Bir kişi 1973 yılında, özellikle de Ekim ayında doğmuşsa, bugün elli yaşındadır. Bu yarım asırlık bir döneme tekabül etmektedir. Tam bir olgunluk yaşıdır ve uzun bir yaşam deneyimi ihtiva etmektedir.
Bu süre, bazı devlet arşivlerinin gizli belgeleri ve özel hassasiyete sahip devlet dokümanlarını yayınlamak için gerekli bir süredir. Hatta bazıları için bu süre daha azdır. Bazıları 25 yıl, bazıları ise 40 yıl sürer.
Bu durum belgelerin niteliğine ve saklanma süresine bağlıdır. Öyle ki devrimci siyasi değişiklikler meydana gelmedikçe, süresiz olarak ve belki de sonsuza kadar açıklanamayacak belgeler vardır. Ekim 1917'de komünist devrimciler tarafından Rusya Geçici Hükümeti devrildiğinde Rus İmparatorluk Arşivi'nin başına gelen de budur.
Bu tarihi, Ekim 1973'ü bugün neden hatırlıyoruz?
Çünkü Mısır terminolojisine göre Ekim Savaşı ya da 10 Ramazan Savaşı, İsrail terminolojisine göre de Bağışlanma Bayramı Savaşı ya da Yom Kippur Savaşı'nın başlamasından bu yana yarım asır yani 50 yıl geçti.
Bereketli Hilal'in sözlüklerine ve ay takvimlerine göre bu savaşa Ekim Zaferi adını veren Suriye tarafıyla birlikte Mısır tarafının da başarılı olduğu bir savaştır.
Mısırlılar, Mısır liderliğindeki Arapların 1967 Savaşı'ndaki büyük yenilgisinden ya da Profesör Heykel el-Latif'in sözlüğüne göre ‘gerilemesinden’ altı yıl sonra kanalı geçmeyi ve İsrail'e karşı hızlı ve çarpıcı bir askeri zafer kazanmayı başardılar.
Ekim Zaferi ulusal morali yeniden tesis etmiş, dağınık ulusal duyguları düzene sokmuş ve kaybolan psikolojik dengeyi sağlamıştır.
Savaşın ve barışın kahramanı, deha sahibi Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat tarafından şanlı bir zafer kazanıldı. Ona dahi diyoruz, çünkü savaşa devam etmek isteyenlerin duygu patlamalarına ve tezahüratlarına rağmen geri adım atmadı. Bazıları İsrail'in yok olacağını, bazıları ise daha mütevazı bir şekilde İsrail'in 1948 sınırlarına geri döneceğini söylüyordu.
Sedat, savaş alanında cesur olduğu kadar, İsrail'i ve Batı'yı kandırmayı ve geçiş savaşı için yapılan düzenlemeleri onlardan gizlemeyi başaran kurnaz ve sağduyulu bir planlamacıydı. Bununla birlikte, çok gerçekçi ve politik biriydi. Zafer sarhoşluğuna kapılmadı. Bu ânı, siyasi kazanımlar elde etmek ve çalınan toprakları geri almak için akıllıca kullandı. Bazı siyasi gençler halen Sedat'ı savaş ve fikir cesareti açısından istisnai bir kahraman değil bir hain olarak görüyorlar. Eski Arap bilgemiz Ebu Tayyib el-Mütenebbi'nin dediği gibi “Fikir, cesurların cesaretinden önce gelir.”
İsrail, şu anda bazılarını yayınlamaya devam ettiği Ekim belgelerini kısa bir süre önce yayınlamaya başladı. Bu belgelerde, aralarında kodaman ve seçkin bazı Arapların da bulunduğu, her birinin kendi nedenleriyle, Arap savaşının planları ve amaçları hakkında İsrail'i bilgilendirmek için yaptıkları iş birliği hakkında bazıları için şok edici bilgiler yer almaktadır.
Örneğin, Cemal Abdunnasır'ın damadı ve Sedat'ın danışmanı Eşref Mervan'ın hikayedeki rolü çok şaşırtıcıdır. Tamamen İsrail ajanı mı, tamamen Mısır ajanı mı, yoksa ikisi arasında bir yerde mi?
Bu yıl ve bundan üç yıl önce Ekim Savaşı hakkında yayınlananların bir kısmını izledim ve okudum. Gördüm ki tarihin raflarının sakladıkları, ortaya çıkardıklarından çok daha fazla... Bunu düşün dostum, kıyas seni nereye götürürse götürsün!