İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ülkesinin savaş sonrasında Gazze Şeridi'nde süresiz olarak kapsamlı güvenlik sorumluluğu üstleneceğini açıkladı. Netanyahu, ABC News'e verdiği demeçte, Gazze'nin Hamas'ın yolunda devam etmek istemeyenler tarafından yönetilmesi gerektiğini söyledi.
Bu açıklama, İsrail'in bu savaştaki niyetleri ve planları hakkındaki en açık ifadedir. Netanyahu'nun açıklamasıyla birlikte Gazze'nin geleceği ve orayı kimin yöneteceği konusu tüm bölgeyi ve hatta uluslararası alanda konuyu takip eden tüm ülkeleri ilgilendiren bir mesele haline geldi.
Aslında bu konuda fikir ve isim tartışmalarının başladığı bir sır değil ama Netanyahu'nun açıklaması artık bu durumu ana konu başlığı haline getirecek. Bunu ilk hisseden ise Tahran yönetimi ve Hamas oldu. Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, iki devletli çözüm için siyasi bir yol açıldığını duyurmasının ardından Hamas da başka alternatifin olmadığını tekrarladı.
Hamas, çeşitli kaynaklar aracılığıyla savaş sonrasında kendisiyle istişare edilmeden Gazze hakkında müzakere yapılamayacağını belirtti. İşte bu yüzden Heniyye'yi Tahran'da gördük. İşte bu yüzden İranlı yetkilileri bölgenin her yerinde Hamas'ın Gazze'den dışlanmasını engellemek için bir rol ve fırsat ararken görüyoruz.
Hamas'ı korumaya çalışmanın, onu korumaya çalışan taraflardan hiçbirinin şu anda ödeyebileceğini sanmadığım bir bedeli olacak. Bunun sebebi Hamas ve Netanyahu’nun, tereddüt edenin korkunç bir siyasi sonla karşılaşacağı bir savaş yürütmesidir. Bu durum, sürecin ve zamanlamasının hatası, aynı zamanda İsrail aşırılığının neticesi.
Dolayısıyla buradaki soru şudur: Hamas ve müttefikleri, savaşı durdurmak ve hareketi korumak için ne yapabilir? Hamas, yurtdışındaki liderlere umut bağlayarak saha komutanlarını feda edecek mi?
Şu anda dikkat çekici olan husus, Batı basınında Yahya Sinvar hakkında yayınlanan, Hamas'ın siyasi liderlerine kıyasla acımasız olduğuna dair ifadeler ve imalardır. Bu ifadelerden en göze çarpanı Financial Times'ın Sinvar hakkında yayınladığı yazıda yer aldı.
Gazete, ismini vermediği kaynaklara dayanarak ılımlı Filistinlilerin, Sinvar'ın 7 Ekim operasyonundan sonra kendilerini Taş Devri'ne döndürdüğünün farkında olduklarını yazdı. Gazetenin Sinvar’a yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Sinvar'ın Hamas içindeki yükselişi şiddet konusunda ün kazanmasına bağlı olarak gerçekleşti.
Gazetenin İsrailli olmayan bir kaynaktan aktardığına göre, Hamas yetkililerinin Sinvar'ın yanındayken ve değilken sergiledikleri davranışlar arasında fark var. Sinvar ile uzun yıllar çalışmış olan bu kaynak, Hamas liderleri ile Sinvar arasında hâkim olan şeyin korku olduğunu söylüyor.
Gazete, onun muazzam bir egosu olduğunu, eğer bir görevdeyse dünya ile irtibatını kopardığını, hedeflerine ulaşmak için on binlerce hayatı ve daha fazlasını feda etmekten çekinmeyeceğini kaydetti.
Netanyahu'nun açıklaması, Hamas'ın açıklamaları ve şimdi Sinvar ile ilgili sızan bilgilerden sonra meseleyi bir bağlama oturtacak olursak, Gazze'nin geleceği hakkında herkesin hatta Hamas'ın kendisinin bile bir şeyler düşündüğü ortaya çıkıyor. Karar kesinlikle sahada verilecek. Bu durum, artık herkesin büyük resmin farkına vardığını gösteriyor. Bu da ne yazık ki daha fazla masumun kurban olması anlamına geliyor.