zorunda kalan birçok insan için ilham verici oldu.

Müslümanların, “bir yerleri patlatan şiddet yanlısı tipler” olmadığını, tüm dünyaya gösterdi.

Fransa’daki başörtüsü yasağından, bir Müslümanın polis tarafından öldürülmesinden, Doğu Türkistan, Filistin gibi meselelerde Müslümanlara yönelik haksızlıklara kadar birçok konuda çekinmeden görüş beyan etti.

Yapay zekanın insanlığa alternatif bir güç olmaya başladığı zamanlarda bile halen başörtülü kadın görünce uzaylı görmüş gibi davranan garip kitleye, Müslüman kadınların herkes gibi “normal” kadınlar olduğunu gösterdi.

Başörtüsünü kendi inancı gereği, kendi isteğiyle örttüğünü belirterek Müslüman kadınların, baskı altında kalan, İslam’dan kurtarılması gereken varlıklar olmadığını tüm dünyaya gösterdi.

İki çocuk kitabı yazdı.

Çocukken oynadığı bebeklerinin kendisiyle bir bağı olmamasına tepkisel yaklaştı. O yaşta başörtülü kadınlara yönelik yok saymayı hissederek bebeklerine başörtüsü örtmesine dair ayrımcılık anılarını paylaştığında, daha önce kimsenin aklına gelmeyen bir şey Barbie’nin aklına geldi ve İbtihaj sayesinde başörtülü kadınların var olduğunu gösterecek bir girişim olarak başörtülü Barbie üretildi.

Yol uzun, İbtihaj’ın yaptıkları yapacaklarının teminatı, nasipse bu yolda Müslümanlar için birçok olumlu şey daha yapacak. Ki burada nokta koysa bile bu kadarı da kafi.

İbtihaj Muhammed, yakın zamanda verdiği bir röportajda, sık sık dikkat çekilmeye çalışılan ama pek de rağbet görmeyen bir konuyla ilgili önemli bir noktaya dikkat çekti; başörtüsü, İslam karşıtlığı, İslamofobi bir çeşit ırkçılıktır yani bu tutumların altında yatan şey ırkçılık temellidir dedi. Kesinlikle doğru.

Hem siyah, hem Müslüman hem de başörtülü kadın olması sebebiyle ırkçılığın tek türlüsüne değil her türlüsüne muhatap olan İbtihaj Muhammed’in bizzat tecrübe ettiği bu ırkçılık sarmalına karşı mücadele edilmeli. Ve bu mücadelenin de Müslümanlar cephesinden birden çok yolu, yöntemi var ama en azından bir tanesini en ideal şekilde gösteren Muhammed’i sadece olimpiyat madalyaları ile değil ırkçılık karşıtı söylemleriyle de anmalı. Çünkü Müslüman kadınların, Müslümanların İslamofobik ırkçılığa maruz kaldığı tek yer spor değil ve ırkçı ayrımcılığa tek muhatap olan da Müslümanlar değil.